"Orta gelir tuzağı" ve vasatlık zihniyeti...
Uçak yolculuğumda yanıma bir tıp profesörü denk geldi. Ekonomi üzerine yazdığımı duyunca ilk sorusu "Kişi başı 10 bin dolar milli gelirini, gerçekten yakaladık mı?" oldu.
Rakamlara göre evet, cevabını alınca da "Ben niye hiç hissetmiyorum?" dedi. Sizin pastadaki payınızı başkası aldığı için, dedim.
10 bin dolar milli geliri, gerçekten de kritik bir çizgidir. Bu seviyeyi yakalayınca, sadece gelir ve refah düzeyi değil; demokrasi, sanat spor gibi bambaşka parametreler de tartışılmaya başlar.
İki buçuk yıldır konuşulan bu kavramı yeniden ele almamız gerekiyor.
Çünkü halimiz iç açıcı değil!
Açılımı şu: 10 bin dolar milli gelire sahip Türkiye, yüksek gelir grubundaki ülkeler sınıfına dâhil olmak için 25 bin dolar milli gelire sıçraması gerekiyor. Bu sıçrama 10 yıllık bir süreçte aşılamazsa, gelir tuzağına düşmüş olunacak.
Kaygı şu: Dünyadaki ekonomik krizin yanı sıra komşularımızda yaşanan konjonktürel durumlar devam ettikçe, Türkiye''nin 10 yılda sağladığı üç katı milli gelirini; önümüzdeki 10 yılda ikiye nasıl katlayacak?
Üzerinde konuşmamız gereken ve konuyla ilgili diğer kavramda "Vasatlık Zihniyeti"dir. Eğer bir profesör, veya toplumun çoğunluğu 10 bin dolar milli gelirini aşmadığına inanıyorsa, orta gelir tuzağından daha önemli bir vasatlık sorunu var demektir.
Orta gelir kesimi, bütün dünyada tartışılıyor. Türkiye''nin yüzde 58,3'ü kendini orta gelirli kabul ediyor. Öyleyse kendinize sorun: Yeni oluşan iç ve dış dengelere göre benim pozisyonum ne olacak?
Orta Gelir Tuzağı deyince aklıma Kenichi Ohmae geliyor. Strateji üzerine araştırmalar yapan eski iş danışmanı ayrıca küreselleşme konusunda da pek çok eseri var. 100’den fazla kitabı olan Ohmae'nin ünlü kitapları arasında Triad Power (Üçlü Güç) ve The Mind of the Strategist ve Ulus Devletin Sonu oldukça meşhurdur.
Ohmae, milli gelir ile insanların öncelikli beklentileri, hedefleri arasında ilişkiden bahseder. Medeniyetin en önemli buluşu olan tekerlekle konuyu izah eder. Eğer 1500 dolar milli gelirin altında bir ülkede yaşıyorsanız, bisiklet vazgeçilmez aracınız olacaktır. Vietnam'daki gibi. Unutmayın ki Vietnam artık bisikleti bırakıp motosiklete ve otomobile bindi.
Ancak milli gelir katlanıp 3000 dolar olunca sizin aracınız motosiklet olacaktır. 3 bin dolar sınırında yeni bir olgu ortaya çıkıyor: Küreselleşme. Son 10 yıldaki Türkiye'nin AB ile müzakereleri ve ihracattaki başarılarını bir düşünün.
5bin dolar sınırı, küresel oyunculuğun da başladığı bir çizgidir. Ohmae, olimpiyatlar ve uluslararası oyunlara ülkelerin 5 bin dolarlık milli gelirden sonra talip olmaya başladıklarını örnek gösteriyor.
Ülkeler, milli gelirde 7.500 dolar sınırını yakalayınca çevre düzenlemesine, 10 bin dolar sınırını aşınca da demokratik reflekslerini ortaya koymaya başladığına işaret ediyor.
Etrafınıza baktığınızda, hak ve özgürlükler, demokratik teamüller ve diğer yaşam standartlarının 10 bin dolar milli gelir seviyesine ulaştığını, örtüştüğünü görebiliyor musunuz?
Dünyada yılın sanatçısı, en iyi buluşu, en başarılı sporcusu, patent sayısı, en hızlı büyüyen markası, Nobel Ödülü gibi onlarca parametreyi de bu kritere katabilirsiniz.
Önce vasatlık zihniyetinden kurtulalım, sonra orta gelir tuzağından da çıkarız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.