Baykal kaseti sorunsalı
Deniz Baykal startı erken verdi. Bir tabloyu görseydi, pazartesiyi en azından bekleseydi. Artık CHP’nin başına mı geçecek, kendi hareketini mi kuracak, bilemiyorum ki.. Cumhurbaşkanlığı seçim sonucunu görmeden “ben de varım” diye ortaya çıkmanın başkaca bir izahı var mı? Genel seçimlerde kadroların tırpanlanmış sesin çıkmamış, Cumhurbaşkanlığına aday göstermemişler bir şey dememişsin, değil aday göstermek fikrini bile almamışlar umursamamışsın... Şimdi çıkmış “heeey beni görüyor musunuz?” diye bağırıyorsun.Görmüyorlar tabii.. Sen kasetli komploya maruz kaldığın gün buna direnmek, bu güçle savaşmak, bu işin arkasındaki yapıları deşifre etmek, bundan böyle kasetle siyaset dizaynının önüne geçmek için direnmemişsin, daha sözünün itibarı olur mu? Henüz hiç kimse fikrini bile sormamışken, kasetle ilgili yaptığın ilk basın toplantısında “Pensilvanya”ya selam yollamadın mı? Aldılar mı selamını? O cephede bütün meseleleri hallettin mi? Kaç mesele birden halloldu o selamla birlikte?..
VARAN 2 NEREDE?
Baykal kaseti ile ilgili Sayın Baykal’ın açıklamalarının tamamen dışında şahsen merak ettiğim bir iki soruyu burada gündeme getirmek isterim. Belki o soruların cevabı bulunursa bu kaset meselesi de hızla çözüme kavuşturulur.. En çok merak ettiğim şu.. Sayın Baykal’a kurulan bu alçakça komplonun hemen arkasından CHP Genel Başkanlığı koltuğuna oturan Kemal Kılıçdaroğlu; hareketinin lideri, partisinin 18 yıl genel başkanlığını yapmış olan, kendisine siyaset kapısını aralayan, etkili görevler veren, önünü açan bir isme kurulmuş bu alçakça tezgahı neden meydanlarda konu etmiyor? Neden ağzını doldura doldura “Liderimize yapılmış bu alçakça tezgahı tertipleyenleri bulmak boynumuzun borcu olsun” demiyor?Hemen Baykal’ın peşinden kurmay kadrosunu partiden tasfiye ediyor? Hemen arkasından Baykal’ın üç kez ihraç ettirdiği dört kez partiye dönmeyi başaran Sarıgül’ü İstanbul’a aday yapıyor? Neden “cumhurbaşkanı adaylığı dahil” hiçbir etkili görevde Baykal’a rol vermiyor? Bir dış gezi, Avrupa’ya yahut Ortadoğu’ya yapılan bir siyasi temasta delegasyon içinde Baykal olmuyor?. Sayın Baykal’ın bir özgül ağırlığı yok mu? Düz bir Antalya milletvekili olmayı hakediyor mu? Bu hareketin 28 Şubat sonrası paramparça olmaktan kurtarılması ve yeniden sahalara dönmesi için Baykal’ın verdiği emek neden görmezden geliniyor? Demem o ki, “Yeni CHP”, Baykal’a kurulan tuzak ile ilgili olarak henüz yeterli sınavı vermiş değildir. Gelelim diğer sorulara.. Örneğin bu kaset çıktığında dendi ki, kasetin başında “Varan 1” yazıyormuş.. Sahiden öyle bir ifade mi vardı kasetin başında? Eğer öyleyse bu kasetin bir de devamı olduğu anlamına gelmez mi? Bir şeyin ancak ikinci bölümü varsa, ilk bölüm “ilk bölüm” olmaz mı?Peki o halde bu ikinci bölüm varsa eğer, nerede şimdi? Daha açık bir ifadeyle soracak olursak..Eğer “Varan 1”, Baykal’ın iddia ettiği gibi “hükümet” eliyle yapılmışsa, teknik olarak “Varan 2”nin de hükümetin elinde olması gerekmez mi? O vakit bravo Sayın Baykal’ın cesaretine.. Ellerinde şantaj kasetleri olduğunu düşündüğü hükümete bu kadar açık yüreklilikle sallayabiliyor. Taktir etmek lazım.. Bu meseleyle ilgili son soru.. Bu İklim Bayraktar meselesi vardı.. O meseleye ilişkin birtakım tapeler, telefon konuşmaları falan yayınlandı gazetelerde o dönemde.. Sonra ben adliye muhabiri arkadaşlarımdan istettim o tapeleri. Haber ya da analiz yazalım üzerine diye.. Bulamadılar. Bulamadım yani. Bulan olursa bir daha bakmak isterim..
•
BUGÜN ÇOK ÖNEMLİ BİR GÜN
Bugün önemli bir gün.. “İkinci Cumhuriyet”in “İlk Devlet Başkanı” bugün seçiliyor.. Yeni yepyeni bir dönem başlıyor. Şimdiden seçilecek olan kişiye yeni görevinin hayırlı uğurlu olmasını dilerim. Türkiye’yi bulunduğu yerden alıp daha da ilerilere taşımasını beklerim. Oy veren seçmenin de bu saikle oy verdiğini unutmadan, durmadan daha da ileri.. Kim seçilirse seçilsin. Yeni Türkiye’nin misyonuna, vizyonuna uygun, konulmuş hedeflerine dört nala koşan bir “Başkan” olur umarım. Kalın sağlıcakla.