Paksüt olayı

Paksüt olayı

Buna olay demekten ziyade skandal demek lazım.

Birkaç ay önce Anayasa mahkemesi üyesi Ali Osman Paksüt korku ve panik içinde dinleniyorum diyince, Paksüt neyi örtmek istiyor diye yazmıştım.Çünkü Paksüt’ün  tepkileri normal değildi. Cürmü meşhut halinde  yakalanmış, bir suçlu gibi davranıyordu.

Şimdi bunun sebebi anlaşılıyor.

Meğer,Bayan Paksüt kapatma davasıyla ilgili gizli kalması gereken bir çok bilgiyi Ergenekon sanığı Turan Çömez’le paylaşmakta sakınca görmemiş.

İş sadece Bayan Paksüt’le sınırlı kalsa yine iyi.Dinlemeye takılan telefon görüşmelerinde zaman, zaman Osman Paksüt’ün de devreye girerek Çömez’i bilgilendirdiği görülüyor.

Bayan Paksüt Anayasa mahkemesi üyesi değil.

Aktif olarak siyasetle iştigal etmiyor.

Hukuk eğitimi almadığı için,böyle bir davaya mesleki açıdan ilgi duyması da mümkün değil.

O halde dava muhtevasıyla ilgili bu kadar bilgiye sahip olması  ilginç değil mi?

Anlaşılan Osman Paksüt her akşam mahkemeden eve döndüğünde, eşi Ferda Paksüt’e mahkemenin seyri ile ilgili brifing vermiş.Bunu bayan Paksüt’ün hukuki görüşlerinden istifade etmek, fikir alış verişinde bulunmak  için yapmış olamayacağına göre,geriye bir ihtimal kalıyor, o da, Ferda Paksüt üzerinden AKP’ye operasyon yapanları bilgilendirmek,

onların mevcut duruma göre  hazırlık yapmasını temin etmek.

Bir yüksek mahkeme üyesinin, hayati bir davada, gizli kalması gereken bilgileri bu şekilde faş etmesi , eşinin üzerinden bilgi sızdırması, son derece vahimdir.Şüpheli gibi ifadesi alınmasına rağmen, Ferda Paksüt,  AKP’yi kapatma uğruna  bizzat eşi tarafından kurban edilmiştir.Olayın hukuki boyutu kadar ahlaki boyutu da önemlidir.Dinlenme şüphesine karşı, tedbir olarak  bayan Paksüt’ün devreye sokulması nereden bakarsanız bakınız skandalın bir başka yüzüdür.

Olayın Yargı’ya kadar intikal etmesi Osman Paksüt’ün zaten tartışmalı olan –tarafsızlığını- iyice tartışılır hale getirmiştir. Bir partiyi kapatmak için her yola başvurmaya hazır bir Yüksek mahkeme üyesi, bundan böyle hiçbir kararında topumu ikna edemez.Kimse bu olayı komplo, momplo diye geçiştirmesin..Bayan Paksüt’ün dinlemeye takılan görüşmeleri, İstanbul Organize şubeye yapılan baskının sebebini de izah ediyor.Osman Paksüt izinsiz dinleniyor diye yapılan asılsız ihbar ve ardından İstanbul organize şubeye yapılan baskın-Paksüt ailesini- kurtarmak için düzenlenmiş bir operasyon gibi gözüküyor.Bir yüksek Yargı mensubunun şüphelerin odağında olması etraflı bir Yargı reformuna ne kadar muhtaç olduğumuzu gösteriyor.

Paksüt istifa eder veya etmez,yüksek Yargının güvenirliğini bir kişinin iki dudağı arasında çıkacak söze bırakmayacak  tarzda düzenlemelerin  yapılması  şarttır.. Başta Anayasa mahkemesi olmak üzere, Yüksek yargı yerlerini,bir mevzi olarak gören zihniyet ve o zihniyeti besleyen bugünkü  yargı sistemi değiştirilmedikçe, ideolojik yargı, adaleti katletmeye devam edecektir.  

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi