TRT spikeri meğer ne dertliymiş(!)..

TRT spikeri meğer ne dertliymiş(!)..

TRT’de uzun yıllardan beri spor müsabakaları anlatan bir kıdemli spiker var.. İsmi; Levent özçelik..
Heyecanlı maç anlatımlarıyla tanınır!.. Tarihçe-i hayatının ne olduğunu, o kuruma nasıl girdiğini, bilemiyorum!..
Yalnız bildiğim ve gördüğüm kadarıyla; ağzı laf yapan ve güleryüzlü resim veren birisi özçelik!.. Sıradan bir spiker de değil.. TRT’de çok kişiden de eski..
Peki, bugün durup dururken TRT’nin bir elemanını neden köşemize aldık?..
Sahi niye böyle yaptık?..
Anlatayım..
Cumartesi akşamı.. Yani, Pekin 0limpiyatları’nın sondan bir önceki günü.. TRT1’de yayınlanan program Pekin’den canlı yapılıyor... Levent özçelik sunuyor.. Birkaç da spor yazarı var.. Aralarına Gençlik ve Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay’ı almışlar, sorguluyorlar.. Malûm mesele.. 0limpiyatlardaki başarısızlık!.. Aslında bu başarısızlık tespitine biz de katılıyoruz ya, ancak konumuz o değil..
Sunucu özçelik, bir ara Mehmet Atalay’a dönüp şöyle bir soru soruyor; “Sayın Genel Müdür, son zamanlarda yarışan sporcularınızda kaderci bir yaklaşım görülüyor.. Kaybedilen maçlardan sonra ‘eh ne yapalım, kader, kısmet böyleymiş, nasip bu kadarmış’ gibi akla ve bilimselliğe uymayan ifadelere şahit oluyoruz.. Buna ne diyorsunuz?.. Bu devirde başarı için çalışmak varken bu gibi söylemler de neyin nesi?.. “
Levent Bey’in ifadeleri tamı tamamına böyle olmasa da özü itibariyle aynı.. Fazlası var, eksiği yok..
Tabii, Mehmet Atalay kardeşimizden net cevaplar beklerdik ama nedense Atalay eski tabirle idare-i maslahat yaptı.. Kemkümle karışık, işi idare etti..
Şimdi, inanca, kadere (ki kadere her Müslüman gibi Amentü’de biz de iman ettik Elhamdülillah) ters bakan o talihsiz ifadelere biz cevap verelim;
Sporcu insan değil mi?.. Sporcu Allah’ın kulu değil mi?. 0nların da manevi iklimi yok mu?..
Bir misal vereyim..
Farzedelim çocuk güreşci.. Rakibine öyle bir künde atıyor ki, içinden gelerek ‘ALLAH’ diye feryad ediyor.. Bir başka ifadeyle aşka geliyor!.. Ya da maçı kaybediyor, sorulduğunda da; ‘Ne yapalım çalıştık ama olmadı. Kısmet değilmiş!..’ diye cevap veriyor!.. Ne var bu ifadelerde?.. öküzün altında buzağı aranmasının sebebi ne?..
‘0lmadı, şeytan böyle istedi’ mi demesi gerekiyor(!)…”
Spiker (belki) inançsız, belki de itikatsız, olabilir.. Bakın (belki) yi tırnak içine aldım, çünkü meşrebini bilmiyorum.. Ama mütevazı ve inançlı milletimizin vergileriyle yaşayan TRT gibi Milli bir kurumun bünyesinde çalışan birisinin milletin değerleriyle adeta alay edercesine sorduğu o talihsiz ifadeleri reddediyorum!.. Soru sahibini kınıyorum!..
Son sözüm, başta TRT Genel Müdürü olmak üzere TRT kurumunun diğer yöneticilerine..
Kimsenin inancıyla, meşrebiyle, şusuyla, busuyla alıp veremediğimiz yok!.. Kişi nasıl isterse öyle yaşasın.. özel Tv’lerde çalışanlar nasıl isterlerse öyle davransınlar.. çünkü, adı üstünde özel.. İzlemezsiniz, olur biter!..
Ama TRT öyle değil.. Milletimizin malı zira TRT.. Ve Anadolu’muzun kısmı azamı da en çok TRT’yi seyrediyor..
Netice-i kelâm;
TRT çalışanları topluma saygılı olmak zorunda..
Kimse de bilimsellik, çağdaşlık adı altında millete inançsızlığı empoze etmemeli..
Edemez de zaten!..
Millet yakın takipte..
Millet uyandı artık..

GALATASARAY 4 ATTI, TAT VERMEDİ..
2008-2009 sezonu Galatasaray-Denizlispor maçıyla başladı.. Bu maçtan Sarı-Kırmızılı ekip 4-1 galip çıktı..
Bakmayın skorun zenginliğine.. Sahada yürüyen, zaman zaman da oyunu rakibin insiyatifine bırakan bir Galatasaray gördük.. Hem de ikinci yarıda 10 kişi oynayan Denizli’ye karşı..
Lincoln, bir gol atmasına rağmen vasat altı gözüktü.. Kewel, uygun topçu.. Galatasaray’da iş yapar.. Yeni transferlerden Yaser’i de beğendim. Hakan Balta’nın attığı gol ise tam jeneriklikti..
Tabii, maçın nemle birlikte 40 derece bir sıcakta oynanması da futbolcuların aşırı yorulmasına sebep oldu..
Denizlispor takımından pek birşey anlayamadım.. Bakmayın 4 yediklerine.. İyi takım yapmışlar.. özellikle Roberts’e dikkat edin.. Birebirde geçemeyeceği adam yok bu futbolcunun!.. Kim bulup getirmişse iyi etmiş..

FENER HAKKIYLA KAYBETTİ..
İspanya’yı Euro 2008 Şampiyonu yapan Luis Aragones’in takımı Fenerbahçe, Gaziantepspor deplasmanında kayboldu..
Aslında kazanmak için pek de bir şey yapmadı SarıLcivetliler!.. Kezman’ı iki yıldan beri eleştirdik.. Güiza’yı gördükten sonra “Ha Kezman, ha bu İspanyol” dedik. Ne farketti ki?.. Ama yine de İspanyol Ligi’nde “gol kralı” olan bir topçunun bir şeyler vereceğine inanmak istiyoruz..
Antep cephesine bakacak olursak, Nurullah Sağlam taş gibi bir takım oluşturmuş.. İyi de transferler yapmış.. Bu sene Antep takımı üst sıralarda görülürse kimse şaşırmasın..
Değerli dostlarım, Fenerbahçe aslında bu değil.. önce açık seçik bunu belirteyim.. İlerleyen haftalarda daha farklı bir Fener görülür.. Ancak orta sahadaki sıkıntının büyük olduğunu söyleyebilirim.. 5 metrekarelik bir alan içerisinde oynayan Maldonado’yla, sık sık sakatlanan Selçuk’la, yine sakatlığının ne olduğu belirsiz Deniz’le bu gemi yürümez!..
Mutlaka Aurelio, tipinde, Senna fotoğrafı veren bir orta saha hamalına ihtiyaç var..
Yoksa, bu sene de Fenerbahçelilerin “ah-vah” çekeceği bir sezon yaşanabilir..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi