İfade özgürlüğünün sınırları
Konumuz yine Ankara Siyasal… Bilindiği üzere geçtiğimiz hafta çok önemli bir gazetecilik olayına imza atarak, okuldaki PKK yapılanmasının akademisyen ayağında yaşananları “Bakan Oğlundan APO Dersi” haberi ve “Bu nasıl üniversite?” başlıklı köşe yazısıyla gözler önüne sermiştik.
Hem de belgeleriyle…
Kimse “bunlar yalandır, böyle bir şey olmadı” diyemedi!
Dedikleri tek şey “burası özgür üniversite”, “ifade özgürlüğümüz var” gibi sloganik laflar oldu.
Sonrasında belirli gruplar olayı manipüle etmeye başladı…
Kendilerini “aydın” olarak tanımlayan bir takım gazeteciler ve bazı STK’lar (Eğitim-Sen)…
Derste Öcalan sorusu soran akademisyenden de ilginç bir cevap geldi “ne yani Recep Tayyip Erdoğan’ın metinlerini mi okutsaydım”… Böylece hükümete muhalifmiş izlenimi yaratarak aklanmaya çalışacak, sanki “muhalif” olduğu için eleştirmişiz gibi!
Son olarak da Siyasal Bilgiler Fakültesi yönetim kurulu toplanarak bir karar aldı.
Şahsımın yazdığı yazının “asılsız isnatlar” içerdiğini iddia ederek, habere konu kişiyi sahiplendiklerini açıkladılar.
Vahdet Gazetesi’nin yaptığı haberden, Güneş Gazetesi Yazarı Talat Atilla’nın ve benim köşemde yazdıklarımızdan dolayı “hukuki sürecin başlatılması” talebinde bulundular.
“İfade özgürlüğü” ve “özgür üniversite” mesajlı açıklamalar yaptılar.
Twitter üzerinden ne kadar terör örgütü yanlısı ne kadar yayın organı varsa, hepsi de benzer kanaatte bulundu.
Daha önce Türk bayrağı değiştirilmesi teklifini verebilecek kadar aymazlaşan muhafazakar bir yazar da aynı ekibe dahil oldu!
Şimdi durum böyle olunca bazı olayları yazmak, hatırlatmak; söz konusu gazetecilere, akademisyenlere, STK’lara sormak gerekiyor.
Sizin “özgür üniversite” dediğiniz yerde öğrenciyi "milliyetçi" olduğu için göğsünden bıçaklayarak, öldürmeye çalışmadılar mı? O çocuk günlerce komada yatmadı mı? O günlerde hiçbiriniz böyle açıklamalar yapmıyordunuz!
Özgürlük ortamı olduğunu iddia ettiğiniz üniversitenizde, PKK paçavraları açılıp, kampüslere PKK'lıların resimleri asılmadı mı?
Sizin “ifade özgürlüğü var” dediğiniz üniversitede peygamber efendimize hakaret eden karikatürleri sergilenmedi mi? Ve siz bunları görmezden gelmediniz mi?
Sizin fakültenizde, "şehitler ölmez vatan bölünmez" diye bağıranlar dayak yemedi mi?
Sizin okulunuzda PKK terör örgütü mensupları yol kesip, öğrencileri tehdit etmiyor mu?
Bu olaylarda sizler nerede oluyorsunuz? Neden bir soruşturma bile açma gereği duymadınız?
Öğrencilerinizin eğitim hakkı ellerinden alınırken, canlarına kastedilirken ifade özgürlüğü neden aklınıza gelmiyor?
Madem özgürlükçüsünüz söz konusu "milli değerler" olduğunda neden bu kadar özgürlükçü olamıyorsunuz?
Sizin “ifade özgürlüğü” dediğini kavram terör örgütüyle başlayıp, terör örgütünün tezleriyle mi bitiyor?
HHH
Söz konusu zevata, terör örgütü El Kaide'yi ABD'de herhangi bir üniversitede ders konusu yapmalarını, sınıflara örgüt yandaşlarını çağırmalarını, Bin Ladin'in siyasi duruşunu işlemeyi denemelerini tavsiye ediyoruz!
Hani o çok sevdikleri Batı'nın eseridir ya bu ifade özgürlüğü!
Bir de o anlata anlata bitiremedikleri ülkelerde denesinler bu provokasyonları...
Kendilerini “aydın” olarak nitelendirip, binlerce masumun kanı ellerinde olan hainleri “siyasi tarih, düşünce özgürlüğü” gibi kavramlar altında meşrulaştırmak isteyenlerin, üniversitelerde yeri yoktur.
Özgür düşünce, başkalarının hayatına kast edildiği, canların yakıldığı, insan hayatının esas alındığı durumlarda son bulur.
***
Yaşanan bu olayın benzer örnekleri çözüm süreciyle birlikte her geçen gün artıyor.
Üniversiteleri terör örgütlerinin inisiyatifine bırakmak son derece yanlış bir politika.
Savcılar ve hakimler görevlerini, üniversite yönetimleri ve YÖK de üzerine düşenleri yapmalı.
Yarınlarımızı karanlıklara çekmek isteyen odaklara izin vermemiz mümkün değildir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.