FBI,  4 Haziran’dan beri Gülen cemaatine ait Amerika’daki 19 okulda soruşturma yürütüyor.

 

Soruşturmanın aylar alabileceği söyleniyor.  Soruşturulan Concept Okullarının sorumlusunun bunun bir “denetim” olduğu iddiasına, FBI’dan bir yetkili “ FBI denetim yapmaz” şeklinde karşılık verdi.

Soruşturmanın sebebi ise bilgisayarlı eğitim için verilen bağışların suistimal edilmesi.  Cemaate ait charter okullara gerekli olan mal ve hizmetler  çoğunlukla cemaatin  ya da cemaat mensuplarının kurduğu şirketlere veriliyor.  E-eğitim için lazım olan bilgisayar ve server gibi teçhizat yine bildik şirketlere verildiği için FBI baskın yapma gereği duymuş ( Cemaatin başka okullarında da benzer yolsuzluklar  var ama FBI kendi bulsun.)

 

ABD’de cemaatin işlettiği 150’den fazla charter okullarda temizlik, catering, inşaat, servis ve güvenlik hizmetleri gibi bir çok kalem cemaat şirketlerinden alınıyor.  Bazen bir ay önce kurulmuş bir inşaat şirketi ihaleyi kazanıyor.  Bazen de daha yüksek fiyat veren bir şirketten güvenlik hizmeti alınıyor.  İhaleyi kazanan şirketlerin ortak özelliği cemaate yakın olmaları.

 

FBI cemaat okullarını  sadece bu sebeplerden dolayı soruşturmuyor. 2011’deki başka bir soruşturmada  cemaatle bağlantılı okulların 2009 yılında 684 adet H-1B vizesi aldıkları ortaya çıktı. Vizeler okullarda görev yapacak öğretmenlerin çalışması için alınmıştı. Ancak vizelerin okul bütçesinden karşılanması ve öğretmenlerin maaşlarının bir kısmını (yüzde 40 olduğu iddia ediliyor) okul yönetimlerine verdiklerinin öğrenilmesi FBI’nın operasyon yapmasına sebep olmuştu.

 

Görünüşe göre cemaat okullarına yapılan baskınlar devam edeceğe benziyor. Çünkü cemaatin yılda 500 milyon dolardan fazla okul geliri elde etmesinin yanı sıra tüm mal ve hizmetlerini cemaate yakın şirketlerden alması ve bazen bu uğurda şirket kurması Amerikalıların tepesini attırıyor.

 

Bunun yanında tüm öğrencilerin bilgilerini ayrı bir dosyada tutma, tuvaletlere kamera koyma,  öğrenci notlarını yükseltme, veli ziyareti adı altında veliler hakkında istihbarat toplama gibi şikayetler var.

 

Eğer soruşturmalar sonucunda bazı okullar kapanırsa diğer okulların da sözleşmelerinin sonlandırılması ve yeni charter okul açma izinlerinin verilmemesi gibi riskler oluşacaktır. Bu da cemaatin Amerika’daki eğitim faaliyetlerinin sonlanması ve milyar dolara yaklaşan gelirden olması demektir.

 

Gelir neyse de bugüne kadar Amerikalılarca İslami bir grup olduğu için kabul görmeyen bir cemaatin İslami faaliyetleri yüzünden değil de yaptıkları yolsuzluklar yüzünden baskı altında olması, İslam’a hizmet gibi bir gayelerinin olmadığını (en azından lider kadronun) gösteriyor.

 

Türkiye’de darbeci,  kendinden olmayanı dışlayan,  makam peşinde koşan, soru çalan, himmet adı altında milleti sömüren, herkesi dinleyen, hedefine ulaşmak için her yolu mübah gören cemaat, artık Amerika’da da vergi kaçıran, ihaleye fesat karıştıran, öğrencileri hakkında istihbarat toplayan, çıkarcı bir çete olarak bilinecek. 

 

Doğrusu bu Amerika’ya atılmış güzel bir kazıktır. O Amerika ki cemaatin liderine kapısını açıp bir de daimi oturum izni verdi.  Yüzlerce okul ve derneğin açılmasına müsaade etti.  Cemaatin Amerika’da ve tüm dünyada cirit atmasına hem müsaade etti, hem de destek oldu. Ama gelin görün ki onlar bile cemaatin hileleriyle baş edemediler ve sonunda okullara baskın düzenlediler.

 

Aslında Amerika’nın söz söylemeye hakkı yok. Bugüne kadar cemaatin çeşitli ülkelerdeki okullarına İngilizce öğretmeni adı altında yüzlerce ajan soktuklarında şakirtler sesini çıkarmadı.

Artık bu sahtekarlıkları da o ajanlık faaliyetlerinin bedeli olarak görsünler.