Bölgemizde ve dünyada çok ciddi tarihi gelişmeler var. 

İskoçya halkı tüm ayrılık propagandalarına rağmen keyfini bozmak istemedi ve “Birleşik Krallık” içinde devam kararı aldı.

Kırım, bir oldu bittiyle hâlâ Rus işgalinde ve Ukrayna’daki Rus yanlılarına “özerklik” hakkı tanınmış olmasına rağmen çatışmalar durmak bilmiyor.

ABD’nin yönlendirmesiyle Rusya’ya karşı alınan ekonomik yaptırımlar hem AB ekonomisini hem de Rusya ekonomisini sarsacağa benziyor. Doğu Avrupa üzerinden ABD ile AB’nin restleştiği bu restleşme NATO ile ekonomik ve siyasi alandan askeri alana uzandı. Karadeniz ve Ukrayna üzerinde karşılıklı askeri tatbikatlar birer gövde gösterişine dönüştü.

“Sovyetler Birliği”nin dağılması sonrasında ABD ve NATO ile siyasi ve askeri ortak projeler ile AB ve Rusya arasında yapılan çok ciddi ticari ve ekonomik ilişkilerle başlayan bahar havası maalesef çok erken bitti ve yeniden “soğuk savaş” dönemine geri dönülmeye başlandı.

Madalyonun bir de öteki yüzüne bakmak için ülkemize ve bölgemize göz atalım.

BU BAŞARIYA DİL UZATMAK HADDİNİ BİLMEZLİKTİR

Amerikalı ve İngiliz gazetecileri boğaz keserek infaz edip bununla da övünecek kadar canileşmiş bir terör örgütünün elinden 101 gün sonra da olsa hiç birinin burnu kanamadan 49Konsolosluk görevlisinin kurtarılması gerçekten büyük bir başarıdır.

Bu MİT (Milli İstihbarat Teşkilatı), Türk diplomasisinin ve de Türk hükümetinin başarısıdır. 

Libya’daki iç savaşta sadece kendi vatandaşlarımızı değil, aynı zamanda kurtarılmayı bekleyen farklı ülke vatandaşlarını o iç savaştan kurtaran operasyonlar Uluslararası Toplumtarafından da takdir edilmişti. 

Lübnan’da pilotlarımızın kurtarılması ayrıca Suriye’de rehin alınan Türk gazetecilerin kurtarılması yine MİT, Dış İşleri ve hükümetin başarılarıydı.

Artık başka bir ülkenin yardımı olmadan ülke sınırları dışında da başarılı operasyonlar yapabiliyor olmamızı dosta ve düşmana göstermiş olduk. 

Diğer yandan IŞİD’den kaçan Kürt kardeşlerimize kapıların açılması ve orada yaşanan ortak kültür değerlerimizin karelere yansımasıdır.

Hükümetimizin dini inanç, etnik köken ayırımı yapmadan tüm bölge halkını aynı derecede sahiplendiğini bir kere daha göstermiştir. Türk askerinin yaşlıların ellerini öperken, çocukları kucağına alan fotoğraf karelerini görünce içimde “bu askere kurşun sıkan kahpedir”demeden kendimi alamadım. 

ORTADOĞU YENİDEN ŞEKİLLENİRKEN

Evet… 

Osmanlının yok edilişinin ve Batı emperyalizminin Ortadoğu’yu şekillendirdiği 1916 yılının 100. Yılına tam iki yıl kaldı,

Osmanlıyı ihanet oyunlarıyla yok eden Batılı emperyalistler adına İngiltere ve Fransaarasında yapılan “Sykes-Picot” gizli antlaşması sonucu Osmanlı topraklarına kendi çıkarları doğrultusunda şekil verildi. 

20. Yüzyıl başında Ortadoğu şekillendirildi ve o gün bugündür bölge bir gün olsun görmedi. Bölge insanı Osmanlı hakimiyeti altında can ve mal güvenliği içinde huzur sürerken gizli planlarla oluşturulan “yapay” devletlerde kan ve gözyaşı sürüyor.

Şimdi, 21. Yüzyılın başındayız ve yeni bir değişim ve yapılanmanın yanında bölgenin yeni bir sistem içinde daha rahat sömürülmesi üzerinde Batı Başkentlerinde kartlar yoruluyor oyunlar kuruluyor. 

New York Times’ın yeni Ortadoğu öngörüsüne göre, 5 ülkeden 14 ülke çıkacak. Irak’ın doğusunda Kürt, ortasında Sünni, güneyinde Şii devleti kurulacak. 

Bugün bölgede yaşanan ve bilinen kadar bilinmeyeni olan Ortadoğu’da yaşan acı ve ıstırapların tümü Batılı emperyalistlerin hazırladıkları planlara zemin hazırlamaktır.

Kısacası; IŞİD bahane yeni bir büyük oyunla karşı karşıyayız...