Terör örgütleri “Büyük Oyun”un piyonlarıdır…
Terör veya terörizm; sivillere, yerel ve genel yönetimlere, siyasi, dini veya ekonomik hedeflere ulaşmak amacıyla uygulanan baskı, yıldırma ve her türlü şiddet içeren faaliyetlerdir. Terör uygulayan organize gruplara terör örgütü; terör uygulayan şahıslara ise terörist denir.
Terör uygulayan veya amaçlarına ulaşma adına terörü araç olarak kullanan ülkelere ise“terörist devlet” denir.
Süper ve bölgesel güçler; Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerinde sürdürdükleri güç mücadelesinde zaman zaman piyonları olan “terör örgütlerini”kullanmaktadırlar.
Satrançta ilerlemek ve oyunu kazanmak için ihtiyaç halinde isteyerek ve bilerek öne sürülüp piyonlar feda edilir. Bu satranç oyununun bir kuralıdır. Terör örgütleri de “Büyük Oyun”un piyonlarıdır.
Dün, El Qaide ve Taliban ile eş’Şebab örgütleri piyon olarak kullanılıp Irak ve Afganistan ile Somalı işgal edilmişti. Bugün de IŞİD/İD (Irak Şam İslam Devleti/ İslam Devleti) yeni operasyonlar için piyon olarak kullanılmaktadırlar…
EN BÜYÜK TERÖRÜ ONLAR YAPIYOR…
Terörü bahane ederek koalisyonlar oluşturup operasyonlar düzenleyen, Batılı emperyalistlerin“terörle mücadele” yöntem ve uygulamalarına bakıldığında asıl terör yapanların kendileri olduğu gerçeğini görmekteyiz.
Bunun en bariz örneği, ABD yönetiminin 11 Eylül 2001’de ikiz kulelere ve Pentagon binasına uçaklarla yapılan ve 3 bin insanın ölümüyle sonuçlanan o saldırı olayı sonrası gösterdiği tepki ve sonrasındaki işgal ve cinayetleridir.
ABD’nin o saldırıdan sonraki sözüm ona “terörle mücadele” politikalarının sadece Ortadoğu’daki “sömürü düzenlerini” gütmek için ‘terörden yararlanma’ olduğu açıkça görülmüştür.
Batılı emperyalistler; “Terörle mücadele” adı altında başlattıkları operasyonlarında asıl büyük “Devlet Terörü”nü kendileri yapmakta ve amaçlarına ulaşmak “demokrasi ve insan hakları” gibi değerleri de maske olarak kullanmaktadırlar.
Nitekim; ABD eski başkanlarından George W. Bush; Somali, Afganistan ve Irak işgali sırasında Amerikalı askerlerin işlediği insan hakları ihlalleri ile cinayetler için “terörle mücadelede bunlar olur” demişti.
George W.Bush, 8 yıl süren başkanlığında, İslam ve Müslümanlar hedef alınmış ve terör bahane edilerek korkunç bir zulüm başlatılmıştır. Terör bahanesiyle işgal edilen Irak’ta Ebu Gureyb ve Afganistan’da Begram hapishanelerinde insanın kanını donduran en alçak ve iğrenç işkenceler uygulandı. İşgal güçleri türlü cinayetlerle milyonlarca masum ve savunmasız sivil insan öldürüldü.
Amerika’nın istihbarat örgütü CIA, dünyanın dört bir yanında gizli hapishaneler kurarak buralarda binlerce insanı sistematik işkencelerden geçirdi. Guantanamo hapishanesinde terörle mücadele adına cinayetler işlendi.
Diğer yandan;
ABD’nin yönlendirmeleriyle, bilhassa 11 Eylül saldırısı sonrası, Avrupa ülkeleri başta olmak üzere tüm dünyada; İslam çağdışı gösterilip Müslümanlar “her an suç işlemeye hazır potansiyel suçlu” ilan edildi.
HA BEYAZ W. BUSH, HA SİYAH OBAMA…
ABD; dış politikasında ekonomik bir gelire veyahut en azından askeri bir getiriye ihtiyaç vardır.. Bu ihtiyaç sömürü düzeni ile o düzenin muhafazası ve güçlendirilmesi için işgal ve savaşlardan elde edilmektedir.
Irak işgalinde BP, Shell, Exon ya da Seven Sisters gibi petrol şirketleri 36 yıllık, 39 yıllık, 29 yıllık sözleşmelerini yaptılar. Yani ABD, ekonomik olarak istediğini, Irak’tan aldı.
Eski Başkan George W. Bush’un müdahaleciliğinden Barack Obama’nın geri çekilmesine uzanan yaklaşık 15 yılık dönemde ne bir askeri zafer, ne de bir “savaş ganimeti” gelmedi.
Çünkü Amerika Başkanı Barack Obama 2008 başkanlık seçim kampanyaları sırasında farklı bir profille ve söylemle hem Amerikalıların, hem de dünya kamuoyunun önüne çıkmıştı.
George W. Bush’un yanlış politikalarının sebep olduğu Amerika’nın dünya gözündeki menfur imajını düzeltme sözünü vermişti. Saldırı ve işgallere son veren yeni bir politika takip edeceğini söylemişti.
İlk siyahi ve Nobel Barış Ödülü sahibi Başkan Obama, beklenilenden de daha pasif bir politika izleyeceğini, birinci döneminin sonunda iyice belli etmeye başlamıştı. Barack Obama, Amerikan tarihine “savaş bitiren başkan” olarak geçmek istiyordu.
Fakat olmadı. Ağır eleştiri ve ABD’nin derin devletinin baskılarına Başkan Obama daha fazla direnemedi.
Çünkü, Amerika’yı siyasiler yönetiyor görünse de; ülkenin ekonomisini “Neo liberaller”, dış politika ve savunma ile güvenli gibi konularda “Neo-conlar”ın büyük etkisi vardır.
Başkan Obama, Guantanamo hapishanesini kapatma sözü verdi, ancak hapishane kapatılmadığı gibi, buradaki işkence yapan görevlileri ödüllendirildi.
Sonunda Obama’da kendisine dayatılanları uygulamaya koymaya başladı. O da, W. Bush gibi“terörle mücadele” bahaneleriyle ABD çıkarları doğrultusunda saldırı ve işgallere başlıyor.
Hâlbuki; dünya kamuoyu; Obama yönetimi ile farklı bir dönem başlıyor sanılmıştı.
Kısacası; eski tas, eski hamam. Ha beyaz George W.Bush, ha siyah Barack Hoseyin Obama.
Sizin anlayacağınız; değişen sadece isimler ve renkler oldu…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.