Lütfü Şehsuvaroğlu

Lütfü Şehsuvaroğlu

Ziya Gökalp ve Türk Düşünce Tarihinde Türkçülüğün serüveni: 4

Ziya Gökalp ve Türk Düşünce Tarihinde Türkçülüğün serüveni: 4

Üç gün­dür Gö­kal­p’­ı ele alı­yo­ruz. Yüz yıl son­ra bi­le önem­li ol­ma­sı bi­ze rağ­men. Ba­tı­lı sos­yo­log Zim­mer­man onu Toyn­be­e ile mu­ka­ye­se edi­yor ve bir­çok ko­nu­da Gö­kal­p’­ın sos­yo­lo­ji­si­ni ve me­de­ni­yet te­la­ak­ki­si­ni da­ha üs­tün gö­rü­yor. Zi­ra Toyn­be­e’­nin­ki sert ve uz­laş­maz iken Gö­kal­p’­ın­ki sen­tez­le­ne­bi­lir ve çağ­da­ş…

Zim­mer­man, Av­ru­pa­’ya ses­le­ni­yor ve Toyn­be­e’­den çok Gö­kalp sos­yo­lo­ji­sin­den ya­rar­lan­ma­mız ge­rek­ti­ği­ni ifa­de edi­yor. ‘Yüz yıl ev­vel ya­pı­lan bu yan­lış yü­zün­den İn­gi­liz­ler iş­gal­ci Yu­nan­lı­la­rı des­tek­le­di­ler. Oy­sa ki mil­li­yet­çi­lik ya­pan ve em­per­ya­liz­me di­re­nen Türk­le­ri des­tek­le­me­le­ri la­zım­dı­’ di­ye dü­şü­nür. Em­per­ya­liz­min biz­zat İn­gi­liz men­şe­ine ay­rı­ca de­ğin­me­li­yiz, fa­kat Zim­mer­ma­n’­ın Gö­kalp öv­gü­sü dik­ka­te de­ğer. 

Tür­ki­ye­’de baş­ta Di­yar­ba­kı­r’­da­ki Gö­kalp evi­ni ba­san­lar, son­ra ken­di­le­ri­ni İs­lam­cı zan­ne­den çev­re­ler Gö­kal­p’­e büh­tan et­ti­ler. An­la­ma­dan eleş­tir­di­ler. Fa­kat mil­li­yet­çi­le­rin ve ke­ma­list­le­rin onu doğ­ru an­la­dık­la­rı da kuş­ku­lu­…

Ne­re­de Yan­lış Yap­tık?

Gö­kal­p’­ın kur­gu­su üze­rin­den yüz­yı­lı aş­kın bir za­man geç­ti. Fa­kat bek­le­nen ol­ma­dı. Tür­ki­ye me­de­ni­yet de­ğiş­ti­re­me­di. Gi­ril­mek is­te­nen me­de­ni­yet da­ire­sin­den bir­çok şey apa­rıl­dı apa­rıl­ma­sı­na ama ne bi­lim­sel ol­ma id­di­ası bağ­naz­lık­tan kur­tu­la­bil­di, ne de ar­zu­la­nan ge­liş­me sağ­lan­dı. Bu­gün Gö­kalp kur­gu­su­nu tar­tış­mak ve me­de­ni­yet de­ğiş­tir­me pro­je­si­ni ma­sa­ya ya­tır­mak la­zım­dır. Gi­ril­mek is­te­ni­len me­de­ni­yet da­ire­si­nin ka­pı­sın­da her­şey ya­pıl­dı da So­ro­ki­n’­in de­di­ği gi­bi, o me­de­ni­yet da­ire­si­nin ni­ha­î ka­bu­lü mü bek­len­mek­te­dir? Yok­sa sa­de­ce ara­dan ge­çen yüz­yı­la rağ­men ön­ce­ki iki yüz­yıl ile bir­lik­te kül­tür­süz­leş­me dön­gü­sü mü de­rin­leş­mek­te­dir? Yüz yıl ön­ce­sin­de Gö­kal­p’­ın or­ta­ya koy­du­ğu for­mül, Ba­tı­’nın “Şark Me­se­le­si­” et­ra­fın­da kor­kunç tar­ru­zu­na kar­şı bir sa­vun­ma ref­lek­si miy­di? Ger­çek­te böy­le bir for­mü­le Gö­kalp de inan­mı­yor; bir stra­te­jist gi­bi hat­ta za­man za­man bir tak­tis­yen gi­bi 
“a­yak­ta kal­ma prog­ra­mı­” mı ta­sar­lı­yor­du? O hal­de Gö­kalp çiz­gi­si bu­gün yüz­yıl ön­ce­si­ni ye­ni­den yo­rum­la­ma­ya ve Gö­kalp for­mül­le­ri­ni ye­ni­den tar­tış­ma­ya aç­ma­ya ih­ti­yaç du­yu­yor­sa, bu bo­şu­na de­ğil­dir.

