Babalar Günü kepazeliği
Yazarınızın böyle; “anneler günü”, “babalar günü”, “sevgililer günü” gibi kapitalist sistemin daha çok para kazanmak için uydurduğu günlere karşı tavrını biliyorsunuz.. Sadece piyasa ekonomisine inanmış biri olduğum için cepheden reddedemiyorum.. Ama kutsanması ile ilgili sert eleştirilerimi yaptım, yapmaya da devam edeceğim.. Bütün gazetelerin (ki aralarında gazetemiz de var) “babalar günü özel sayısı” vermesini, babalarımızı çok seviyor olmalarına bağlamıyorsunuz herhalde.. Vahşi kapitalist düzen böyle.. Önce günü uyduruyorsun.. Sonra ona önem atfedilmesini kalıcı kılmak için kiliseyi de buna alet ediyorsun. Sonra piyasayı hareketlendirmek için gazeteler - televizyonlar eliyle satışa başlıyorsun.. Evet kilise.. Bu “babalar günü” dediğiniz hadise evvelden dinî motifli bir gündü.. St. Joseph ya da Aziz Yusuf Günü denirdi.. Katoliklerce bayram olarak kutlanırdı. Sonra birileri ticari menfaatlere aykırı bulup günleri değiştirdi..
¥
Of o kadar yoruldum ki bunları anlatmaktan, zaman zaman diyorum ki “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler”.. Hakikaten hiç umurumda olmayacak.. Ama tek mesele bu değil ki... Yani dinî motifli olmuş, ticari olmuş hakikaten işin bu tarafları tolere edilebilir.. Dersin ki “ben sevgililer gününün yahut babalar gününün bir Hıristiyan geleneği olduğunu bilmiyordum..” Halledilebilir yani.. İşin piyasa kısmı da öyle.. “Anneme çorap alacaktım, iki gün sonra alacağıma bugün aldım” dersin, yine ikna edersin kendini.. Dert o değil ki benim canım.. Sorun başka, bambaşka..
¥
Soma’da 301 madencimizin şehadeti ile geride 432 gözü yaşlı yetim kaldı.. 432 çift gözden aşağıya bu sabah, sizin bu kutlama manzaralarınızı görerek süzülecek yaşları düşünüyor musunuz? Kafanıza tek seferde dank etsin diye Soma örneğini verdim.. Oysa Soma’da yaşanan faciadan bugüne; trafik kazalarından, kalp krizinden, iş kazalarından dolayı hayatını kaybeden yüzlerce baba, binlerce yetim bıraktı geride.. Sabah memleketten haber almak için gazeteyi eline aldığında, sizin bir tıraş makinesi satmak uğruna; “hadi babanıza sarılın, onu ne çok sevdiğinizi söyleyin” samimiyetsiz başlığınızı görünce ne hissedecek o çocuklar? Sadece yetimler de değil.. Genç yaşta oğlunu-kızını toprağa vermiş babalar, “baba oğul bisiklete binerken bu t-shirt’ü giyin” diyen fotoğrafa bakarken ne düşünecek sizce? Yeter artık bu zırva günlerin verdiği sosyolojik ve psikolojik hasar.. Kutlu falan olmasın babalar günü.. İki tıraş makinesi, bir gömlek daha fazla satacaklar diye esir ediyorlar bizi.. Hiç gerek yok.. Kalın sağlıcakla.