Fuat Avni’ye tedbir
1-Devletin kriptolu telefonlarının dinlenmesi,
2-Polis Akademisi’ne giriş sınavları,
3-Fuat Avni.
Bu üç soruşturma da Gölbaşı Cumhuriyet Savcılarından Harun Ceylan tarafından yürütülüyor.
Aylardır gece gündüz demeden bu dosyalar üzerinde çalışıyor olan Savcı Ceylan’ın, işi bir hayli zor.
Zor çünkü, her üç dosya da son derece kritik ve ülke gündemini meşgul eden iddialar içeriyor.
Zor çünkü, karşısında zamanında elini kolunu sallaya sallaya devletin kılcal damarlarına kadar yerleşmiş ve bu yerleşme esnasında ilgili makamlarca kendisine yardımcı olunmuş bir yapı var.
Dolayısıyla çalışmalarını büyük bir gizlilik içinde yürütmesi zorlaşıyor.
Peki devletin ilgili organları arasında gerekli yardımlaşma oluyor mu?
Burada da sıkıntı var sanki.
Şöyle ki;
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan gibi isimlerin açıklamalarıyla ortaya koydukları “malum yapıyla mücadele” kararlılıklarını “aşağılarda” aynı oranda göremiyorum.
“Devlet”in tepesindeki isimlerin giriştiği bu büyük “kavga”da, “aşağıdakiler”in önemli bir kısmının “söylem ve mücadelesi” günü kurtarmaya dönük; yüzeysel ve göstermelik.
Paralelle mücadele konusunda bugün yargıda, emniyette ne gizlilik korunabiliyor, ne de yardımlaşma bulunuyor!
Bir kere, kurumlar arasında ciddi bir koordinasyon eksikliği ve samimiyetsizlik var.
Ya iddialar inandırıcı bulunmuyor, ya da umursanmıyor.
(Bu ciddi bir eksiklik, ciddi bir sorun.)
Ama iş makam, mevki ve birini alt etmeye geldi mi herkes birbirini anında “paralelcilikle” suçlayabiliyor.
Ve maalesef en çok da bu prim görüyor bugün kamuda.
Anlayacağınız “aşağılarda” paralelle mücadele hikaye, istismar şahane!
“Devlet”in tepe yöneticileri, bunu iyi analiz edip, ona göre tedbirini almalı.
HHH
Diğer taraftan, bu üç kritik soruşturmayı yürüten Savcı’nın her adımı “birileri” tarafından hemen “Fuat Avni havuzu”na akıtılarak, ifşa ediliyor,
Bilgiler bu yolla sulandırılarak, ciddiyetsizleştirilmek isteniyor.
En son TİB ve TÜBİTAK’taki operasyonlar anında, Fuat Avni tarafından twitter’dan duyurulmuştu.
HHH
Edindiğim bilgilere göre, Savcı Ceylan “sızmalara” karşı kendi kendine şöyle bir tedbir geliştirmek zorunda kaldı.
Polis Akademisi sınavlarına yönelik soruşturmanın en başında, Emniyet’e resmi bir yazı gönderdi.
Ceylan yazısında “ilgili” falan tanımayacağını belirterek, kendisine birlikte çalışacağı “polis” ismi verilmesini istedi.
Emniyet de, araştırma ve teyit neticesinde belirlediği 5 kişilik bir liste oluşturarak, bunu Savcı Ceylan’a iletti.
Artık soruşturmanın emniyet ayağında sadece bu polislerle muhatap olunacak.
(Çünkü doğal seyrinde, plansız, hesapsız isimler üzerinden yürütülse soruşturma kesin aksıyor, kesin bilgi dışarı sızıyor.)
Tek başına bir savcının çabası, kendi kendine geliştirdiği bir küçük tedbir bu soruşturmaların sağlıklı bir şekilde yürümesini sağlar mı, emin değilim.