PKK’dan “Müdür” Açıklaması!
Değerli okurlar
Önceki hafta, terör örgütü PKK’nın sözde bir sendika eliyle kimi okullarda korsan sandık kurup, kendi müdürünü seçtiğini yazmıştık.
Bu illegal seçim karşısında devletin ilgili kurumlarının sorumsuz davranışlarını sorgulamıştık. (Bu linkten okuyabilirsiniz: PKK müdür seçti )
Mesajlardan anladığım kadarıyla, bazı okurlarımıza inandırıcı gelmemiş bu.
Nasıl olurmuş bu!
Yanlış anlamış olabilirmişim!
Okul aile birliği seçimi vs olabilirmiş ve ben karıştırmışımdır!
İnanmama değil, inanmak istememe durumu tabi bu…
Keşke öyle olsaydı.
Yanılmanın dolayısıyla yanlış yazmış olmanın utancını yaşamak; çıkıp özür dilemek isterdim.
Maalesef öyle değil.
Ben yazdıklarımdan emindim ki, PKK tarafından gelen açıklamada da bu kabul edildi.
Yazımızda seçimin, bölgede PKK’nın eğitim kolu gibi faaliyet gösteren “Eğitim Sen” adlı sözde bir sendika eliyle yapıldığını belirtmiştik.
İşte bu sendikadan, yazımız üzerine bir açıklama geldi.
Devletin okullarında, devletin atadığı müdürü tanımayıp, sandık kurarak kendi müdürlerini seçtiklerini açıkça kabul ediyorlar.
Resmen başkaldırı.
Değerli okurlar,
Bu sözde sendikanın terör örgütü ile bağını anlatmama gerek olmasa gerek.
Bilmeyen mi var ki?
Özellikle eğitim camiasında bu çok iyi biliniyor.
Hele Güneydoğu’da…
Eğitim Sen demek PKK/BDP’nin eğitim kolu anlamına gelir.
Nitekim açıklamalarında da bunu görmek mümkün.
Gizlemiyorlar ki göremeyelim.
PKK’ya terör örgütü demeyi bırakın,
“Bizim PKK ile bir bağımız yoktur” bile demiyorlar.
Açıklama aynen şöyle:
“Eğitim Sen Yürütme Kurulu 09.04.2014 gün, 37 sayılı kararı ile ‘5-8 Mayıs arasında ‘Yöneticilerimizi Seçiyoruz’ kampanyası çerçevesinde tüm işyerlerinde sandıklar kurarak seçim yapılması’ kararı almıştır. Karar gereği Eğitim Sen’in örgütlü olduğu tüm illerdeki –Ankara, Mersin, istanbul, Tekirdağ İzmir vs - binlerce işyerlerinde sandıklar kurulmuş, eğitim çalışanlarının oyu ile yöneticiler seçilmiştir.”
Şu cesarete, pervasızlığa bakar mısınız?..
Yürütme Kurulu olarak bilmem ne sayılı kararları varmış.
Tüm işyerlerinde olduğu gibi örgütlü oldukları okullarda da sandık kurup, kendi yöneticilerini seçiyorlarmış.
(Biz kimi okullarda demiştik, onlar tüm kurumlardan söz ediyorlar. Biz az bile yazmışız.)
İlgili yazımızın bir bölümünü hatırlatarak bitirmek istiyorum:
Ankara’da, İstanbul’da bir okul düşünün.
Çocuğunuzun okuduğu lise olsun.
Bir siyasi düşünce etrafında toplanmış bir grup öğretmen, mevcut müdüre başkaldırıyor.
“Biz kendi müdürümüzü seçip ona uyacağız” diyor.
Sandık kuruyor vs.
Veya devletin başka bir kurumunu düşünün.
Bir grup memur toplanıp, kendilerine amir seçimi yapıyor!
Nasıl bir şey bu?
Bunun izah edilebilir bir tarafı var mı?
Buna müsaade edilebilir mi?
Edilmez; devlet de millet de buna müsaade etmez.
Lakin öyle bir süreçten geçiyoruz ki, sözkonusu PKK/BDP STK’sı oldu mu ne yapsalar yutuluyor!
Yukarıda anlattığım seçimler de görmezden gelindi/geliniyor.
PKK sempatizanı öğretmenler, kendilerinden olmayan öğretmenleri örgütvari yöntemlerle baskı altına alıp, yasa dışı seçimlerine katılıp, destek vermeye bile zorladılar, bu da görmezden gelindi.
Üstüne üstlük bir de,
PKK sempatizanı öğretmenlerin kendilerini desteklemeyen, bu yasa dışı seçimlerine katılmayan öğretmenlerin isimlerini “cezalandırılmaları” için BDP/PKK’ya verdiği bilgisi var.
Mevcut okul ve ilçe, il müdürleri bunları görmüyor olamaz.
Peki ne yaptılar?
Neden müsaade ettiler?
Çözüm sürecinden anladıkları şey bu mu oluyor?
Çözüm süreci bunu mu gerektiriyor?
***
“Devletin atadığı okul müdürünü tanımıyoruz” diyor adamlar: “Biz kendi seçtiğimiz müdüre, yardımcılarına uyacağız”.
Bu ve benzeri bölücülüğü açıktan söyleyebiliyor ve icraata da geçirebiliyorlar artık.
Ne de olsa ortam son derece müsait!
Ne yapsalar katlanılıyor!
Bulunmaz bir fırsat!
Siyasi iktidara sorsan, en fazla o da kısık bir sesle “oyuna gelmeyelim, aman çözüm süreci sekteye uğramasın” cevabını alırsın.
Oyuna gelmeyelim gelmeyelim de…
Oyunu mu kalmış işin?
Atı alan üsküdarı geçiyor.
Siz iyi niyetli olabilirsiniz lakin,
Karşıdaki din iman bilmeyen eli kanlı bir terör örgütü.
Bunlardan iyi niyet beklenebilir mi?