Diyelim ki Neve Şalom Sinagogu’nu kapattık...
Uluslararası arenada “devlet muamelesi” gören“Siyonist/Yahudi Terör Üssü İsrail”in Filistin’deki zulmü sürüyor. “Müslümanların can ve mal güvenlikleri”nin olmadığı malûm; ilaveten dini değerleri ve mescidleri de“Siyonist teröristler”in hedefinde.
Mesela İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman’ın “Evimiz İsrail Partisi”ne mensup bir milletvekili, İsrail sınırları içinde 5 vakit “Ezan”ın yasaklanmasını öngören ve Lieberman’ın da desteklediği yasa tasarısı hazırladı. Gerekçe, “gürültü kirliliği.” Vatandaş, “müezzinin camide düzenli olarak çıkardığı gürültüden rahatsız olmakta”ymış! Benzer bir yasa tasarısı 2011’de gündeme geldiğinde şimdiki başbakan Netanyahu’nun da desteklendiğini unutmuş değiliz.
“Siyonist/Yahudi Terör Üssü İsrail”in, Mescid-i Aksa üzerindeki emelleri gizli değil. Kendiliğinden yıkılsın diye ve aslında “Hz. Musa’nın sandığı”nı bulmak ümidiyle Mescid-i Aksa’nın altında kazı yaptığını bilmeyeniniz yoktur.
Alttan kazı çalışmaları yapmakla yetinmeyen İsrail, Mescid-i Aksa’yı yahudiler ile müslümanlar arasında bölmeye yönelik çalışmalar yürütüyor. “Siyonist teröristler”in sicili bunu yapmaya müsait. Nitekim 1994’te, el-Halil’deki İbrahim Camii’ni yahudilerle müslümanlar arasında paylaştırmıştı. Şimdi de Mescid-i Aksa’yı bölmek için kamuoyunu hazırlıyor. Bu kapsamda, zaman zaman el-Aksa’yı ibadete kapatarak tepkileri ölçüyor.
1967’deki büyük işgalden bu yana, kısmi kapatmalar olsa da, Mescid-i Aksa’nın tümüyle ibadete kapatıldığı olmamıştı. İlk kez, geçenlerde bir bahane bulup tümüyle ibadete kapattı. Ama gerekçenin mescidle hiç ilgisi yok. Batı Kudüs’teki “aşırı sağcı” bir hahamın silahlı saldırı sonucu ağır yaralanması, Mescid-i Aksa’nın tüm müslümanlara kapatılmasına gerekçe gösterildi. Hatırlarsanız, el-Halil’deki İbrahim Camii de, 25 Şubat 1994’te bir “yahudi terörist”in, cami cemaati üzerine ateş açarak 29 Filistinli müslümanı şehid etmesi üzerine,“güvenlik gerekçesi”yle ikiye bölünüp yahudilerle müslümanlar arasında paylaştırılmıştı.Şimdi de “Mescid-i Aksa’yı bölmek için gerekçe uydurmak” ve “müslümanların tepkilerini törpülemek” için arada bir ibadete kapatma yöntemi izleniyor.
Uygulamanın sıradan bir güvenlik önlemi olmadığı besbelli. Zira hahama saldırının Mescid-i Aksa ile ilgisi olmadığı gibi, yaşlı Filistinlilerin bunu yapması da mümkün değil. Ama Siyonist teröristler, el-Aksa’da namaz kılmak isteyen yaşlı bir Filistinliyi döverek dışarı atacak kadar acımasızlaşabiliyor.
Daha acı olan, İslam ülkelerinin liderlerinin bu vahim olaya kör, sağır ve dilsiz kalması.Oysa müslümanların buna seyirci kalmaması ve dünyayı ayağa kaldırarak tepkilerini ortaya koymaları gerekmez miydi? Gerçi İsrail’in taltifiyle koltuğunu korumaya çalışan Batı Şeria yönetiminin başı Mahmut Abbas, “Mescid-i Aksa’nın kapatılmasının savaş ilanı olduğu”nu söylediyse de, bunun gaz almaya yönelik olduğundan kuşkumuz yok. Zira onda “İsrail’le savaşacak yürek ve ideal” nerede? Bütün yaptığı, “Filistinlilerin mücadele azmini körelterek İsrail’in insafına teslim olmalarını sağlamaya çalışmak” değil mi?
“Siyonist/Yahudi Terör Üssü İsrail”in “Mescid-i Aksa’yı bölme plânları”na karşı yapabileceğimiz hiçbir şey yok mu? Elbette var. Ancak bu yazının konusu bu olmayacak. Her ne kadar ümitsiz de olsam, “yahudilerin empati yapmaları” için bir hususu dile getireceğim.
Diyelim ki, İstanbul Beyoğlu’nda, Galata’da yer alan Türkiye yahudilerinin başlıca ve en ünlü sinagogu olan “Neve Şalom Sinagogu”nu ibadete kapattık... Ne olur dersiniz?
Neve Şalom Sinagogu, İstanbul’daki diğer sinagogların aksine çok faal. Yahudi ayini Şabat, düğün, cenaze, Bat Mitzva, Bar Mitzva, Berit Mila, Vijola, dini bayramlar ve benzeri törenler bu sinagogda düzenleniyor. Tevila için bir Mikve salonu ve havuzu bulunuyor.
Sinagog’un adı, Türkiye’deki yahudilerin ülkemizde barış içinde yaşadıklarını gösteriyor.“Barış Vahası” anlamına gelen “Neve Şalom”, Sefaradların, yani İspanya’daki soykırımdan kaçıp Osmanlı’nın kucak açarak ülkemize yerleştirdiği yahudilerin sinagogu.
Filistin’deki müslümanlar için Mescid-i Aksa ne kadar önemliyse, Türkiye’deki yahudiler için de Neve Şalom Sinagogu o kadar önemli. Ancak burada önemli bir ayrıntı var: Kudüs’te pek çok müslüman yaşadığı halde, Galata’da Neve Şalom Sinagogu’nun bulunduğu bölgede yahudi yaşamıyor. Yani İsrail, müslümanların yaşadığı bir yerdeki Mescidi kapatıyor, ama Türkiye’deki yahudilerin en önemli sinagogu, yahudi yaşamayan bir yerde bulunuyor!
Şimdi, eğer kalplerinde “insaniyet namına bir şey” varsa, empati yaparak şunu düşünmeleri için yahudilere sormak istiyorum:
Diyelim ki Neve Şalom Sinagogu’nu kapattık... Neler hissedersiniz? Temel ibadetlerinizi yapma hakkınızın elinizden alınması sizi ne hale getirir? Bunu bir düşünün. Sonra,kendinizi Mescid-i Aksa’ya sokulmayan Filistinli müslümanların yerine koyun. Bu kadarcık bir empatiyi yapabilirsiniz, değil mi? Hahambaşı bu konuda bir açıklama yapma erdemliliğini gösterebilir mi acaba?
Eğer Mescid-i Aksa’nın ibadete açık tutulması, mesela Neve Şalom’un kapatılması misillemesiyle sağlanacaksa, “Filistin’in babası” olduğunu ilan eden “bizim Hükümet”in bunu değerlendirmesi gerekmez mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.