Guta Katliamını Anarken
14 Ağustos, Mısır’da halkın özgürlük mücadelesiyle kazandığı zaferi geri almak amacıyla çıkarılan fitneyi kullanarak darbe yapan cuntanın Kahire’deki Rabiatu’l-Adeviyye meydanında gerçekleştirdiği katliamın birinci yıl dönümü münasebetiyle Dünya Rabia Günü olarak değerlendirildi ve bu münasebetle çeşitli etkinlikler düzenlendi. İki gün önce de çağımızdaki zulüm rejimlerinin en vahşilerinden olan Baas’ın gerçekleştirdiği Guta katliamının yıl dönümüydü.
Zalimler vahşet ve hunharlıkta birbirleriyle yarışıyorlar. Bu yarışları aynı zamanda birbirlerinin önlerini açmaları anlamına geliyor. Bu açıdan Sisi cuntasının gerçekleştirdiği Rabia katliamı Baas diktasının Guta katliamını gerçekleştirebilmesi için ona cesaret vermiş, önünü açmıştı. Buna karşılık Guta katliamı da Sisi cuntasının gerçekleştirdiği korkunç katliamın üstünü örtmüş, insanlık artık Sisi’nin Rabia katliamını gündem dışına çıkarıp Baas diktasının kimyasal silahlarla gerçekleştirdiği Guta katliamını konuşmaya başlamıştı.
Fakat ilginçtir ki Baas rejimini, tüm vahşiliklerine rağmen desteklemekte ısrarlı olanlar Guta katliamına rağmen bu ısrarlarını sürdürdüler. Oysa Beşşar Esed’in Guta katliamının Saddam’ın Halepçe katliamından geri kalır bir yanı yoktu. Halepçe katliamının reddi ve ona karşı tavır konması elbette bir insanlık göreviydi. Ama Suriye’deki Baas’ın Guta’da sergilediği vahşetin üstünü örtmek için kirli oyunlar oynayanlar Irak’taki Baas’ın Halepçe katliamına tepkilerinde samimi olduklarını söyleyemezler.
Baas’ın gerçekleştirdiğinde şüpheye mahal olmayan katliamlarda onu haklı çıkarabilmek için Suriye halkının özgürlük mücadelesinde ABD ve İsrail’in oyununa geldiği safsatasına sığınanlar, onaylamakta zorlandıkları korkunç Guta katliamında onu temize çıkarabilmek için adeta yalan fabrikası gibi çalışmışlardı. Şam kırsalında kimyasal silahlarla gerçekleştirilen katliamların da muhalifler tarafından, ABD’nin olaylara müdahalesini sağlamak amacıyla gerçekleştirilmiş yahut ABD ve İsrail’in bu yolla kendilerine bir gerekçe oluşturma yoluna gitmiş olabileceği saçmasından yararlanabilmek için yoğun çaba harcadıklarını gördük.
ABD’nin taktiği ve emperyalizmin farklı kanatlarının Baas’ın gücünü zayıflatmayıp ona direnişçileri yıpratmaya devam etmesi için mühlet verilmesinde ittifak etmeleri söz konusu yalandan hareketle Baas’ı temize çıkarmaya çalışanların tutundukları dalın yine ellerinde kalmasına neden oldu.
Baas rejimi, Rusya Başkanı Putin ile ABD Dış İşleri Bakanı Kerry’nin numarasıyla kabul edilen ve elindeki kimyasal silahları teslim etmesini isteyen anlaşmaya onay vermesiyle bu silahlara sahip olduğunu itiraf etmiş oldu. Direnişçilerin de sahip olabileceği iddiaları ise İran merkezli antipropaganda faaliyetlerine malzeme yapılan ve bütün dayanaklardan yoksun bir varsayımdan ibaretti. Bu gerçek de Baasçıların yalan kampanyasına dayalı kafa karıştırma oyunları için havaya savurdukları balonlarını patlattı.
Baas’ın bugüne kadar kundaktaki bebekten bastonlu ninelere kadar silahsız masum insanlar arasında bile ayrım yapmadan gerçekleştirdiği katliamlarda iki yüz binden fazla insanı öldürdüğünün tescil edilmesine rağmen direnişçilerin bu insanları savunmak için hayatlarını feda ettikleri gerçeğini göremeyenlerin de gözlerini artık ne açabilir, bilemiyoruz.
Guta katliamını anarken, Türkiye’ye sığınan Suriyeli kardeşlerimizin işte o vahşetten, öylesine korkunç bir zulümden kaçarak bizim ilgi ve himayemize sığındıklarını düşünmeli, Guta katliamında bile katil Baas’ı temize çıkarmaya çalışanların çirkin yalanlarının etkisinde kalmamalıyız. Ne yazık ki zulümde ve vahşette sınır tanımayan Baas’ın varil bombalarından kaçarak Türkiye’deki kardeşlerinin himayesine sığınan mazlumlara karşı yine iğrenç oyunlar oynanıyor. Bu oyunlara fırsat vermemeli ve zulümden kaçan kardeşlerimize nispetle kendimizi ensar konumunda görmeliyiz. Bunu başardığımız takdirde ümit ediyoruz ki Yüce Allah da bize ensar sevabı kazandıracaktır.
Yarın (23 Ağustos Cumartesi) Suriyeli kardeşlerimize karşı oynanan kirli oyunun protesto edilmesi ve kardeşliğin teyidi talebiyle saat 14.00’te Saraçhane’de bir eylem düzenlenecektir. Bu eyleme de destek verilmesini ve duyurumunun yapılmasını rica ediyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.