Serdar Demirel

Serdar Demirel

Zerkavî IŞİD bağlantısı

Zerkavî IŞİD bağlantısı

Batılı Ortadoğu ve El Kaide uzmanları IŞİD’in ortaya çıkışını Irak’ta Amerikan işgaline karşı savaşan Ebu Musab Zerkavî ile ilişkilendiriyorlar. 7 Haziran 2006 tarihinde Amerika tarafından öldürülen Zerkavî’nin El Kaide’nin klasik direniş stratejisinde önemli değişiklikler yaptığı ve bunun da IŞİD’i ve yöntemlerini ortaya çıkardığını söylüyorlar. Buna da Zerkavî’nin iki ABD’li rehinenin kafasını keserek öldürmesini misal veriyorlar. 

Zerkavî’nin yeniden gündeme gelmesi, IŞİD’in onun üzerinden okunmaya çalışılması bana 10 Haziran 2006 yılında Vakit gazetesinde yazmış olduğum “Ez-Zerkâvî işgalin bir sonucudur, nedeni değil” başlıklı yazımı hatırlattı. 

Yazıyı tekrar okudum. Doğrusu içeriğini ben de unutmuşum. Aslında o yazıda bugünlerde yaşananlara işaret etmişiz. 

Yazıda, Zerkavî’nin öldürülmesinin dünya medyasında ele alınış şeklini, işgal güçlerinin siyasî ve askerî liderlerinin olayı sunuş tarzını eleştirmiş ve şunların söylemişiz:

Zerkavî, Irak işgalinin bir sonucudur, nedeni değil. Bu hakikat kabul edilip, gerçek analizler yapılmadığı sürece bizler daha nice Zerkavîler göreceğiz.

Eğer Zerkavî fenomeninin üzerine biraz ışık düşürürsek, onun ya da aynı yöntemi mücadale tarzı olarak benimsemiş kişilerin işgale, zulme, çifte standartlara tepki olarak ortaya çıktığını göreceğiz. Bu durum böyle devam ettiği sürece de aynı gerçeklik farklı bölgelerde farklı isimlerle gündeme gelecektir.

Liseyi bitirememiş bir genç, çevresinin ifadesiyle hırçınlığını dindarlaşarak dengelemeye başlıyor. On yedisinde, Müslüman coğrafyanın bir parçası olan Afganistan’ın Ruslar tarafından işgaliyle sarsılıyor. O dönem atmosferindeki birçok genç gibi kardeşlerine yardım için Afgan Cihadı’na katılmaya gidiyor.

Unutmayalım, bu cihadı Amerika başta olmak üzere Avrupa, Suudi Arabistan, Mısır, Pakistan, Türkiye gibi Müslüman ülkeler de destekliyor, gizli ya da açık yardımlar gönderiyorlardı. O dönem, CNN gibi dünya medyasında Afgan direnişçiler “mucahit” olarak tanımlanıyordı. 

O yıllar ve o iklim Zerkavî’nin kişiliğini, dünya tasavvurunu ve mücadele anlayışını inşa ettiği dönemdir. Kabil’in mucahitlerin eline geçmesinden sonra çıkan iç çatışmalara katılmıyor, ülkesi Ürdün’e dönüp kendi çapında faaliyetlere başlıyor. İsrail’e ve İsrailli turistlere yönelik eylemlerinden dolayı hapse konuyor. Krallığın çıkardığı özel bir afla serbest kalıyor.

Sonrasında Afganistan’a tekrar dönen Zerkavî, Tora Bora’da Bin Ladin’in yanında bulunuyor. O çatışmadan sağ kurtulan Zerkavî, Bağdat’ın düşmesiyle Irak’a geçiyor. 

Buraya kadar sıfırdan ağır ağır yükselen bir insan profili görüyoruz. Ancak Irak işgali onun profiline roket takacaktır.

Bu hususta en büyük rolü Amerika yalanları üstlenecektir. Saddam rejimi ve El Kaide arasında irtibat olduğunu iddia eden Amerika, bu alakayı sağlayan Zerkavî ismine dikkat çeker. Amaçları işgali meşrulaştırmak ve panik içindeki Amerikan halkının zihninde, 11 Eylül ile Saddam arasında bir bağ kurmaktır. Bunu büyük ölçüde de başarmışlardır..

Zerkavî’nin ölümü, yeni nesil direnişçileri işgal karşısında daha da bileyecektir. Onun bugüne kadar ele geçirilememesi büyük bir başarı olarak algılanacaktır.   

Düşünün, Irak’ı işgal altında tutan ve dünyanın en gelişmiş teknolojisine sahip süper devlet Amerika, İngiltere, Irak yönetimi, halkın yüzde 60’a yakınını oluşturan Şiî halk, Kürt halkının çoğunluğu, Ürdün istihbaratı başta olmak üzere birçok Arap devleti istihbaratı; Irak’ta onu yani her yerde eylem yapan birini arıyor ve ölümüne kadar yakalayamıyor.

Bu durum işgalcilerin başarısızlığı ve küçük bir örgütün neler yapabileceği olarak zihinlere kazınacaktır. Bunun etkisini ileriki günlerde göreceğiz.

O zaman bunları yazmıştık ve bugün bunlara fazlasıyla şahitlik ediyoruz. Merak ediyorum, TIME dergisi tarafından 2004-2005 yallarında dünyadaki en etkili 100 kişi arasına iki kez seçilmiş Zerkavî acaba bir kez daha seçilir mi? 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Serdar Demirel Arşivi