Serdar Demirel

Serdar Demirel

IŞİD’e katılan Batılı gençler

IŞİD’e katılan Batılı gençler

IŞİD saflarına katılan Batılı Müslümanların sayısı bütün dünyayı şaşkına çevirmiş durumda. Batı toplumları, medyası ve siyasileri yaşananları endişeyle izliyorlar. Bunun kendilerini ileride nasıl etkileyeceğini, güvenliklerini tehlikeye sokup sokmayacağını konuşuyorlar.

Binlerce gencin fişlenme, oradaki imkânlarını yitirme ve hayatlarını kaybetme pahasına şiddeti yöntem olarak kullanan IŞİD gibi bir örgüte katılmasının altında ne yatmaktadır? 

Kuşkusuz Batı Avrupa ve ABD gibi ülkelerden gençlerin bütün zorlukları ve riskleri göze alarak IŞİD’e katılmaları iyi analiz edilmelidir. Çünkü bu durum, müreffeh ülkelerde yaşayan Müslümanların fakir Müslüman ülkelerde yaşayan dindaşlarına göre çok daha iyi konumda oldukları ve dolayısıyla sisteme itaatkâr ve müteşekkir olması gerektiği beklentisini altüst etmektedir.

Öncelikle Batı’da yaşayan Müslümanların müreffeh bir hayat sürdürdükleri pek de gerçeği yansıtmaz. Öyle olanlar vardır elbette, ama çoğunluğu çok zor şartlarda yaşamaktadır. Bunun yanı sıra dinî ve etnik kimliklerinden dolayı da yaşadıkları ülkelerde birçok ayrımcılığa maruz kaldıkları bir sır değildir. 

Batılı ülkelerin Müslümanların meselelerinde çifte standart takınmalarından, birçok Müslüman ülkedeki kaosun direkt müsebbibinin onlar olmasından da bıkmış durumdalar. Bu gençler derinden derine kendilerine ve aidiyet duygusu besledikleri göç ettikleri ülkelere bunları reva gören topluma ve sisteme karşı öfkelidirler.

Batı bu ayıbıyla yüzleşmiyor. Yüzleşmediği için de ne meseleyi iyi analiz edebiliyor, ne de köklü çözümler üretebiliyor. Müslümanları sisteme entegre politikalarıyla kazanmaya çalıştığını iddia etseler de aslında asimile etmek istediklerini kendileri de biliyor.

Batı’da yaşayan göçmen Müslümanların öfkeli bir kısmı bu türden sebeplerle IŞİD’e katılmaktadır. İdeolojik gerekçelerin de bu süreçte oynadığı rol inkâr edilemez. Ama bu fotoğrafın tamamı değildir. Bir de sonradan İslâm’la tanışan mühtediler gerçeği var. Biraz açalım.

Son yıllarda ABD’de İslâm’ı kabul edenler üzerinde yapılan araştırmalar ilginç sonuçlar ortaya koymuştur. Buna göre ABD vatandaşlarının iki koldan İslâm’ı kabul ettikleri tesbit edilmiştir. Elit, iyi eğitimli, maddi doyuma ulaşmış bir kesim tasavvuf üzerinden İslâm’la tanışmaktadır. 

Bunlar, Batı dünya görüşünün ve hayat tarzının kendilerine sunamadığı iç huzuru arayanlar. En çok da cevabını merak ettikleri ölüm sonrası hayata dair sorularına İslâm’la cevap bulmaktalar. Bu grup, azınlığı oluştursa da Batı insanının İslâm’a ulaştığı ve sistemin de tolera edebileceği bir damar. Bunların IŞİD’le de bir alakası yok. 

Bunlar İslâm’ın postmodern yorumuna teşneler. Dolayısıyla hakikatin göreceliği fikri onları ayartmaktadır. İyi usûl bilmediklerinden neyin İslâm’dan onay alabileceği, neyin alamayacağı onları aşan bir mesele. Kendilerini postmodern söylemle uyuşacak tasavvuf içi bir damara yaslamaları yetiyor onlara.

Diğer damar ise, Batı’nın kenar mahalle çocukları, dışlanmışları, tüm ötekileri ve bahusus zencileri. Sisteme ve topluma öfke dolu kişileri. Hapishaneye bir şekilde yolu düşmüş gözü kara kişileri.. Bir manada Batı’nın kendi eliyle varettiği günahkâr yüzü. 

Bu kesimden İslâm’ı tercih edenlerin büyük bölümü El Kaide fikriyatını tercih etmektedir. Bunların bir kısmı sempatizan olarak kalsa da bir diğer kısmı ise fırsat bulduğunda dün El Kaide’ye, bugün de IŞİD’e gidip katılmaktalar.

Bu gençler, IŞİD’in dinî söylemdeki siyah beyaz netliğindeki katı çizgisini ve uygulamalarını kolayca benimsiyor. Batı’nın postmodern dönemini henüz idrak etmediklerinden modernitenin kıyılarında geziniyorlar. Dolayısıyla öncekilerinin aksine hakikati tekelinde bulundurma iddiası onları büyülüyor. Bu büyü “küstah Batı” ile hesaplaşma imkânı da sunduğundan onları kolaylıkla saflarına çekiyor.

Batı bu olgudan yola çıkarak İslamofobiyayı büyütebilir. Ancak olguyu ve bu olguyu motive eden unsurları anlamak ve sorunlara hakiki çözümler üretmek yerine dışlamayı ve terörize etmeyi seçerse sorunu kendi eliyle büyütecektir.    

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Serdar Demirel Arşivi