Abdurrahim Karakoç'u Andık
Karakoç’un şiirliriyle Ortaokul sıralarında karşılaşmıştım; bilinçli bir okuyucusu olduğum yıllar, lise yıllarımdır.
Bizim kuşak, Karakoç’u daha çok hicivleri/taşlamaları ve öfkeli “dava şiirleri”yle tanırdı. Serdengeçti yayınlarından çıkan Hasan’a Mektuplar, köy evlerine kadar girmiş bir şiir kitabıydı. O zamanlar herkesin dilinde “Mektup yazdım Hasan’a; ha Hasan’a, ha sana” sözü dolaşırdı. Hasan’a Mektuplar, Türk şiirinin en keskin ve en yoğun taşlamalarıdır. İletişim aletlerinin çok az olduğu dönemlerde, yazdığı taşlamalarla Türk insanında bilinç uyanmasını sağlayan şairlerden biri idi Karakoç.
Kara-kuru, kavruk bir insandı ve kara-kuru, kavruk Anadolu insanlarını anlattı şiirlerinde. En çok öfkesini dile getirdi Anadolu insanının. Mısraları zihinlere bıçak gibi düşerken, öbür yandan sevgiyi baht edinen insanların aşklarını, sevgilerini, muhabbetlerini de dökmüştür mısralarına.
Son yıllarda, şiirden çok gazete yazılarıyla hitap etti Anadolu insanına. Vakit/Akit gazetelerindeki yazılarına, 2012 baharında hastaneye yatıncaya kadar devam etti. Onu 7 Haziran 2012 günü ebediyete uğurladık.
***
Karakoç, özellikle zekice kurgulanmış taşlamalarıyla, bizim kuşağın en fazla şiirlerini ezberlediği şair olarak yer aldı hafızalarda.
1976 yılı yaz aylarıydı. Turgutlu’da bir Abdurrahim Karakoç Gecesi düzenlemeye niyet ettik. Arkadaşlarla kendi aramızda görev dağılımı yaptık ve rahmetli Karakoç’a da bir kaset gönderip bir kaç şiirini okumasını istirham ettik. Biz Karakoç şiirlerini okuduk tartıştık ama maalesef kendi sesinden şiirleri dinleyemedik.
***
Yıllar sonra, yani bizim Karakoç Şiir gecesi yapma teşebbüsümüzden 38 yıl sonra, 25 Ekim akşamı, bu defa Manisa merkezde Abdurrahim Karakoç anma programındaydık.
Program, Şube Başkanlığını Manisa milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ’ın yaptığı Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Manisa Şehzadeler ve Yunus Emre Belediye başkanlıklarının desteğiyle gerçekleşti. Manisa Kapalı Spor Salonu’nda gerçekleştirilen programın ilk 1 saati, TRT Müzik’ten naklen yayınlandı.
Programa, Şükriye Tutkun ve Ahmet Baydaroğlu türküleriyle katkıda bulundu. Osman Eriş, Karakoç’tan bestelediği şiirlerle programa renk kattı. Musa Eroğlu’nun Mihriban bestesi ile herkesin müzik dağarcığında yer alan Karakoç, Osman Eriş besteleriyle, dağarcıklarını genişleteceğe benziyor. Programda, tiyatro sanatçısı Nazlı Çığa, Karakoç şiirlerini okudu.
Tiyatro sanatçısı Ahmet Yenilmez’in sunduğu program, bir şairi anma programı olarak bir ilk idi. Hem bir kapalı spor salonunda düzenlenme şekli, hem muhtevası ve hem de TRT’den naklen yayınlanması yönleriyle bir ilk idi program.
***
Bizim kuşak Karakoç’u daha çok öfke şiirleriyle bilirdi; anma programında daha çok aşk şiirleri konu edildi. Allah’a şükür artık Türkiye o öfke şehveti dönemlerini atlattı da sevgi şiirleri dönemine ulaştı.
***
Spor salonu ağzına kadar doluydu. Ben salona bakıp düşündüm: O salonda Karakoç’un öfke şiirlerini bilen insan çok az idi ve hele bir dönem, Ak Parti’nin dayandığı gelenekten bir olan millî nizamcıların marş olarak söylediği “Hak yol İslam yazacağız” şiirinin Karakoç’a ait olduğunu bilen kimse yoktu herhalde.
***
Program milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ’ın destekleriyle gerçekleşmişti ama Manisa’da elini taşın altına koyanları unutmamak lazım. Başta Erdal Çil olmak üzere, Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği mensuplarına na kadar teşekkür etsek azdır.
Prof. Dr. Namık Açıkgöz
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.