Benzin istasyonunda depoyu doldurduktan sonra, yan tarafında bulunan oto yıkama kısmına çekiyor arabasını. üstünde kocaman “ücretsiz yıkama” yazan yerdeki görevli, parayla yıkayacağını söylüyor.

Müşteri itiraz ediyor.

Depoyu boşuna mı doldurduk? Madem parayla yıkıyorsun, niye buraya ücretsiz yıkama yazdınız?

O yazı benim için diyor elinde hortum tutan görevli.

Nasıl?

Patron bana “ücretsiz yıkama” dedi.

Sonra anlaşılıyor işin aslı.

Pompacının ya da kasadakinin, depoyu dolduranlara yıkama fişi vermesi gerekiyormuş.

***

Gördüğünüz gibi kelimeleri eğip bükmek mümkün.

Tulumunu çekmiş, şapkasını takmış, eline hortumu almış bir oto yıkamacı da kafasına göre değerlendirebiliyor.

Bir oto yıkamacının yaptığını bir yargıç, bir savcı, bir avukat daha büyük bir ustalıkla yapar.

Eğer yazılı kanunlar açık ve net olmazsa, her isteyen keyfine göre yorumlayabilir.

Niye yanlış yaptın diyenlere de verilecek cevap basit. Benim yorumum böyle.

***

çağdaş… Anlam bakımından zengin olmasına rağmen iğdiş edilmiş bir kelime.

Kaygan zeminlerde, kaypakça kullanıldığı için neredeyse ters yüz edilmiş.

Hangisi çağdaş, hangisi çağdışı?

öğrencilerin bir kısmını üniversite kapısından içeriye sokmayan rektör mü çağdaş, Yunus Emre mi?

Alın terine saygı göstermeyen fabrikatör mü, Pir Sultan Abdal mı?

Darbeciler mi çağdaş, beş asır önce yaşayan Fatih Sultan mı?

çeteciler mi, Karacaoğlan mı?

***

Kum torbası yerine işçileri kullananlar, sırf bugün yaşıyorlar diye çağdaş sayılabilirler mi?

İşçilerinin hakkını savunması gerekirken onları satan sendikacılar çağdaş mıdır?

Halkın oylarına saygı göstermeyen mihraklar mı çağdaş, Mevlâna Celaleddin mi?

“Lo lo dur gitme dinle, çağdaşım seninle…”

***

Allem ile kallem ile dilimiz bozuldu, ağzımız bozuldu, düşüncemiz bozuldu.

Bir askerin elinden silahı alıp plastik tüfek verebilir miyiz? Biz öyle yaptık.

O kelimeler bize asırlar öncesinden gelen hediyelerdi. Aldılar elimizden.

Bir çağdaştır tutturdular.

Sırf bu dönemde yaşadığı için kendini çağdaş zannedenler var.

Darbenin iyisi vardır, kötüsü vardır. Sen hepsine birden karşı çıkıyorsun diyen İlhan Selçuk çağdaş oluyor.

367 gibi bir karara imza atanlar çağdaş oluyor. Peki ya Kanuni?

Bugün ucube binalara imza atan mimarlar çağdaş… Peki ya Sinan?

Perinçek mi çağdaş, Timurlenk mi?

Veli Küçük mü çağdaş, Ertuğrul Gazi mi?

***

çarpık düşüncelerle bir sürü çağdaş yobaz yetişti aramızda.

Kelimelerin içini boşalttılar, tepe taklak ettiler.

Daha iyi, daha güzel olacak diye diye 'hayat'ımızı çaldılar, yerine başka bir 'şey' verdiler.