“Ne­re­de yan­lış­lık ya­pıl­dı? Zi­ya Gö­kalp, ha­ki­ka­ti or­ta­ya ko­ya­cak bir teo­ri kur­ma­ya ça­lış­mı­yor, po­li­tik ve psi­ko­lo­jik zo­run­lu­luk­la­rın bas­kı­sı­nı bey­nin­de his­se­de­rek ka­bul edi­le­bi­lir bir for­mül arı­yor­du. Var­dı­ğım bu hü­küm­le, Zi­ya Gö­kal­p’­ın ken­di bul­du­ğu for­mü­le iç­ten­lik­le inan­ma­dı­ğı­nı söy­le­miş ol­mu­yo­rum; sa­de­ce onu o for­mü­lü ara­ma­ya yö­nel­ten ne­den­le­ri be­lir­le­miş olu­yo­rum. “Türk­leş­mek, İs­lam­laş­mak, Mua­sır­laş­ma­k” for­mü­lü Türk mil­lî ben­li­ği­ne sa­hip çık­ma, İs­lam di­ni­ne sa­rıl­ma ve Ba­tı­’nın iler­le­miş bi­li­mi­ni ve tek­no­lo­ji­si­ni al­ma an­la­mı­na gel­mi­yor muy­du? Yan­lış­lık bu­nun ne­re­sin­dey­di? Yan­lış­lık for­mü­lün ar­ka­sın­da, Zi­ya Gö­kal­p’­ın İs­la­mi­ye­t’­e ba­kış tar­zın­da ve me­de­ni­yet kav­ra­mın­da idi.” (Özak­pı­nar, s.202-203)

“Me­de­ni­yet kav­ra­mı­nın, pe­ra­ken­de öğe­le­rin top­la­mıy­la be­lir­le­nen  böy­le man­tık­sal ta­nı­ma da­yan­ma­sı, Tür­ki­ye­’nin bu­gün yüz yü­ze ol­du­ğu bu­na­lı­mın fi­kir pla­nın­da­ki kay­na­ğı­dır. Çün­kü bu me­de­ni­yet an­la­yı­şı­nın so­nu­cu ola­rak Tür­ki­ye, ken­di­ni hiç­bir me­de­ni­ye­te men­sup ol­ma­yan bir ko­nu­ma sok­muş­tur. Bu yüz­den kül­tür, bü­tün­lü­ğü­nü ve ahen­gi­ni kay­bet­miş­tir.”

Bu­gün top­lum­da­ki ah­la­kî çö­kün­tü­nün, top­lum­sal da­ya­nış­ma me­ka­niz­ma­sın­da­ki çö­zü­lü­şün-çark­la­rın­da­ki müt­hiş da­ğıl­ma­nın mü­seb­bi­bi iş­te böy­le­si bir me­de­ni­yet­siz­leş­me sü­re­ci­dir. Bun­da sa­de­ce Gö­kal­p’­ın yı­kı­cı et­ki­si yok­tur; bu Meş­ru­ti­yet dö­ne­min­den iti­ba­ren kül­tür ve me­de­ni­yet kav­ram­la­rı­nın yan­lış ta­nım­lan­ma­sın­dan da kay­nak­lan­mak­ta­dır. Öy­le ki, İs­lam­cı fi­kir adam­la­rı­nın bi­le he­men ta­ma­mı­na ya­kı­nı me­de­ni­ye­ti ay­nı çer­çe­ve­de ta­nım­la­mış­lar­dır. Ki­min­de tek­no­lo­jik ve fen kav­ram­la­rı öne çı­ka­rıl­mış­sa da ço­ğun­luk­la ben­zer yak­la­şım­lar ser­gi­len­miş­tir. 

