Bizim Süper Lig'in ikinci haftasını geride bırakırken, canlı izlediğimiz ya da ekranda gördüğümüz maçların toplamında Beşiktaş'ın diğer 17 takıma göre belki de yanına Gaziantepspor'u da alarak en iyi durumda olan takım olduğu anlaşılıyor. Antalya'da hele o kötü zeminde oyunu 2-0'dan çevirmiş olmanın sırrı mücadele gücünün, yardımlaşmanın ve durmadan oynamanın sırrı idi. Aynısı Konyaspor maçında da sahnedeydi. Konyaspor'un neredeyse yarım saha oynayarak oyunu sıkıştırması bile Beşiktaş'ın yüksek temposu, ikili mücadelelerdeki inatçılığı hiç durmadan oynamasına teslim oldu. Kendi sahasında tek santrforla oynamanın sonuç getiremeyeceğini yanlış bulduğunu vurgulayanlar da bir kere daha çağdışı düşünce sahibi olduklarını gördüler. Beşiktaş, Bobo'yla tek santrfor oynuyor gözükmesine rağmen, pozisyonların oluşumuna göre rakip ceza alanı önünde en az altı kişiden oluşan hücum mangası ile gözüküyor. Yani tek santrfor yalanı iflas ettiriliyor. Çift ön libero oynayan Cisse ve Uğur ön-arka işini çok iyi becermeye başladılar. Zapotocny İtalyan liginden gelmiş katı bir Çek oyuncusu olduğundan hamlelerinde çok başarılı. Bunun yanı sıra topu oyuna sokmada da yüksek isabetle oynuyor. Ancak ne varki Tello'nun öne çıkışlarında Beşiktaş savunması orta sahası ile birlikte gerekli olan kayışı yapmadığı zaman oradan kalesine çok top yiyor. Holosko hala durgun. Sadece attığı golde alan değiştirmiş, içeri kaymış göründü. Bobo'nun fiziksel mücadeledeki zaafiyeti bu maçta da ortaya çıkmadı değil. Fakat sık sık görüntüye gelen Beşiktaş kulübesi, hayli zengin ve derhal sahadaki yanlışları tedavi edecek nitelikte olduğu göründü. İbrahimler'den Toraman'ın takıma girişi diğerinin de kenarda oturuşu kadro zenginliğinin bir başka göstergesiydi. Beşiktaş, bu fotoğrafın her köşesine baktığımızda şimdilik ligin tepesine uygun en iyi takım olarak gözüküyor. Tabi saha dışında bünye içindeki kargaşa bu takımı ne kadar olumlu ya da olumsuz etkiler onu da zaman içerisinde göreceğiz.