Acıları Paylaşmada Ümmet Olmak
Öncelikle Soma’daki büyük kazada hayatlarını kaybeden tüm kardeşlerimize Yüce Allah’tan rahmet, onların geride kalan yakınlarına sabır ve ecir, tedavi görenlere acil şifalar, tüm ümmete de başsağlığı diliyorum. İnna lillahi ve inna ileyhi raciun (Biz hepimiz Allah’a aitiz ve hepimizin dönüşü O’nadır).
Resûlullah (s.a.s.) bir hadisi şerifinde şöyle buyurur: “Mü’minlerin, birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet etmede ve birbirlerine acımada örnekleri adeta bir beden örneğidir. Onun bir organı rahatsız olduğunda diğer organları da uykusuzluk ve ateşle ona katılır.” Bu itibarla Müslümanların birbirlerinin dertleriyle dertlenmeleri ve yaralarına merhem olmaya çalışmaları sahip oldukları inancın kendilerine yüklediği sorumluluk ve kazandırdığı duyarlılıktır.
Yaralara merhem olma, zor durumdaki birine el uzatma sorumluluğu aynı zamanda insana değer vermenin bir gereği olduğundan tüm insanlığı kuşatıcı niteliktedir. O yüzden bu konuda sınırları aşan ve insanlığı kuşatan hassasiyetle hareket etmek gerekir.
Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur: “İşte sizin bu ümmetiniz bir tek ümmettir. Ben de sizin Rabbinizim. Öyleyse bana ibadet edin.” (Enbiya, 21/92) Bu açıdan acıları paylaşma, yaraları sarma ve zor durumda olanlara el uzatmak için güçleri birleştirme konusunda ümmet bilincinin kazanılmasının özel yeri olduğunu gözden uzak tutamayız.
Çarşamba günü yani kazanın ertesi gün Gazze’deki bazı önemli sivil toplum kuruluşlarının yöneticisi olan ve oradaki kıymetli dostlarımızdan Muhammed Harazin beni telefonla arayarak, üzüntülerini dile getirdi. Bana ve benim şahsımda bütün Türkiye halkına başsağlığı dileklerini iletti. Yine Gazze’den daha başka dostlarımız da mesajlarla taziyelerini ilettiler. Bu taziyeleri onların kardeşlik bilinçlerinin bir yansımasıydı. Taziyelerini bana iletmeleri beni olayda hayatlarını kaybedenlerin aileleri adına muhatap kabul edebilecekleri bir tanıdıkları olarak görmeleri sebebiyleydi. Gazze’de uluslararası emperyalizmin ve onun himayesi altındaki siyonist işgalin sıkı ablukası altında çok zor şartlarda hayatlarını sürdürmeye çalışan, bu şartlarda bile sadece kendi hayatlarını sürdürme çabalarıyla kalmayıp zor durumdakilere el uzatmak için ağır sorumluluklar yüklenen birilerinin gösterdiği bu duyarlılık beni duygulandırdı. Fakat bu duyarlılığı onlara kazandıran en önemli etken tüm ablukaları ve çizilmiş coğrafi sınırları aşan ümmet ve kardeşlik bilincidir.
Dün Gazze’deki el-Aksa Tv’nin ana haber bülteninin birinci haberi de Soma’daki maden ocağı kazasıydı ve son durum, kurtarma çabalarının ne düzeyde olduğu hakkında bilgi almak için benimle telefon bağlantısı kurdular. Adeta mahsur kalan işçilerin aileleri ve akrabaları gibi kurtarma çalışmalarındaki gelişmeleri izlemeye almışlardı. Benimle irtibata geçerek doğrudan bilgi almak istemelerinin sebebi de ajanslar vasıtasıyla kendilerine ulaşan haberlerden sonra yürekleri rahatlatacak olumlu bir gelişme olup olmadığını merak etmeleriydi. Bu da elbette ki sadece habercilik çabalarından değil aynı zamanda henüz kendilerine ulaşılamamış işçilerin ailelerinin acılarını ve duygularını paylaşmalarından ileri geliyordu.
Gazze’deki kardeşlerimizin çabaları, çağdaş emperyalizmin ve zulmün sergilediği vahşetin en çok mağdur ettiği bir halkın ümmet ve kardeşlik bilincinden hareketle gösterdiği duyarlılığı ortaya koyma açısından sunduğumuz bir örnektir. Acının tüm İslâm âleminde paylaşıldığı ise bir gerçektir.
Böyle bir duyarlılık ve acıları paylaşma konusunda sergilenen tavır elbette yaralara merhem olmakta ve gönüllere moral vermektedir. Bu itibarla, Suriye’de vahşi Baas zulmünün, Mısır’da Sisi cuntasının mağdur ettiği kardeşlerimize en azından kalben destek vermek amacıyla gösterilen gayretleri ve mazlumların acılarını paylaşma çabalarını basite almamak, bu çabalara katkının önemini gözden uzak tutmamak gerekir. Emperyalizmin, ümmet dayanışmasını engellemek amacıyla çizdiği sınırları öncelikle zihinlerden silerek en önce duygu dünyasında birlik ve dayanışma sağlamak bütün herkese güç katacaktır.
Böyle bir dayanışma, insanların acılarını kendi kirli hesaplarına araç edinmek isteyen istismarcıların oyunlarına gelmeyi, tuzaklarına düşmeyi de engelleyecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.