Paralel örgüt liderinin yaşının  klasik takiyye metotlarıyla küçük gösterilmeye çalışıldığından herhalde haberiniz yoktur. Kendilerini gizlemede, suçlarını örtbas etmede ve algı yönetiminde son derece mahir olan The Cemaat’in beyin takımı ve bilhassa biyografi yazarlarının Hocanın yaşını değiştirdiklerini Santa Cruz Üniversitesinden Joshua Hendrick olmasaydı farkına varamayacaktık.

Bizler doksanlı yıllarda lisede okurken o dönemin cemaatçi öğrencileri Hocalarının doğum tarihiyle övünürlerdi.  İddialarına göre Hoca 10 Kasım 1938’de doğmuştu. Büyük bir lider (Atatürk’ü kastederek) ölmüş, yeni bir lider doğmuştu.

Ancak Hendrick’e göre cemaatçiler 2001 yılında bu efsanelerini kendi elleriyle çöpe attılar.  Bundan 13 yıl öncesine kadar 1938 doğumlu olan Hoca efendi, sonrasında birden 1941 doğumlu olarak gösterilmeye başlandı.  

Hala doğum tarihi olarak 1938’i kullananlar olduğu gibi 1941 yılını kullananlar da bir hayli fazla.  Cemaatin akademisyenlerinden Erkan Acar’a göre doğum tarihi 1941. Diğer bir cemaatçi akademisyen olan Hasan Aydın’a göre ise 1938. Mustafa Gökhan Şahin’e göre de Hocanın doğum tarihi 1938.  Fgulen.com’a göre ise 27 Nisan 1941.  Bu site resmi websitesi olduğu için itibar etmek gerekirdi ama kitapları da kendisine ait olduğuna ve orada 1938 yazdığına göre Hocanın kendi sanal ve basılı fikri mülkiyetinde yazılanlara da itibar edilemez.

Bir insan 2001 yılına kadar 1938 doğumlu ise bu tarihten sonra da 1938’lidir gibi bir mantık yürütmesinde bulunarak gerçek doğum tarihinin 1938 olduğunu farz ediyoruz.
Gelelim asıl meseleye; Bir insan neden doğum tarihini değiştirme gereği duyar? Herhangi bir insan olsa erken emekli olmak için, askere erken veya geç gitmek için ya da genç bir bayansa erken evlenmek için gibi cevaplar verilebilir.

Fakat söz konusu olan global bir kişilikse ( öyle ki yaşıyla ilgili yazılmış doktora tezleri var ) mutlaka önemli bir nedeni olmalı.  Cemaatçilere sorsanız mutlaka bir cevap vereceklerdir ama verecekleri cevaba da takiyye bulaşacağından, onlara hiç sormamak daha doğru olacaktır.  Bu konu hakkında başka da bilgisi olan olmadığına göre geriye bir tek mantık yürütmek kalıyor.

Öz kütlesi ağır büyük bir kitlenin lideri yaşlanıyorsa ve kitlenin o lideri yüceltmek dışında başka bir davası yoksa onun ölümünden sonra bir liderlik savaşı başlaması kaçınılmazdır. Lider ölürse yerine kimin geçeceği tartışılmaya başlanır. Cemaat içinden ve dışından sonrası için plan yapanlar çıkacaktır. Belki de Hoca ölmeden alaşağı edilecektir.
Fakat Hoca hiç yaşlanmasa-ki mümkün değil- ya da genç gösterilse bu tür kavgalar ertelenmiş olur.  Mevcut durumda Hocanın doğum tarihini 1938 farz edersek yaşı 76, 1941 doğumlu sayarsak 73 yaşında olmuş oluyor.  Aradaki 3 yaşlık fark miras kavgasının 3 yıl daha tehir edilmesi demek.

Cemaatteki bütünlüğü ve huzuru korumak için akıllıca bir taktik diyebiliriz. Bu kurnazlık belki de Hocanın ölümüne kadar cemaatin başına kimin geçeceğine dair çıkacak kavgaları engelleyecektir. Fakat cemaat kendini kendi eliyle 17 ve 25 Aralık’ta ateşe attığından bu tür kurnazlıklar cemaatin bölünmesine engel olamayacak gibi görünüyor.

Şakirdler içlerindeki Şakileri dışa vurup Başbakan  Erdoğan gibi bir devi devirmeye kalkarak  hem kendilerini hem de liderlerini bitirmenin yolunu açtılar.  Artık Hocalarının yaşının ne olduğunun önemi kalmadı.  Cemaat için yolun sonu göründü.  Kırk yıllık dava saman yolunda harcanarak bitmek üzere…