Ersoy Dede

Ersoy Dede

Okulda Mescid ve Hatıralar

Okulda Mescid ve Hatıralar

Yılmaz Özdil Genel Yayın Yönetmeni, Uğur Dündar da anchorman.. Sağda kırmızı bir şerit.. yanıp sönüyor.. Özel haber… Altta ise o skandalı (!) gözler önüne seren en çarpıcı manşet; “okuldan cumaya”. İstanbul’da, bir Cuma vakti, özel bir ilköğretim okulunun önünde pusuya yatan Uğur Dündar ve Yılmaz Özdil ikilisinin kameramanı, o skandalı belgelemek üzere hazır..  Çocuklar, öğretmenleriyle birlikte okul kapısından çıkacaklar ve yakınlarındaki camiye giderek namaz kılacaklar.. Haberi seslendiren meslektaşımın önündeki metin bir acayip.. “….üzerlerinde okul üniformaları var… Bazı çocuklar camiden içeri giriyor.. Başlarında 7 öğretmenle birlikte..” O günler çok öfkeleniyordum. Şimdi geçmişe dönük bu bantları gülerek izliyorum.. Hele haberin ardından Uğur Dündar’ın yaptığı; “sorumlu yayıncılık anlayışımız gereği” ifadesi yok mu?.. Ne günlerdi ama..  Sadece bu da değil.. 28 Şubat süreci başından sonuna bu algı yönetimiyle yürüdü.. Radikal Gazetesi’nin manşeti;“Devlet lisesinde gizli mescit, müdür eşliğinde toplu namaz”, Vatan Gazetesi’nde manşet; “Lisede toplu namaz için soruşturma”, Hürriyet Gazetesi’nde manşet; “Lisede namaz”, Akşam Gazetesi’nde manşet; “Lisede namaz vakti”.. Güneş Gazetesi’nde manşet;“İstanbul’da şeriat mektebi”....  Demek ki Hürriyet ve Aydın Doğan’ın diğer yayın organlarına ve Karamehmet’in gazetelerine göre okulda namaz kılmak büyük suç.. Uğur Dündar ve Yılmaz Özdil ekibine göre (ki o da Aydın Doğan’ın televizyonu olan Star’da idi) namazı okul dışında bir yerde kılmak çok daha büyük suç. O halde sanıyorum bu zihniyete göre sorun okulda veya okul dışında değil… Sorun namazda… 

NAMAZ KILMAK SUÇ DEĞİLDİ

Neyse o dönem yazmıştık ama yine hatırlatalım. Okulda namaz kılmak suç olmadığı gibi ders saatleri dışında (özellikle de öğretmenleri gözetiminde) okul dışında namaz kılmak da elbette hiç bir vakitte suç olmadı. Darbe döneminde bile.. Nereye bakarak söylüyorum bunu. Milli Eğitim Bakanlığı’nı 1977 tarihli genelgesine bakarak. Talim Terbiye Kurulu’nda 13 Aralık 1977 tarihinde karara bağlanan genelgeye göre, okullarda okul yöneticileri ibadet etmek isteyen öğrencilere yardımcı olmak zorunda. Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Abdurrahman Demirtaş’ın imzasını taşıyan genelgeye göre; “Din ve vicdan hürriyeti Anayasa ile teminat altına alınmıştır. Bakanlığımıza bağlı okullarda ders saatleri dışında ibadetlerini yerine getirmek isteyen öğrencilere okul idarelerince mümkün olan kolaylıkların gösterilmesi gerekmektedir.” Ama işte öyle olmadı.. Çocuklar topluca terör kamplarına silah eğitimine götürülüyormuş gibi haberler yaptı Aydın Doğan Medyası… İnsanlar çocuklarını camiye götürmeye korktu. Okul üniformasıyla namaz kılan çocuğu, yani kendince ‘namaz kılamayacak kadar küçük’ olan çocuğu, kötü bir şey yapıyormuş gibi kameraya kaydedip en çok izlenen saatte milyonlarca kişiye karşı faş etmekte bir sakınca görmedi bu zihniyet ama…. Dün Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın, okullarda ibadethane açılması ile ilgili çalışmalarını anlattığı toplantıyı izlerken o günler geldi gözümün önüne. Nereden, nereye.. Herhalde 80 senede bu milletin dinini değiştiremeyeceklerine de birileri kanaat getirmiş olmalı ki, aynı yayın organlarında temkinli bir iyimserlik gördüm.. Bazı ard niyetli gazeteciler yok mu? Elbette var.. Mesela biri Nabi Avcı’ya soruyor; “İbadethaneler ilkokullardan itibaren mi kurulacak, namaz kılmak mecburi mi tutulacak?......” Bunlar işte o çok sözünü ettiğimiz Eski Türkiye’nin kalıntıları. Başka bir şey değil. Bir başka gazeteci televizyonda yorum yaparken şöyle diyor; “şimdi öğretmenler namaz kılanlar-kılmayanlar diye fişlerse çocukları o zaman başka bir tehlikeye yol açar”… Bir başkası şöyle diyor; “peki Alevi çocuklar için de Cemevi olacak mı?”.. Bu soruların hiç birinin üzüm yemekle ilgili olmadığını fark ediyorsunuz sanırım. Her birinin yanıtları var kuşkusuz. Ama biraz bırakın da şu yeni dönemin tadını çıkaralım beş dakika. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi