Vahdet’in doğuşu
Toplumları bir arada tutan, büyüten ve geliştiren en önemli unsur kültürdür.
Kültürel çözülmenin başladığı yerde acı, kan ve gözyaşı hakim olmuştur.
Bunun en yakın örneği hemen yanı başımızdaki Ortadoğu coğrafyasıdır.
Batılı demokrasilerin acımasızca dayattığı düşünceler, binlerce yıldır aynı topraklarda yaşayan insanları birbirine düşürmüş, sınıflara ayırmıştır.
Müslüman’ı Müslüman’a öldürten zihniyet, “kardeş”lerin ellerine, Amerikan, Rus yapımı silahlar, bombalar vermiştir.
Birbirini yok etmeyi reddeden insanlara ise “siz yapamazsanız biz yaparız” diyerek saldırmış, askeri güç kullanmıştır.
Kendi çıkarları, hammadde ihtiyaçları için milyonlarca insanı köle yapan zihniyet, sömürge denen ucubeliği “barış ve demokrasi getiriyoruz” adı altında günümüzün “modern dünya”sında da uygulamaya devam etmektedir.
Kardeş kardeşe kırdırılmakta; binlerce yıllık tarih, kültür acımasızca yok edilmektedir.
Kaos ortamı gün geçtikçe başta Ortadoğu’yu dünyanın gözünde “geri” ve “karanlık” hale dönüştürmektedir.
Doğu Türkistan’da, Filistin’de, Bosna’da, Irak’ta, Suriye’de, Çeçenistan’da, Bosna Hersek’te ve daha birçok bölgede insanlar Müslüman oldukları için katliama uğramış ve uğramaya devam etmektedir.
VAHDET DOĞUYOR
Vahdet Gazetesi böyle bir dönemde, büyük bir inançla doğmuştur.
Birlik anlamına gelen “Vahdet” kelimesini, taşıdığı mesajlarıyla doğru okumak gerekmektedir.
Bugün Türkiye ve Ortadoğu’nun en büyük ihtiyacı “Vahdet”tir, birliktir kardeşliktir, bütünlüktür.
Vahdet Gazetesi’ni günlük sıradan bir gazete olarak görmenin çok ötesinde, farklı bir yere konumlandırmalıyız.
Müslümanlığın, Türklüğün unutturulmak istendiği, insanlarımızın kamplara ayrıştırıldığı, kutuplaşmanın artırıldığı bir süreci yaşıyoruz.
Batı’nın dayattıklarıyla değil, kendi özümüzle, kültürümüzle, inançlarımızla büyümek ve gelişmek zorundayız.
Vahdet; kurtuluşun, inancın ve geleceğin anahtarıdır, sembolüdür.
Kendilerini “ileri” olarak addedip, kaderimizi çizmek isteyenlere karşı en büyük silahımız; birliğimiz, kültürümüz, değerlerimiz, inançlarımız olmalıdır.
Gazetemiz, köşemiz milletimize hayırlı olsun.
İnancımız, değerlerimiz, kimliğimiz bizimdir.
Bizi kategorize edip, kamplaştırmak isteyenlere inat; BURADAYIZ!
NEDEN VAHDET?
Yaklaşık 8 yıldır çeşitli dergilerde, sitelerde, yayınlarımız, çalışmalarımız oldu.
Vahdet Gazetesi ile buluşmam ise gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Yener Dönmez’in “vatansever-muhafazakar” bir gazete hayaliyle başladı.
Dönmez’in milli konulardaki hassasiyeti, vatanseverliği, ülke meselelerine bakış açısı ve samimiyeti Vahdet heyecanımızı artırdı, güçlendirdi.
Milliyetçi yazarların yanı sıra muhafazakar camianın önemli isimlerinin aynı çatı altında buluşturulması daha önce denenmemişti.
Özünde aynı değerleri paylaşan, Türk-İslam coğrafyasındaki sorunlara çözüm arayan, sevinçlere ortak olanların adresidir Vahdet.
10 senedir bulunduğum Ankara’yı bırakıp, İstanbul’a beni getiren bu projenin bir diğer önemli noktası daha var. Şirket sahiplerinin İç Anadolu’nun tam göbeğinden, Nevşehir’den çıkmış olmaları.
Dolayısıyla; Ağanın, paşanın, padişahın, hocanın, şunun, bunun değil, bazı kesimler tarafından küçümsenen, horlanan, hakir görülen Anadolu’nun öz be öz çocuğudur Vahdet.
VAHDET İÇİN...
Biz dönmeyiz Hakk bildiğimiz yoldan,
Kinden, nefretten ve bağnazlıktan uzak…
Dağlarda yankılanırken sesimiz,
VAHDET için doğacak güneş…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.