Ahmet Varol

Ahmet Varol

Zalimler Yalancıdır

Zalimler Yalancıdır

Zalimler aynı zamanda yalancıdırlar. Bir yandan insanlara zulmederken, haksızlık yaparken bir yandan da kendilerini haklı, zulümlerine karşı çıkanları ise suçlu gösterebilmek için buna ihtiyaçları var. Doğrular onların bu konuda izledikleri politikaya yardım etmez. O yüzden zalim diktatörlere ve zulüm rejimlerine hizmet eden medya organları aynı zamanda yalan üretme konusunda uzmanlaşmış elemanlar çalıştırma ihtiyacı duyar. Hatta çalıştırdıkları elemanlara, uydurdukları yalanların ikna edici olması için nelere dikkat etmeleri gerektiği konusunda özel kurslar verenleri de var. Birçoğu ise usta çırak yöntemiyle öğrenir. Yeni başlayan kişi, yalan üretme ve insanları yanıltma konusunda ustalaşmış muhabirin yahut yorumcunun yanında çalışarak, tecrübe ve tespitlerinden yararlanmakla ustalaşır. 

Tarihte medya bu kadar gelişmemişti. Ama toplumları yönlendirmek için yine de rejimlerin medya cepheleri vardı. O yüzden geçmişteki zulüm rejimlerinin politikaları incelendiğinde onların da söz ve kalem ustası birtakım yalancı yalakalarının bulunduğu, onların bazen uydurdukları hikâyelerle, bazen şiir ve kasidelerle, bazen de akli yönden tutarsız ve saçma ama cahil bırakılmış kitleleri etkileyebilen menkıbelerle zihinleri işgal ettikleri görülür. Zihinlerin işgali ise toprakların işgalinden çok daha tehlikelidir. 

Bundan dolayı zulüm rejimleri, yalancı ve sahtekâr medya cephelerinin başarılı olmasını sağlamak için doğruları konuşan ve yazan, diktatörlere yalakalık etmeyi değil onların zulümlerinden dolayı mağdur edilenlerin seslerini duyurmayı tercih eden medya mensuplarına da fırsat vermiyor, onların çalışmalarını engelliyor, sahalarına girmeye kalkışmaları durumunda sadece ağızlarını değil ellerini de bağlıyorlar. Suriye’deki Baas zulmünün, onun insanlık dışı uygulamalarını dünyaya duyurmaya çalışan birçok gazeteciye dokunduğunu, bazılarının aylarca işkenceye maruz kaldıklarını, bazılarının öldürüldüğünü, bazılarından ise hâlâ haber alınamadığını biliyoruz. 

Mısır’daki Sisi cuntası bu konuda Baas diktasından geri kalmadı. Onun yalan üretme merkezlerine dönüşen medya organları çoğu zaman kendilerini de yalanlayan iftiralarla ve saçmalıklarla kamuoyunu yönlendirmeye çalışıyorlar. Bu amaçla Müslüman Kardeşler’e ve Filistin’deki İslâmî direnişe atmadıkları iftira kalmadı. Cunta medyası yalancılıkta öylesine arsızlaştı ki Müslüman Kardeşler’in liderlerinden Mahmud İzzet’in Hamas’la işbirliği yaparak bu hareketin askerî kanadı İzzettin Kassam Birlikleri’nin komutanı Ahmed el-Ca’beri’yi Mısır devriminin üçüncü yıl dönümü kutlamalarını sabote etmek için görevlendirdiğini haber verdi. Oysa Ca’beri ondan iki yıldan fazla zaman önce, 14 Kasım 2012 tarihinde siyonist işgalcilerin hava saldırısında şehit edilmişti ve Kasım 2012 savaşı da bu olayla patlak vermişti. 

Cunta ülkede yaşananları doğru şekliyle dünya kamuoyuna yansıtmaya çalışan medya mensuplarına ise göz açtırmıyor. Mağdur ettiği medya mensuplarından biri de aylardır hücre işkencesine maruz bırakılan ve serbest bırakılması veya mahkeme önüne çıkarılması için 130 günden fazla zamandır açlık grevinde olan el-Cezire muhabiri Abdullah eş-Şami. Zalim cuntanın zalim yargısına ne kadar güvenilebilir? Ama o en azından yargı önüne çıkarılmasını ve eteklerde ne varsa dökülmesini istiyor. 

eş-Şami’nin ailesine ilk kez yaklaşık 18 gün önce kendisini hapiste ziyaret etme fırsatı verildi. Ailesi onu görünce perişan oldu. Çünkü maruz kaldığı kötü muamele ve buna tepki için sürdürdüğü açlık grevi yüzünden iyice çökmüştü. Sağlık durumunun çok kötüleştiğini dile getirerek derhal tutulduğu hücreden çıkarılıp hastaneye nakledilmesini istediler. Cunta yargısı ise ailenin talebini yerine getirmeyi bırakın, göstermelik olarak başlattığı yargılamada eş-Şami’nin mahkemeye gelmemesini bahane ederek duruşmayı 11 Haziran Çarşamba gününe erteledi. Oysa genç muhabir sağlık durumunun çok kötü olmasından dolayı gelememişti ve mahkemeye çıkarılmadan önce hastanede bir süre tedaviye tabi tutulması gerekiyordu. 

Görünüşte insan hakları ve hukukla ilgilendiklerini ileri süren ama gerçekte emperyalizmin kirli yüzünü örtme görevini yüklenmiş olan birtakım uluslararası kuruluşların iki yüzlülüğü burada da karşımıza çıktı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Varol Arşivi