Faruk Köse

Faruk Köse

PKK yasal hale mi geliyor?

PKK yasal hale mi geliyor?

Genç kuşak bilmez ama, biz unutmuş değiliz. “28 Şubat postmodern darbe süreci”nin ayak sesleri geliyordu. Darbe kapıya dayanmıştı. “Cunta”nın muhtıra verdiği 28 Şubat’tan az bir süre önce, “darbe”ye gerekçe gösterilen olaylardan biri Kayseri’de yaşandı. Refah Partisi’nin Kayseri İl Örgütü, “özel üniformalar”ı bulunan bir “koruma teşkilatı” kurmuştu. Bunlar“silahsız”dılar. Tek ayırdedici özellikleri, üniformalarıydı.

Olay çok basitti, ama büyütülüp cuntanın harekete geçme gerekçelerinden biri haline getirildi. Puslu havayı seven sırtlanlar vaveylaya başladılar: “Refah Partisi ordu kuruyor, tabanını silahlandırıyor” diyorlardı. Amaç, cuntayı kışkırtarak Refah iktidarını devirmekti.

Harekete geçen Yargıtay Başsavcılığı iki şey üzerinde duruyordu: “Siyasi partiler, üyeleri ve personeli için üniforma ve niteliğinde kıyafet giydiremezler”di, bu yasaktı. Bir de “siyasi partiler, herhangi bir kimseye veya topluluğa, güvenlik kuvvetlerinin görev veya yetkilerini üstlenmesi görevi veremezler”di, bu da yasaktı.

Sonunda RP, grubu partiden atmak zorunda kalmıştı.

Bunu niye hatırlattığımı az sonra söyleyeceğim. Önce üç sual:

1-  PKK “yasal” hale geldi de haberimiz mi yok? PKK eylemleri “terör” değil, “sosyal aktiviteler” haline geldi de biz mi farkında değiliz? PKK, ABD ve diğerleri tarafından “terör örgütü” listesinden çıkarıldı da, biz mi bilmiyoruz?

Bu sualleri sormamın nedenine gelince:

1- “PKK terör örgütü”nün 15 Ağustos 1984’te Siirt Eruh ve Hakkari Şemdinli’de yaptığı ilk silahlı eylemin “30’uncu yıldönümü”, halen aktif bir siyasi parti olan BDP yöneticileri ve yüzleri maskeli kişilerce Tunceli’de kutlandı. Kutlamada, “meşaleli yürüyüş” yapıldı, “havai fişek”ler atıldı,“PKK flamaları” taşındı, “PKK lehine sloganlar” atıldı.

2- ABD’de, Obama yönetimine yakın düşünce kuruluşu Center for American Progress (CAP), PKK’yı terör örgütü listesinden çıkaracağının ilk sinyalini verdi; “eğer PKK tümüyle çözüm sürecine adapte olursa, terör listesinden çıkmayı hak eder” diye rapor hazırladı. Rapordaki şu cümlelere dikkat edin: “Buna her ne kadar Türkiye büyük ihtimalle karşı çıkabilirse de PKK, son hareketleri ile eninde sonunda IŞİD ve el-Kaide’nin aksine, terörist organizasyondan meşru bir siyasi aktör olabileceğini göstermiştir.” Can alıcı cümleler ise şunlar: “Eğer Başbakan Erdoğan’ın danışmanları hapisteki PKK lideri Öcalan ile müzakere edebiliyorlarsa, ABD de PYD ile yardım gönderebilmek gibi faydalı amaçlar için angaje olabilmeli. ....Türkiye-PKK arasındaki barış sürecini, Suriye’deki iç savaşı, Irak’daki güvenlik durumunu ve tomurcuklanan Kürt Ulusal Hareketini pozitif etki etmek adına harekete geçmenin zamanı gelmiştir.”

3- Jandarma Genel Komutanlığı’nın bir raporuna göre Suriye, “PKK’ya silah ve mühimmat takviyesi yapılması” talimatı verdi. Öte yandan ABD, IŞİD’i gerekçe göstererek Irak’taki Kürtlere doğrudan ağır silah yardımı yapmaya başladı. Uzmanlar, Peşmerge’ye verilen bu silahların, IŞİD’e karşı mücadelede Barzani’nin ittifak kurduğu PKK’ya da gideceğinden emin. Nitekim Peşmerge yönetimi, IŞİD’le mücadelede için ABD ve Avrupa’dan alınan keskin nişancı tüfeklerinin PKK’ya verilmesini gündeme getirdi bile.

4- BDP/HDP’li Diyarbakır Belediye yönetimi, PKK’lı teröristlerin gömüldüğü Diyarbakır Lice’deki mezarlığın girişine, PKK’nın, 15 Ağustos 1984’te Eruh ve Şemdinli’yi basıp 1 askeri öldürerek“silahlı terör olaylarını ilk kez başlatan örgüt elebaşısı terörist Mahsun Korkmaz’ın dev bir heykeli”ni dikti.

5- Dün “bebek katili” diye anılan “teröristbaşı” Öcalan, bugün Devlet tarafından muhatap alınarak, “Türkiye’nin Güneydoğu’sunun biçimlendirilmesi” çalışmalarının baş aktörü muamelesi görmeye başladı.

6- Ülke içinde gerçekten “paralel devlet” yapılanması gerçekleştiren, Güneydoğu illerinde “her makam ve mevki için” devletin atadığı kişilere ilaveten “kendi görevlileri”ni atayan, “vergi”toplayan, “ceza” kesen, “yol/trafik denetimleri” yapan, “mahkeme kurup “yargılama” yapan,“yerel polis teşkilatları” kurup eğiten, “sınır geçişleri”ni kontrol eden ve daha pek çok şey yapan KCK, dilediğini yapmaya “muktedir ve yetkili” hale geldi.

7- Bu arada, “inandığı dine göre bir yaşam biçimi”ni talep eden, başta Hizbullah Cemaati,Mustaz’aflar hareketi ve benzeri “Kürt İslamcı yapılanmalar” ise, hâlâ gayrimeşru görülmeye devam ediyor.

Şimdi başa dönelim. Zamanında Refah Partisi’ni kapatmak, Refah iktidarını devirmek için bir il teşkilatının kurduğu silahsız, sadece üniformalı bir grup gerekçe gösterilip ülke ayağa kaldırılırken, bugün açıkça silahlı grupları, cinayetleri, terör eylemleri, ayrışma çalışmaları vs. bulunan “Kürt siyasal oluşumları”na neden ses çıkarılmaz?

Bu sefer yorum yapmayacağım. Sadece yetkililerden cevap bekleyeceğim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Faruk Köse Arşivi