Fenerbahçe’yle Trabzonspor ikinci yarının hemen başında buluşuyorlar. Maç Kadıköy’de... Edindiğim bilgiye göre de bu sezon maçlara rağbet etmeyen Fenerbahçe taraftarı biletleri tüketmek üzere... Yani atmosfer tam anlamıyla Fenerbahçe... Zaten rakip seyirci olmayacak... Yani çağ dışı kafamız hâlâ yerli yerinde... Bir de bu iki kulübün 3 Temmuz gelişmesinden sonra devamlı birbirlerine dalmaları var... Bitti mi? Hayır! Hatırlarda yarıda kalmış bir lig maçı da var, hem de çok yakında... Devam edersek o maçın hakeminin de bu maça atanması gelir bizi heyecanlandıran, daha doğrusu canımı peşinen sıkan...

İşte bugün oynanacak Fenerbahçe-Trabzonspor yakın geçmişin çok ötesinde bir şampiyonluk vizesi kapmak anlamı taşımıyor ama böylesine tatsız faktörleri de barındırıyor.

Ev sahibi Fenerbahçe, sanırım Emre’nin dışında ful kadro... Ekranlardan Alper’in üzerinde soru işarete var deniyor ama ben en azından Alper’in de kulübeye konulacağını sanırım. Fenerbahçe’deki kadro kurma işleminde üzerinde en çok durulan, ya da isim seçmede sıkıntı ve tereddüt yaşanan yerler var. Topal’la kimler görev paylaşacak? Meireles’in sancıları devam ediyormuş. Ribas hazır... Alper de şüpheli olduğuna göre en ciddi aday Selçuk... Yani Topal, Selçuk ve Diego Ribas olur gibi... Önde de Kuyt hazırmış. Vazgeçilmezler biri olduğuna göre, sonrası Emenike, Webo ve Sow’dan hangi ikili? Arkası malum... Yabancı patlaması önde olmazsa, Gökhan, Alves, Egemen ve Caner... Volkan ise rakipsiz... Bu takım pas trafiğini çok hızlı olmasa da büyük oranla olumlu yüzde ile becerebiliyor. Bitirmede de çok mahir ayakları var. Ama Alper’in olmayacağı, Emenike’nin de yanında hem Sow, hem Kuyt veya Webo ile oynaması bu futbolcunun top taşıma işinde düşünerek davranmasına sebep olabilir. Bu da Fenerbahçe’nin Emenike artı Alper ikilisi ile öne doğru süratlendiği son maçları özletir mi? Her şey bir kenara, Selçuk ve Topal’la kurulmuş ön libero timi ile arka blok yaz keyfi yaşayabilir. Hele hele rakip gelirken Cardozo’nun genelde tek vuruşlu uç adamı olup, fazla dolaşmaması da kardır.

Trabzonspor’da ise en büyük şanssızlık Bosingwa’nın başına gelenler. Belkalem sakat, Yunanlı gitti, Medjani ne durumda bilinmiyor. Yani Trabzonspor’un savunması, yeni transfer Uğur da hazır değilmiş, tam anlamıyla dağılmaya aday gibi görünüyor. Salih’in son maçlardaki sağ arka görevini iyi becermesi umut da, ya gerisi? Tam da Fenerbahçe’nin ilerdeki gol becerisi yüksek oyuncularına yemlik gibi duruyor. Trabzonspor’un şu anki durumunda en güvendiği bölgenin orta alan olduğunu sanıyorum. Yani en yakın ihtimalle Fatih-Mehmet Ekici ve Özer... Önde de Cardosa olacak da, kenarlarda kimler vardır? Biri yeni transfer Erkan, ya öbürü? Yusuf sol arkadaki yeni icat görevine giderse, Sefa olur... Yok Yusuf asli yerinde durursa, Sefa kulübede ikamet eder... Trabzonspor’un bu maçtaki en ciddi şansı Ekici ve Erkan’la diğer kanadın çabuk adam eksilterek getirecekleri toplar olur. Tabii ki Cardozo hareket edebilirse, yüzünü kaleye dönebilirse... Bu arada bu toplar taşınırken Fenerbahçe’nin en tehlikeli silahları Gökhan’la Caner de unutulmamalıdır. Bence Trabzonspor’un bu maçtaki bir numaralı ve en büyük gol umudu Ekici’nin kullanacağı toplardır. Kâh şut, kâh duran top olarak...

Şimdi gelelim hakeme... Bülent Yıldırım FİFA kokartlıdır. En güvendiğim hakemlerin de başında gelirdi. Ne zamana kadar mı? Beşiktaş-Fenerbahçe maçında Olcay’ı atıp da Mehmet Topal’ın gündesini es geçene kadar... Resmen ve alenen maçın skoru üzerinde etkili olmuştur. Bir de çok yakın geçmişte tatil ettiği Trabzonspor-Fenerbahçe maçı var ki, yüzde yüz haklıydı... Bence MHK yanlış isim seçmiştir bu maç için... Peki kim mi olmalıydı? Acaba Fırat veya Halis hoca mı desek... Ya Cüneyt Çakır mı? Bu göğsümüzü kabartmış hocama Fenerbahçe maçlarının verilmesini yanlış bulduğumu taaa ne zamandır yazar, söylerim. Sebebi mi? Eee var tabii ki...

Neyse temennimiz ve beklentimiz, sahada sadece futbol oynamaya hevesli, istekli, arzulu oyuncular, tribünlerde takım destekleme adına tezahüratlar ve ortadan düdük sesleri...