Dünya, Irak ve Suriye’nin bir kısmında egemenlik kuran “IŞİD” adlı örgüte yapılacak“uluslararası operasyon”a kilitlendi. Bölgede tek “devlet dışı örgütsel güç” IŞİD imiş gibi, tek sorun “IŞİD sorunu”ymuş gibi, bir tek IŞİD insan öldürüyor ve katliam yapıyormuş gibi, bölgeyi“kan deryası”na döndüren tek güç IŞİD imiş gibi, sadece IŞİD’in bitirilmesinden söz ediliyor. Sebep? Bölgenin mazlum halkına zulmediyor, farklı toplulukları katlediyormuş.

Tamam, IŞİD’i bitirin de... “IŞİD’le aynı fonksiyonu icra eden, aynı tür melanetleri işleyendiğer güçler”i görmezden gelip sadece IŞİD’e operasyon yapmak, “sinsi ve kirli bir paylaşım plânı”nın yürürlüğe konmak üzere olduğunu göstermiyor mu?

“Nereden çıkardın bunu?” diyeceksiniz, açıklayayım. Ama önce bölgede kan döken, terör estiren diğer güçlerin de kulaklarını çınlatayım.

“PKK” ile Suriye kolu olan “PYD” meşru güçler mi? Bunlar “terör örgütü” değil mi? PKK onyıllarca kan dökmedi mi, halen de kan dökmeye, şiddetin her türünü işlemeye devam etmiyor mu? Barış sürecine girdik diye terör örgütü PKK pir-u pâk hale gelmedi ya! Nitekim daha geçen gün, Kandil’deki elebaşıları, “Türkiye’ye karşı tekrar savaş açtıklarını” söyledi.“Yılan”la barış böyle olur işte. Sırtına alırsın, ama o seni sokar; huyu böyledir. Barış, -yılana kanıp peşinden sürüklenenleri kurtarmakla beraber- yılanın başını ezerek sağlanır; yılanı sırtında taşımakla değil.

Herkesçe malûm, “ABD’nin bölgede döktüğü kan”dan, yaptığı katliamlardan söz etmeye hiç gerek yok. Artık müslümanlar “domuzdan post, ABD’den dost olmayacağı”nı çok iyi biliyorlar.

Bölgede bir de “İran faktörü” var. İran’ın, “gulat Şii fanatikleri”ni cesaretlendirip yıllardır “Ehl-i Sünnet müslümanlar”a kan kusturduklarını cümle alem biliyor. Bunların ardında “devlet gücü”olduğu için terör olmaktan çıkıyorlar mı yani? Mesela “İran’ın Lübnan’daki ileri karakolu Hizbullah”ın, Suriye’de “liderlerini ilah mesabesinde gören gulat Şii ekolü olan Alevi-Nusayri Esed yönetimi”ne verdiği desteği ve döktüğü müslüman kanını bilmeyen yok. Bunlara niçin ses edilmedi? Niçin kimsenin operasyon yapmak aklına gelmedi?

Şeytan’a tapan “Yezidilerin yaşama hakkı”nı korumak için ayağa kalkan dünya, Suriye’de İran Destekli Esed yönetiminin, Irak’ta İran destekli Maliki yönetiminin, Filistin’de ABD destekli İsrail yönetiminin; Türkiye’de ABD’si, İsrail’i ve diğer Batılı oyun kurucu devletlerin desteğiyle PKK terör örgütünün döktüğü kana niçin aldırış etmediler de terör örgütü PKK’yı desteklemeye devam ettiler? Bir operasyon da Tel Aviv’e, Şam’a, Tahran’a ya da terörist yuvası Kandil’e yapmak niye kimsenin aklına gelmedi? Gazze’de katliam sürerken niçin dünya İsrail’e operasyonu konuşmadı, niye Yahudi terörünü kınamaya bile kimse yanaşmadı? Esed ve Hizbullah örgütünün işbirliğiyle Suriye’de onbinlerce insan katledilirken ve el’an bu katliam sürerken, niçin hâlâ kimse Suriye müslümanlarının yaşama hakkını korumak amacıyla zalim Esed’in iktidarını devirmek için operasyon yapmayı düşünmüyor?

Bir başka husus daha var: “İslam’ı ve İslami Yönetimi korkunç ve kötü göstermek için bir proje olduğu anlaşılan IŞİD”, Suriye’de özgürlük için mücadele eden gruplara saldırdı. Irak’ta girdiği her bölgeyi yakıp yıktı. Dikkat edin, öncelikle “Sünni Araplar”ın ve “Türkmenler”in yaşadığı bölgelerden katliam yaptı. Ama kimse operasyonu düşünmedi. Ancak, ne zaman ki Kürtlerin yaşadığı bölgeye dayandı, birden bire ABD ve peşinden sürüklediği ülkelerin insaniliği tuttu; Kuzey Kutbu’nda buzula sıkışan balina görmüş gibi harekete geçti.

Sormak lazım: Madem IŞİD’in katliamları durdurulacaktı, bu kadar insan katledilirken neredeydiniz? Niçin Kürt bölgesine dokunana kadar harekete geçmediniz?

Kimse sözümü çarpıtmasın; “Kürtler katledilsin” demiyorum. Sadece, iddia edildiği gibi“operasyon gerekçesinin, aslında Kürtlerin yaşama hakkını korumaya yönelik olmadığı”nı anlatmaya çalışıyorum. Maksat, bölgenin zulme uğrayan toplumlarına yardım etmek ve onları katliamdan kurtarmak idiyse, bu kadar kan dökülene kadar dünya neredeydi?

Yoksa, bölgeye müdahale için “şartların olgunlaşması” mı beklendi? Hangi şartların?“Bölgenin sınırlarını değiştirmek ve kolay lokma haline getirilecek güdümlü küçük devletçiklere bölmek amacıyla yeniden biçimlendirmek için gereken şartlar”ın...

Kanaatimce, IŞİD operasyonunun asıl amacı şudur:

1- Parçalayıp küçültmek suretiyle Türkiye’nin sınırlarını değiştirmek.

2- Suriye’deki İslami muhalefeti tepeleyip Esed’e hayat sahası açarak İsrail’e tehdit oluşturmayacak bir “Suriye artakalanı” oluşturmak.

3- Irak ve Suriye toprakları üzerinde, en az iki adet Ürdünvari küçük devletçik ile, güdümlü bir militer Kürt Devleti kurmak.

4- İsrail’in kuzey ve Batı sınırlarından güvenliğini sağlamak.

5- Kendi derdine düşürdükleri Türkiye’yi, bırakın küresel oyun kurmayı, bölgesel duyarlılıklarını bile yitirmiş bir hale getirerek, “büyük bir iç hesaplaşma”nın içine yuvarlamak.

Maksat eli kanlı IŞİD’in durdurulması ise elbette durdurulsun. Ama el atmışken, eş zamanlı olarak diğer eli kanlılar da durdurulsun. İyi niyetliyseniz, işe “Suriye halkını özgürlüğe kavuşturmak”la başlayın.

Ama maksat bu değil ve ABD’nin, BOP’tan vazgeçmediği görülüyor. O yüzden, Türkiye IŞİD operasyonuna kesinlikle katılmamalı. Kendi ipini kendi kesmemeli. Türk, Kürt, Arap... Tüm müslümanlar, bir olup İslami özgürlükleri için kendi geleceklerini kendileri çizmeli.