Yazarları tehdit eden ayet
Dini kitap yazarları ellerine kalemi alırken ya da klavyenin tuşlarına basarken yüzlerce, hatta binlerce insana nasihat etme imkânı bulur.
Bir yazar Allah’ın emir ve yasaklarını insanlara anlatarak -ihlâsı oranında- Allah’tan ecir bekler. Ecri büyük olan her bir amelin hemen yanı başında büyük bir şeytan bulunur. Şeytanın hedefi yazarı ecirden mahrum etmektir. Bu şeytanın en doğal hakkıdır. çünkü işi odur.
Şeytan; muhatabının yani yazarın ilkönce niyetiyle oynamaya çalışır. Yani niyetine ya riya bulaştırmak ister ya da herhangi bir dünya menfaati…
Riya ya da dünyalık menfaat virüsü bulaştırmada zorlandığında B planını devreye sokarak yapmadıkları Salih amelleri yapıyormuş gibi anlattırmak ya da yazdırmak ister…
Şeytanın çoğu zaman başardığı bu tuzağa yem olanların sayısı o kadar çok ki…
Oysaki Allah tarafından uyarılmışlardır:
“Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri nasıl söylersiniz?”(Saff–2 )
…
Davet zor bir iştir… Davetçi bir kardeşin tabiriyle davetçi, bir soba gibi olmalı… Soba önce kendini ısıtır sonra etrafına ısı yayar. İnsanlar da üşüdüğü oranda sobaya yaklaşırlar… İnsanları aydınlatarak hidayetlerine vesile olmak insanı mutluluktan uçurur... Hele de o kişiyi namaz kılarken görmek, hacca giderken görmek, Müslümanlarla kucaklaşırken görmek ya da kapanınca görmek… Gerçekten insanı mutluluktan uçuracak gibi olur…
Az önce şeytanın ‘B planı’ndan bahsetmiştim… Bir mum gibi insanları aydınlatırken kendisini eritmek… Yani insanlarla uğraşıp kendini ihmal etmek…
Şeytanın yazar ve hocalara aşıladığı bu zehrin etkilerini maalesef birçok yazar ve hocalarda görüyoruz.
Okuyucularını hayal kırıklığına uğratan bir yazar şu ayeti iyi anlamalı:
“Siz insanlara iyiliği emredip kendinizi unutur musunuz? Hâlbuki kitabı okuyup durursunuz. Hala akıllanmayacak mısınız” (Bakara- 44)
Yazarlar ve hocalar birer melektir demiyorum. İnsandır, günah işler. Ama davetçi bir yazarın açıktan açığa günah işleme lüksünün olmadığını hatırlatayım…
Davet edip te yaşamayan bir davetçinin cehennemdeki durumundan bahseden o kadar çok hadis var ki. Bakın Allah resulü ne diyor;
Usame b. Zeyd, Peygamber (s.a.v)’in şöyle buyurduğunu bildirdi: “İnsan getirilir ve ateşe atılır, bağırsakları ateşe düşer eşeğin değirmeni döndürmesi gibi döner, Cehennem ehli etrafına döner ve şöyle derler: “Sen bizi dünyada hayra çağırırdın kötülükten men ederdin sana ne oldu?”, şöyle cevap verir: “Hayır vallahi ben sizi hayra çağırırdım ancak kendim yapmazdım sizi kötülükten men eder ancak kendim yapardım”. (Cehennemde insanların durumları. ibn-i Recep el- Hanbelî. Polen yayınları. Sayfa 45.)
Bir davetçiyi – yazarı- bekleyen muhtemel tehlikeleri maddeler halinde yazıp haftaya başka bir konuyla karşınıza çıkayım inşallah.
Yazarları ve Davetçileri Bekleyen Tehlikeler
1- Davetine riya bulaştırması
2- Yapmayacakları ve yapmadıkları amelleri yapıyormuş gibi yazmaları ve anlatmaları.
3- Allah’ın ayetlerini ucuza satma durumu
4- Bozuk bir akidenin davete yansıması
5- Kibirlenmek
6- Dünyalık 3–5 kuruş için taviz verme ihtimali.
7- Aklı vahyin önüne geçirmek
8- Bilmediği konularda yorumlar yapmak
9- Bilmiyorum demede zorlanmak
10- Kendini âlim sanmak
11- Dinlemekten hoşlanmamak
12- Şan ve şöhreti arzulamak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.