Piri Reis’in torunları navigasyonun dümeninde...
Elimizdeki aletlerle artık haritaya değil navigasyona bakıyoruz. Piri Reis'in torunlarına da haritacı değil navigasyoncu diyoruz.
Check-in uygulamaları, trafiğin karmaşası ve gezintiler arttıkça da navigasyona ihtiyacımızı şiddetlenecektir. Bu bağlamda yeni nesil haritacılara daha fazla ihtiyaç doğacaktır.
İki yıl önce, Google ve Apple arasında harita rekabeti yaşanmış ve Apple harita yazılım ekibinin işine son vermişti. Çünkü gelecekte en büyük rekabet alanlarından biri harita uygulamaları veya navigasyonda yaşanacak.
Türkiye'de bu rekabet Yandex ile Google arasında yaşanıyor. İşin güzelliği, her ikisine de yerli harita yazılımcıları tedarikte bulunuyor.
Daha önce yazdığım gibi sürücüsüz araç testleri yeterince arttı. Önümüzdeki yıldan itibaren çok sayıda sürücüsüz araç örneğini trafikte görmeye başlayacağız. Aynı şekilde insansız hava taşıtları da yer trafiği ile birlikte hava trafiğinde aktif olacak. Bütün bunlar gelişmiş harita ve navigasyon yazılımlarına ihtiyaç duyacak.
Asıl rekabet alanı ise üç boyutlu haritalar üzerinde olacak.
Başarsoft, internet ve mobil uygulamalar için harita ve navigasyon yazılımında en yetkin şirketlerin başında geliyor.
Önümüzdeki yıllarda araç üreticilerinin hem araç güvenliği, hem güvenli iletişim platformu (araç kullanırken telefonla konuşma ve SMS yazma, okuma) için araç içi entegre görüntü sistemlerine telefon yeteneklerini kazandırması yetmeyecek.
Ayrıca harita ve navigasyon sistemleri de bu bağlantı yeteneğini kullanarak, trafikte, otoparkta, yakıtta, aramada başta olmak üzere yeni yetkinlikler kazandıracak.
Trafiksiz daha hızlı ulaşım rotalarını kullanmalarını sağlayacak.
Ulaşacağı noktada mevcut otoparkların doluluk oranlarını, fiyatlarını görmelerini, gerekirse rezervasyon yapmalarını sağlayacak.
Yol üzerinde kendi fiyat aralıklarına yakın yakıt istasyonlarını canlı, güncel fiyat bilgileri ile filtreleyebilmesini önerecek. Bütün restoranlar, mağazalar da buna dahil olabilir.
Yerel arama dediğimiz, bulunduğu yere yakın yeme içme, otomotivle ilgili veya banka vb. gibi yerlerin yanında, içeriklerine göre, mesela istediği filmi gösteren sinemalar gibi sorgulamalar elinize gelecek.
Türkiye'de bu uygulamalar hemen hayata geçebilir ancak bilgi ve fırsatlar otomatik güncellenebilir bir yasal yapıda değil. Google 25 otomotiv şirketi ile halen işbirliği çerçevesini yürütüyor.
Bu alanın gelişmelerinden birini okul ve işyeri servislerinde gördük. Google, Yandex gibi dünya devleri ile çalışan Başarsoft’un son 4 yıldır yol, piyasa gibi bütün şartları dikkate alarak geliştirdiği servis yönetim yazılımı olan Rotaban, işletmelere hem taşımacılık maliyetlerini kontrol edebilmeyi, hem de verilen hizmeti tüm çalışanlara adil bir şekilde sunmayı hedefliyor.
Başarsoft mühendisleri, Rotaban'ı, personel taşıma hizmeti alan kurumsal firmalar için tasarlanmış, rota hesaplama, optimize etme, görselleştirme ve yönetim sistemi olarak ifade ediyor. Rotaban’ın amacı; kurumlar için personellerin araçlara göre dağılım planlamasını oluşturmak, bu araçların belirlenen kriterler doğrultusunda optimuma en yakın rotalarını, kendine özel altyapısı sayesinde hızlı bir şekilde hesaplamak, görselleştirmek ve servis hizmeti sisteminin sürdürülebilir bir yönetimini sağlamak.
Piri Reis'in torunları şimdilik atalarına liyakatini gösterdiler. Eminim arkası da gelecektir.
4G İHALE SÜRECİ YAKLAŞIRKEN...
İki hafta önce yazmıştım. "4G ihale süreci zorlu geçecek" diye. Konuyla doğrudan ilgili olmasa da Turkcell CEO'su Sürreyya Ciliv'in istifası ile konu daha derinden tartışılmaya başlandı.
4G ihalesinde tartışmanın odağı, GSM operatörlerinin hangi frekans boyutundan yayın yapacakları üzerinde. Yakında bu tartışmaya televizyon kanallarının da dahil olacağını düşünüyorum. Asıl o zaman 4G ihalesi kamuoyuna mal olacak. Siyasi etkiler de işin içine girince seyreyle sen gümbürtüyü...