“Me­de­ni­yet, bir inanç ve ah­lâk ni­za­mı ola­rak kül­tü­rü do­ğu­ran ruh ener­ji­si ve il­ham kay­na­ğı­dır. Fa­kat bir me­de­ni­yet ken­di kay­na­ğın­dan bes­le­nen kül­tür­le ih­ya olur. İs­lâm me­de­ni­ye­ti­ni ih­ya da­va­sı, as­lın­da bir top­lu­mun ha­ya­tı de­mek olan kül­tü­rü, me­de­ni­ye­tin ru­hu­na gö­re şe­kil­len­dir­me dâ­va­sı­dır; İs­lâm me­de­ni­ye­ti bi­lin­ciy­le ken­di ha­ya­tı­mı­zı ih­ya dâ­va­sı­dır.”(s.208)

Me­de­ni­yet­siz bir kül­tü­re bi­lim ve tek­no­lo­ji ek­le­ne­mez­di. Türk mil­le­ti ruh ener­ji­si­ni yi­tir­me­ye yüz tu­tun­ca ya­ni me­de­ni­ye­tin­den uzak­laş­tık­ça kül­tü­rel ge­liş­me­yi de mey­da­na ge­ti­re­me­miş, ahen­gi­ni bu­la­ma­ya­rak inanç ve ah­lâk te­mel­le­ri­ni de sars­mış; yük­sek bir ide­ale baş ko­ya­ma­mış­tır. Ar­tık tek­no­lo­ji­yi kul­lan­sa bi­le, me­de­ni­yet­siz ama söz­de çok kül­tür­lü in­san/top­lum, onu üre­ten de­ğer­ler man­zu­me­sin­den ha­ber­siz­dir; bu yüz­den kul­lan­dı­ğı tek­no­lo­ji­yi ucuz ih­ti­yaç­la­rı­nı kar­şı­la­ma­ya yö­nel­te­rek ken­di­ne mah­sus eser­le­rin üre­ti­le­me­di­ği are­na­da “man­kur­t”­laş­ma­ya mü­sa­it­tir.

Aktüalite:

Kürt Aşiretleri Üzerine Tetkik araştırmasıyla ilk sosyoloğumuz saha çalışmalarını da ikmal etmişti.

Bugün ne yazık ki hemşehrileri ve büyük millet çerçevesine yabanıl iklimlerin tesiriyle inatla girmeyen budunu emanetine vandalizm ile saldırdı.

Ziya Gökalp’ı yeniden değerlendirmek gerek.

Önce milliyetçiler, sonra İslamcılar, sonra Diyarbakırlılar… bir de kemalistler…

Bir başka yazıda ise Kemalizm ile Gökalp çizgisinin çatıştığı noktaları irdeleyeceğim.

Ve Türkiye’nin neler kaybettiğini…

Dağarcık:

Ziya Gökalp’in Türkçülüğün Esasları’nı yazarken bir ÜMMET PROGRAMI da hazırladığını biliyor muydunuz?

Türkçülerin Ümmet Programı başlığı altında 5 madde tespit ediyor ilk sosyolog. 

Arap hurufu devam etmelidir. 

Istılahların (kavramların) müşterekliği sağlanmalıdır

Müşterek Terbiye Kongreleri yapılmalıdır. Yani eğitim şurası bütün İslam âlemini kapsamalıdır.

Hilal ümmet remzi olarak muhafaza edilmelidir.

Müftü teşkilatları arasında irtibat, işbirliği hatta birlik kurulmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Lütfü Şehsuvaroğlu Arşivi