Dün TBMM’de partilerin grup toplantıları vardı.        

Yeni yılın ilk toplantılarıydı. 

Haftalarca verilen aranın ardından yapılan toplantılara medyanın ilgisi yüksekti. 

Meclis Soruşturma Komisyonu’nun 4 eski bakanla ilgili kararını bir önceki gün vermiş olması, ilgiyi daha da artırmıştı.

Biz de Meclis’teydik.

Grup toplantılarına kulak verdik,
Vekilleri, bakanları gözlemlemeye çalıştık.

Muhalefetin gündeminde, beklenildiği gibi ağırlıklı olarak komisyon kararı vardı.

MHP lideri Bahçeli, “Yüce Divan’a gitmemek için yüce vicdan istismarı yapan eski bakanlar, biliniz ki, eninde sonunda tıpış tıpış adaletin huzuruna çıkacaksınız, biriken bedeli sonuna kadar ödeyeceksiniz” derken, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Başbakan Davutoğlu’na “milletin hakkına uzanacak eli kardeşimiz olsa koparırız” sözü üzerinden yüklendi.

Kılıçdaroğlu, Başbakan’a yönelik şu yakışıksız ifadeleri kullandı: “Elin kalmadı kolun kalmadı bacağın da kalmadı. Maskotsun maskot.”

Başbakan Davutoğlu ise, iktidarlarına yönelik darbe planlarını hatırlatarak, hepsini bozduklarını kaydetti ve "Soruşturma Komisyonu'nun objektif raporuna, Meclisimizin takdirine saygı duyarız. Bu süreçte de bundan sonra da kaldığımız yerden yolumuza devam ederiz" mesajı verdi.

Konu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da gündemindeydi.

Büyükelçiler Konferansı’nda konuşan Erdoğan, “Dört eski bakan üzerinden kurgulanmak istenen süreç, 17-25 Aralık darbe girişimini yaşatmaya yönelik umutsuz bir süreçtir” dedi. 

Tartışmalar bu şekilde devam edip gidecek,

Millet vekillerinin sorunlarıyla meşgul edilmeye devam edecektir.  

***

Komisyon kararı, en geç 29 Ocak’a kadar Meclis Genel Kurulu’nda oylanacak.

Muhalefet ümidini kesmiş değil.

Şimdi de Genel Kurul için bastırıyor! 

“AK Parti’den 35-40 ismin kafasını çeldik mi, iş tamam” düşüncesindeler!

AK Parti’li özellikle 3. dönem milletvekilleri üzerinde büyük bir lobi faaliyeti yürütüyorlar şu aralar.

İlahiyat kökenli vekiller ilk hedef seçilenler arasında. 

Yüce Divan’a gitmeleri yönünde oy kullanmaları isteniyor. 

CHP ve MHP’liler nokta atışı ile saptadıkları bu AK Partili vekilleri ikna için “damardan” girip, “hak”, “hukuk”, “ahlak” gibi dini terimleri kullanıyor; 

Hakk’ın Divanı’nda verilecek hesabı gündeme getiriyorlar. 

Samimiyetten uzak ve tamamıyla siyasi emeller uğruna uygulamaya konulan bu takiyeli ikna operasyonunun, AK Partili vekiller üzerinde etki edeceğini düşünmüyorum.

“Dinime söven bari Müslüman olsa” sözünü hatırlayıp, geçeceklerdir! 

Ama şu var: 

AK Partili vekiller vicdanlarının sesine zaten kulak verecek,
“Kul hakkı” ve “hukuku” zaten gözeteceklerdir.

Aksini düşünmek mümkün mü?