Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Örgüt Cenneti Ortadoğu

Örgüt Cenneti Ortadoğu

Siz yeter ki ülke veya coğrafya olarak zaafa düşmeyin, başınıza üşüşen çok olur. Hadi, büyük ülkelerin birbirlerine düşmesini anlıyoruz. Falanca devlet filanca devlete savaş ilan eder ve raconuna göre savaşılırdı. Delikli demir icad olduktan sonra bile savaş denen meretin bi raconu vardı. En son İkinci Dünya Savaşında, bazı ahlaksızlıklara rağmen klasik savaş yapıldı;ondan sonraki bütün savaşlar, kalleşçe yapılan savaşlardı ve hâlâ bu kalleşçe savaşlar yapılıyor.

İşte Ortadoğu ve Afaganistan dahil Yakındoğu... Yani Müslüman coğrafyası... Ülkeler, devletler savaşı değil, örgütler savaşı var. El-Kaide, Taliban, PKK, el-Nusra, Hizbullah ve adlarını bilmediğimiz irili ufaklı bir sürü örgüt...Ve en son da IŞİD çıktı. Bunların hepsi bir takım devletlerin “mayın eşeği” gibi iş görüyor.

Geçen sene sonbaharda etkin olmaya başlayan Irak Şam İslam Devleti örgütü, Suriye-Irak coğrafyasında petrol pastasını kapmaya çalışan yeni bir savaş örgütü.
Elbette bu örgütlerin hiç biri, akşamdan sabaha kurulan örgüt değil.
Üç-beş amatör savaş meraklısı genç bir araya gelip “Hadi lan bir örgüt kuralım da falanca devletle savaşalım” demiyor yani.

Dünyanın jandarması olan devletler, sömürmek istedikleri coğrafyalarda, bir sürü “kurtuluş örgütü” kurdurup maddi-manevî destekle palazlandırıyorlar. Bu örgütle vurmak istedikleri ülkeyi vuruyorlar ve zaafa uğratıyorlar. Arkasından da sürülmüş tarlaya tohum eker gibi, gelip istediklerini yapıyorlar.  1920’lerde çizilen Ortadoğu haritası, o vakitler çizilirken, bütün bu örgüt hesapları yapıldı ve şimdi o örgütler pıtırak gibi bitiyor. Her taşın altından bir örgüt çıkıyor. IŞİD de işte onlardan biri... Yarın öbürgün en büyük destekçisi olarak dünya jandarmalarından bir çıkıp “Bunlar benim adamlarım!...” derse hiç şaşmayalım.

Bugünlerde, neredeyse, her devletin Ortadoğu’da, illegal savaşan birer örgütü var da Türkiye’nin niye yok?...

Anlaşıldı... Savaş namusu denen bir şey kalmadı... Savaş artık illegal bir şekilde ve gerilla anlayışına göre yapılıyor ve yapılacak ve Ortadoğu’da havalar da bulanık. Yarın öbürgün ortalık sakinleştiğinde, her örgütün elinde bir kara parçası kalacak ve yeni Ortadoğu ve dünya yönetimi bu kara parçacıklarından sağlanacak.

Kurtlar bulanık havayı sever. Bütün dünyanın iştahını kabartan Ortadoğu’da örgütler fink atıp tozu dumana katmışken, Türkiye’nin yerine ben olsam, janjanlı br örgüt kurar, dayardım Ortadoğu’nun ve dünyanın bağrına!... Ondan sonra görsünler bakalım örgüt neymiş,  gerilla neymiş, illegal savaş neymiş!...

İyi be!... Onlar yaparken bahane çok; Türkiye yapmaya kalkınca direnç göster!... Yok öyle yağma!... Bu konuda dünya hangi dili konuşuyorsa, Türkiye de aynı dili konuşmalı!...

Burnumuzun dibinde, Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’de bir otorite boşluğu var... Bunu yıllardan beri görüyoruz ama dünyanın konuştuğu dili konuşmadığımız için başkalarının örgütlerinin belirlediği gündem peşinde koşuyoruz.

Büyük devletler, gündemi kendileri belirler. Büyük devlet olma silkinişi yaşayan Türkiye’nin de Ortadoğu gündemini belirleyecek dili derhal hayata geçirmesi lazım.
Bu muhalefetle mi?...
Bu muhalefetin bir seçimlik ömrü kaldı arkadaşlar!... 2015’ten sonra bunlar yok artık. Yeni dünya ve Ortadoğu politikaları, bizim muhalefeti de tüketecek.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Namık Açıkgöz Arşivi