4G ile 3G'yi ayıran en önemli nokta, baz istasyonu ile GSM ana istasyonunun arasındaki hattın fiber hatlarla bağlantılı olmasıdır. Mevcut teknoloji ile en düşük maliyetli geniş bant data aktarımı böyle mümkün görünüyor.
Madem öyle, şimdiye kadar fiber kablo döşemesinde niye yeterince mesafe alınmadı?
Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği, sağlıklı bir 4G hizmeti verilebilmesi için şart olan fiber şebeke kurulumunda Türkiye’nin ne seviyede olduğunu ve neler yapılması gerektiğini açıkladı. Buna göre Türkiye’de bulunan 60 bin civarındaki baz istasyonunun milyonlarca abonenin internet ve ses kullanım yükünü ancak fiber şebeke sayesinde kaldırabileceğine dikkat çekti.
Son BTK raporuna göre ülkemizdeki fiber şebekelerin toplam uzunluğu 240.000 kilometre olarak verilmiş durumda. 60.000 adet baz istasyonunun bağlanabilmesi için ise bu uzunluğun en az 7-8 kat arttırılması gerekiyor.
Ancak durum hiç de böyle olmadı geçen son 7 yılda. 2008 yılında İstanbul’da 678 kilometre fiber şebeke döşenmişken bu uzunluk 2014 yılında sadece 17 kilometreye düşmüş durumda.
İlk adımda "Geçiş Hakkı" ve "Tesis Paylaşımı" konusunda adil ve kabul edilebilir bir düzenlemenin yapılması ve ardından en hızlı şekilde altyapının hizmete açılabilecek hale getirilmesi gerekmektedir.
Önümüzdeki iki hafta içinde 4G ihale takvimi açıklanacak. Yani 1,5 milyar euroya çıkması beklenen bu ihalenin önümüzdeki yıla kalmaması için tartışmaları en düşük seviyeye indirecek adil kararlar alınması gerekiyor.
Bilişim pazarımız 27 milyar doları aşacak
Geçen gün bilişim sektörünün temsilcileriyle sohbet ediyorduk. Konu, tv kanalları gelecekte nasıl dönüşüm yaşayacaktı. Malum bir zamanlar filmleri VHS kasetlerden video oynatıcılar ile izliyorduk. Şimdi çocuklar, cep telefonlarından sağladıkları hatlar ile vizyondaki filmleri televizyona aktarabiliyorlar.
Amerikan Netflix geliyor, Youtube kişisel tv hizmeti veriyor ve Digiturk ve D-Smart gibi hizmetler sorgulanır hale geldi. Malum Tivibu da kıpırdanmaya başladı. Bilişim pazarına yeni alternatifler geliyor.
Bütün otoriteler, ekonomik büyüme rakamlarını revize ederek bir veya yarım puan düşürdü. Bunda dünyadaki kur savaşları ve petrol fiyatlarındaki düşüşler neden olarak gösteriliyor. Ortadoğu'daki sıcak gerginlikler de büyüme rakamlarının revize edilmesine bir başka neden olarak sayılabilir.
Sadece bilişim sektörü olumlu olarak revize edilen bir alan gösteriliyor. Türkiye için de durum böyle gösteriliyor. Microsoft ve IDC'nin sektörle ilgili tahminleri açıklandı. Buna göre, 2015 yılında Türkiye bilişim ve iletişim pazar harcamaları büyümesi, tüketici donanım harcamalarındaki yavaşlama nedeniyle yüzde 3.1'e düşecek.
2015 genel seçimlerinden sonra hızlanacak olan kurumsal harcamalar, tüketici harcamalarının da önüne geçecek. Yazılım ve servisler, 2015 yılının ikinci yarısında gerçekleşmesi beklenen dönüşüm projeleriyle birlikte yüzde 7.1 ve yüzde 6.4 gibi büyüme oranlarıyla en yüksek performans gösteren teknoloji kategorileri olacak.
Peki, bunun için pozisyonlarımızı güçlendiriyor muyuz?
IDC'nin muhtemel yatırımlar konusunda tahminlerinden bir kaç tanesini buraya alıyorum:
Malum Türkiye'de yılın en büyük beklentisi 4G ihalesidir. Aynı şekilde servis sağlayıcılar tarafından veri merkezi alanında yatırımlar gerçekleşecek.
Mobil uygulamalar, sosyal medya, bulut sistemler ve big data yatırımları başı çekecek.
Akıllı cep telefonu sahipliği doyuma ulaştıkça nesneler arası iletişim gibi farklı ve daha üstü uygulama arayışları artacak.
Telekom şirketleri başlatılan yeni projeler ile "akıllı şehir" projelerinde önde gelen sağlayıcılar olmaya devam edecek.
Türkiye’deki genel bulut harcamalarındaki büyümenin yüzde 70'i çokuluslu sağlayıcılar tarafından yönlendiriliyor olacak.
Kamu ve özel sektörde artan farkındalık ile yeni nesil tehdit koruma çözümlerine olan talep artacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.