Abdurrahim Karakoç yaşasaydı
Konya’ya gitmişti Enderhan da Mihriban da Konya’da yaşıyorlardı. Küçük oğlu ile biricik kızının yanlarına gitmişti. Tedavi görüyordu ama bizi birkaç ay sonra bırakıp gideceğini bilmiyorduk. Telefon açardı dertleşirdik. Akit’te hâlâ yazıyordu belki de.
Laf döner dolaşır Fethullah hocaya gelirdi.
“Ne istiyorlar bu adamdan” başlangıç cümlesinden sonra uzun uzadıya tartışırdık. Beni anlaması mümkün değildi. O her Müslüman gibi alnı secde gören birine sahip çıkma geleneğimizi deruhte ediyordu her zamanki gibi…
Bizim hep yaptığımız gibi… Süleymancılar, nurcular, yazıcılar, okuyucular, milli görüşçüler, yeniden milli mücadeleciler, Ticaniler, Nakşibendiler, Kadiriler, Bektaşiler, Mahmut hocacılar, Ahmet hocacılar, Adıyamancılar, Fethullah hocacılar, Kubbealtıcılar, uzar gider… Bildim bileli ayrım yapmadan her ortamda ve devletin her kademesinde, dışarıda ve içerde destek olurduk ve fakat bir karşılık, bir ahde vefa da göremezdik. İnsanların iç dünyalarını okuma hasleti de iyi bir şey değil. Abdurrahim Ağabey benim kadar o haslete sahip değildi, hâlâ Anadolu’nun saf Anadolu delikanlısıydı. O yüzden eski iyi niyetimizi devam ettiriyordu.
“Yahu Abdurrahim abi sen koca şairsin. Sana ne ondan bundan?” Gerçekten kendi yerini ve önemini bilmiyordu. Biliyordu da yetişme tarzı ve karakteri elvermiyordu.
Merak ediyorum, bugün yaşasa yine aynı fikirde olur muydu diye…
Akit’in konumu malum.
Acaba yeniden eski şiirin rüzgârı eser, eski halleri depreşir de Karakoç yine o keskin hicivlerine bıraktığı yerden başlar mıydı? İktidara ne yazardı, muhalefete ne yazardı? Cemaati nasıl ele alırdı?
Başlasa ne yazardı acaba? Nerelerinden başlardı?
Hangi tarafı tutardı?
Kime casus kime hırsız deyü çatardı merak etmemek elde değil.
Onu düşününce aklıma bir şiir düştü.
“İki büyük çıkardık medeniyetimizden
Biri uğruğ, biri caş; ses yok müddeimizden”
ESKİ TÜRKİYE’NİN GAZETECİLERİ
Eski Türkiye devri kapandı, Yeni Türkiye devri başladı. Yeni Türkiye ismi benim daha 1979 yılında çıkarmaya karar verdiğim bir derginin adı.
Bir arkadaşı -şimdi Zaman yazarı- emniyete gönderdik on isimle… Bunların arasında Millet, Milli Devlet, hareket, Yeni Türkiye gibi isimler vardı. Benim gönlüm Yeni Türkiye’den yanaydı. Hatta harf karakterlerini bile ayarlamıştım. Fakat o Yeni Türkiye ismi daha önce alınmış diğer dokuzu da diye döndü. Nizam-ı Âlem ismi boştu. Kimse almamıştı biz de Nizam-ı Âlem adında dergi çıkardık. Gazete boyutunda… İyi de oldu ilk üç sayıda yüz bin tiraja ulaştık.
Yeni Türkiye’nin daha sonra yayın kurulunda yer aldım. O da Tank Hasan adını verdiğimiz bürokrasi hayatı siyasi hayatına galebe çalan Hasan Celal Güzel’in dergisi. Devlet kurumunun yapması gerekeni tek başına yapıyor o dergide…
Fakat bugün artık başka bir Yeni Türkiye var. O da Sayın Erdoğan’ın Yeni Türkiye’si… Fakat Yeni Türkiye’ye doğru kanat çırparken nedense eski gazeteciler ve ne kadar eski Türkiye’ye dair kişi ve kuruluş, muhit ve teşkilat varsa onlarla bunu yapmaya çalışıyor.
Bence onlarla olmaz.
Madem Yeni Türkiye’yi kuracağız.
Eskilerle olmaz.
Eski eskide kaldı cancağızım şimdi yeni şeyler söylemek lazım…
Bu da fotoğraftakilerle ve onlara benzerlerle olabilir mi?
DÖRT KİTABIN MÂNÂSI
Güvercinin gagasında
Dört kitabın manası
Cizlavetin yakasında
Dört kitabın manası
Suyun toprağa aşkı
Şu madencinin kaskı
Vicdanı saran kuşku
Dört kitabın manası
Merhabada saklı bağ
Gönülden gönüle ağ
İliklerden akan yağ
Dört kitabın manası
Kul hakkına riayet
Yetime inen rüyet
Tevekkülle inayet
Dört kitabın manası
Kula kulluk yapmamak
Doğru yoldan sapmamak
Tezgâhtan mum kapmamak
Dört kitabın manası
Ayet bilmek her şeyi
Havayı suyu neyi
Giden gülümsemeyi
Dört kitabın manası
Ölünün yüzünde ah
Çıkmayan canda ikrah
Tahtını arayan şah
Dört kitabın manası
Çok çok biriktirmemek
Alnteri helal yemek
Say özgürlük say emek
Dört kitabın manası
Ebazer’de tevekkül
İşçinin elinde çekül
Her zerreyi tartan kül
Dört kitabın manası
Yoldaşını satmamak
Ona buna yatmamak
Aşa ağu katmamak
Dört kitabın manası
Haksız yere öldürme
Şeytanını güldürme
Olur olmaz yeldirme
Dört kitabın manası
İncinsen de incitme
Yetimi kakma itme
Kinin peşinden gitme
Dört kitabın manası
Hulusi kalp ile bak
Onu iman ile yak
Müjdelenen bir şafak
Dört kitabın manası
Şahsuvar noktayı koy
Fikrini maskeden soy
Derin derin gelen oy
Dört kitabın manası
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.