IŞİD/İD İslam’ı Kullanan Bir Örgüttür
Son zamanlarda kısa adı IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) yeni adıyla İD (İslam Devleti) olan örgütünün vahşi eylemleri dikkat çekiyor.
Batılı Emperyalist güçler; Ortadoğu’yu kendi çıkarlarına göre yeniden şekillendirirken, bu sefer kendi askerlerini tehlikeli operasyonlara sokmak yerine kendileriyle işbirliği içindeki taşeron örgütler üzerinden emellerine ulaşmaya çalışıyor.
Irak’taki ilerleyişi ve kanlı eylemleriyle ciddi bir tehdit oluşturan IŞİD/İD İslam’la ve insanlıkla bağdaşmayan eylemleriyle taşeron bir terör örgütü özellikleri taşıdığı ve egemen güçlerin güdümünde olduğu görülmektedir.
Nitekim; ABD, IŞİD’i Irak’a sokarak Nuri el Maliki yönetimindeki merkezi hükümeti devre dışı bırakırken, IŞİD/İD’e karşı operasyon üzerinden Kürtleri silahlandırıp, ülkenin bölünmesine zemin hazırladığı dikkati çekmektedir.
IŞİD/İD’e karşı ABD’nin hava saldırıları ile IŞİD/İD’in de Amerika ve müttefik güçlerine meydan okuyan ve onlar adına bölgede bulunan insan hakları ve insanî yardım kuruluşları ile gazeteci maskesi altında görev yapan ajanlara yönelik kanlı eylemleri üzerinde ciddi şüpheler var.
2012 yılında kaçırılan Amerikalı gazeteci James Foley’in başı kesilerek öldürülmesi de bu konudaki şüpheleri artırmaktadır.
Örgüt bu eylemi kendi kararıyla mı, yoksa emrinde olduğu istihbarat örgütünün yönlendirmesiyle mi gerçekleştirdiği henüz belli değil.
Neden şimdiye kadar bekletildi? Neden vahşice bir şekilde başı kesilerek öldürüldü? Ve en önemlisi bu görüntüler neden dünyaya servis edildi?
Bu ve bunun gibi, cevabını bulamayan ve şüpheleri artıran onlarca soru ve şüpheler var.
Önemle ifade etmek isterim ki; IŞİD/İD’in yaptıklarını “ben Müslümanım” diyen hiç kimsenin yapabilmesi asla söz konusu olamaz.
Diğer yandan; Batı medyasında bu görüntüler üzerinden yeniden önyargılar dillendirildi ve İslamofobi propagandası ile İslâm ve Müslümanlar karalanmaya başlandı.
Ayrıca bu örgüt; sadece farklı dinlere mensup kişileri katletmiyor aynı zamanda Şii Müslümanları ‘mürted’, kendileriyle çalışmayı reddeden Sünnileri de ‘kâfir’ ilan ederek öldürüyor ve mallarını kendilerine helal görüyor.
Kısacası:
IŞİD/İD, anakronik şiddet metotlarını uygulayarak sürdürdüğü saldırıları ve eylemleri Müslümanların sanık sandalyesine oturtulmasına ve aleyhlerinde kara propaganda yapılmasına sebep olmaktadır.
IŞİD/İD EGEMEN GÜÇLERİN TAŞERONU
“Bu örgüt kimler tarafından kuruldu veya kurduruldu? Kimler tarafından ve nasıl büyüdü, büyütüldü? Hangi yollarla silahlandı ve hedefleri nelerdir?” gibi sorular irdelendiğinde örgütün İslâm dinini kullanan taşeron bir terör örgütü olduğu açıkça anlaşılmaktadır.
Suriye’de savaşan “Irak Şam İslam Devlet” (IŞİD) Haziran 2014’den itibaren Irak’ın Kuzey ve Batı bölgelerinde mevzi kazanıp Musul’un ardından Şengal/Sincar ve Mahmur’a girişi ile hem bölgede hem de dünyada dikkatleri üzerine çekti.
Ebu Musab el Zerkavi’nin liderliğini yaptığı ‘Irak El Kaide’nin çökertilmesinden sonra bu örgütün küllerinden türedi.
Ürdünlü Zerkavi; 2006 yılında Amerikan bombardımanında öldü. Zerkavi’nin ölümünden sonra El Kaide’nin Irak kolu olarak tekrar ortaya çıktı.
Örgütün şimdiki lideri Ebubekir el Bağdadi, 2008 yılında Irak’ta Amerikan askeri cezaevinden salıverildikten sonra Irak İslam Devleti örgütünün ismine Şam’ı da ekleyerek IŞİD’i kurdu.
Şimdi asıl soru işareti burada:
El Bağdadi, neden serbest bırakıldı? El Bağdadi, IŞİD’i kimin veya kimlerin yönlendirmesiyle kurdu?
Bilinenlerden çok bilinmeyenleri olan bu örgüt bilhassa Irak’taki ilerleyişi ve kanlı eylemleriyle dünya gündemine nasıl oturtuldu?
Ayrıca bu örgütün; elindeki silah gücü, eğitimli militan kadrosu ve ekonomik kaynakları kafa karıştıran düzeydedir.
Fakat tüm bu soru işaretlerine rağmen bildiğimiz bir gerçek var: IŞİD/İD asla İslami kurallara göre hareket etmiyor aksine eylemleriyle İslam düşmanlarının işine yarıyor.
29 Haziran 2014’te IŞİD/İD sözcüsü Muhammed Adnani, örgüt lideri Ebu Bekir el-Bağdadi’nin hilafetini ilan etmesiyle örgütün İslam Devleti (İD)’ne dönüştüğünü duyurdu.
Geçen hafta İstanbul’da düzenlenen büyük İslam alimi Yusuf el Karadavi’nin başkanlığındaki ‘Dünya Müslüman Âlimler Birliği’ 4. Dönem Toplantısı sonuç bildirisinde, IŞİD/İD’nin “Hilafet Devleti” ilanına atfen, “Hilafet devleti ilanı, belli bir kesimin tekelinde olamaz. Bu, ümmetin, âlimlerin ve temsilcilerinin hakkıdır. Hilafet devleti ilanı gibi fıkha ve şer’i bir kaynağa dayanmayan bu türden iddiaları dikkate almayınız” ifadesi yer aldı.
Bu gerçekler ışığında diyebiliriz ki; taşıdıkları bayraklarla ve söylemlerle kendilerini “İslam devleti” olarak tanıtsalar da bu örgütün eylemleri İslami değildir ve bu örgüt İslam’la ve Müslümanlarla bağlantısı olmayan bir terör örgütüdür.
Çünkü; IŞİD/İD (Irak Şam İslam Devleti/İslam Devleti) adlı bu terör örgütünün acı, ıstırap, kan ve gözyaşı dolu eylemleri İslam dininin temel doğrularına ters düştüğü gibi hem İslam’a ve hem de Müslümanlara büyük zarar vermektedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.