Sahur yemeği yiyiniz
Sahur, şafaktan önce yenen yemektir. Bu, gecenin son altıda birindedir. (İbn-i Abidin, Reddü’l-Muhtar, c/4, sf: 333. İst. 1983) Akşam namazı ile güneşin doğması arasını tam bir gece kabul edersek (yani 6/6) bunun 1/6’sını yemek-içmek ve oruca mani fiillerden uzak geçirmektir.
Enes bin Malik (ra)’den rivâyet edilen bir Hadis-i Şerif’te Peygamberimiz Efendimiz (sav):
“Sahur yemeği yiyiniz. Çünkü sahur yemeğinde bolluk (bereket) vardır” buyurmuştur. (Tecrid-i Sarih Terc. c/6. H. no: 913)
Sahura kalkıp birşeyler yiyip içmek, oruç tutmak niyetiyledir. Bu harekette; azim kesindir. Ancak “Sahura kalktım lakin, oruç tutmayacağım” diyen kişinin bu kalkışı niyet olmaktan çıkar. Herkesin bilmesi gerekir ki, Ramazan ayının feyiz ve bereketi kelimelere sığmayacak kadar geniştir. Böyle olunca her mü’min kesinlikle, sahura kalkmaya gayret etmelidir. Elbette sahura kalkmamak oruca zarar vermez. Çünkü sahur yemeği müstehabtır.
Şu Hadis-i Şerifi de göz ardı etmemek meselenin ciddiyeti açısından son derece önemlidir. Peygamberimiz Efendimiz (sav)
“Bizim orucumuzla ehl-i kitabın orucu arasındaki fark sahurda yemektir” buyurmuştur. (Sünen-i Ebu Davud c/2 H.no: 2343)
Hanefi mezhebine mensup fakihler sahur yemeğini şüpheden hali bir zamana kadar ertelemeyi ittifakla müstehap demişlerdir. (Fetava-i Hindiyye. K.Savm bahsi. Ö.N. Bilmen Dini Bilgiler. Sf:145-148) Oruç, fecr-i sadık (ikinci fecir) ile başlar. (İmam-ı Merginani, El-Hidaye Şerh-u Bidayetü’l-Mübtedi, c/1, sf: 122, Kahire-1965) İmam-ı Serahsi de, Bakara Suresi 187’nci ayette geçen beyaz ve siyah iplik kelimelerinin renk olduğunu, oruca ikinci fecir ile başlanılacağını zikretmiştir. (el-mebsut, c/3, sf. 54.)
İmsak, orucun başladığı vakittir. 1983 yılından önce kullandığınız takvimlerde orucun başlangıcından takriben 18 dakika önce imsak vakti olarak gösteriliyor bu aradaki süreye de “temkin vakti” deniyordu. Başka bir ifade ile imsaktan 18 dakika sonra ikinci fecir (fecr-i sadık) ile birlikte sabah namazının vakti de girmiş oluyordu.
Bu konu ile ilgili yapılan açıklamada Din İşleri Yüksek Kurulu’nun 21.01.1992 tarih ve 6 sayılı kararı ile “temkin vakitleri”nin 1983 yılından itibaren takvimlerden kaldırıldığı Diyanet İşleri Başkanlığı’nca ifade edildi. Temkin vaktinin kaldırılmasıyla daha önce 18 dakika erken giren imsak vakti 1983 yılından beri 18 dakika sonraya alınmış oldu. Bu uygulama ile birlikte, daha önce takvimlerde belirtilen imsak vaktinden sonra sahura kalkan müslümanların bir müddet daha (takriben 18 dakika kadar) yemeğe devam edebildiklerini, oysa yeni imsak vaktinde (yani 1983’den itibaren) bu 18 dakikalık temkin vaktinin de imsak vaktinin içine alındığından, kesinlikle imsak vaktinden sonra bir şey yenmemesi gerektiği Diyanet İşleri Başkanlığı’nca açıklandı.
Okuyucularımın dikkatlerine arz ediyorum: Bütün müslümanlar, Ramazan ayı günlerinde veya oruç tutacakları diğer günlerde, imsak vakitlerinden itibaren yemek-içmek işlerini derhal kesmelidirler. 1983 yılından sonraki takvimlerde belirtilen vakitlerde en ufak dikkatsizlik büyük vebal olacaktır.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nca temkin vakitlerinin kaldırılmasıyla;
İmsak vaktine 18 dakika ilave edilmiş,
Öğle vaktinden 5 dakika,
İkindi vaktinden 4 dakika,
Yatsı vaktinden 10 dakika çıkarılmıştır.
Hâl böyle olunca ihtiyatla amel etmek isteyen müslümanlar, takvimlerde yer alan imsak vakitlerinden 18 dakika çıkaracak,
Öğle vaktine 5 dakika,
İkindi vaktine 4 dakika,
Yatsı vaktine de 10 dakika ilave ederek, daha evvelki yıllara ait takvimlerde gösterilen temkinli vakitleri bulabileceklerdir.
Araştırmalar gösteriyor ki, asırlardan beri bütün İslâm Alemi bu temkinli vakitleri kullanmışlardır. Zamanın alim ve fıkıhçıları, ayrıca mü’minlerin emirleri bu vakitleri tasvip etmişlerdir.
Çok ehemmiyetli bulduğumuz bu hususu, ibadetlerimizin sihhati ve herhangi bir hataya meydan verilmemesi bakımından ısrarla hatırlatırız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.