Tekstil ticaretinin yükselişi
İngiltere’de tüccarlar borçlarını Türk malları ile ödeme taahhüdünde bulunuyorlardı. Bunlar taahhütlerinde İngiltere’ye getirebilecekleri ticari malların bir listesini sunmuşlardı. “Daha fazla Kersey kumaşını dışarıya çıkarabilecekler daha fazla ticari mal getirebilecekler ki bu mallar burada daha makul fiyatlarla satılabilsin ve böylece de Majestelerinin hem içeriden hem de dışarıdan aldığı gümrük vergisi artsın.
O diyarlardan getirecekleri mallar her türlü Baharat, Ham İpek, Ecza ilaçları, Hint boyası, ve Ham Pamuk ve bunlardan yapılmış iplik ve kumaşlar, Galles, Kuşüzümü, Tatlı Yağ, Sabun, Yorganlar, Halılar ve envai çeşit başka mallar.
Gerçekte de aynen böyle olacaktı, ancak 'Türkiye halıları, ipek yorganlar, pamuklu kadife yapımında kullanılacak ham pamuk' gibi mallara ek olarak, 1598 yolculuğu ile İngiltere'ye getirilen mallar arasında' deri köpek tasmaları' da vardı. Doğu Akdeniz Kumpanyası'na bağlı tüccarlar ve komisyoncular Osmanlı şehirlerine yerleşmeye başladıkça, halı ve diğer Osmanlı mallarım kendi şahsi kullanımları için toplamaya ve görevlerinden geri dönerken hediye olarak veya pazarlamak için bu malları düzenli olarak İngiltere'ye götürmeye de başladılar. Bu yolla 'hatırı sayılır miktarda' halı İstanbul'dan ve 'İzmir'den ihraç edildi'. 1599 yılında, John Sanderson isimli bir Kumpanya muhasibi kız kardeşi Grace'e bir halı hediye ettiğini kaydetmişti: 'Türkiye' den son gelişimde, evlenmiş olduğu için, kendisine bir Türkiye halısı verdim, ki değeri 1.10.0' den (bir pound on şilin) fazlaydı. Sanderson ayrıca bir din adamı olan erkek kardeşine de toplam üç pound değerinde' Alh Türkiye yapımı boyalı kitap' ve toplam beş pound beş şilin değerinde 'Dört Türkiye halısı' vermişti. Burada adı geçen 'Türkiye yapımı boyalı kitaplar' hiç şüphesiz ki daha önce bahsi geçmiş olan resimli Osmanlı kıyafetleri albümleriydi. Doğu Akdeniz Kumpanyası'nın Londra ofisinde çalışmak üzere geri döndükten sonra Sanderson 1604 yılında İstanbul'a henüz varmış olan genç bir meslektaşına oradan kendisine 'vasat kaliteli Türkiye halıları' göndermesini tavsiye ediyordu, zira' eğer iyi satarsa bu halılar çok karlı mallar'dı.
Sanderson'ın ' daha az kaliteli' halılar gönderilmesini tavsiye etmiş olması, hasır paspaslar yerine 'Türkiye yapımı' dokuma halılar kullanma modasının bu halıları bir süreden beri toplayagelmiş olan zengin sınıfına nazaran daha fazla sayıda mütevazı ev sahibine ulaşmış olduğuna işaret etmektedir.
On yedinci yüzyılın ortasına varıldığında, Osmanlı halıları ve diğer döşemeler müreffeh orta sınıfın evlerini süslüyordu. 1687 yılında Dyer Bate adlı bir gemi kaptanının denizde ölümünden sonra Stepney'deki evinde bulunan eşyaya ait demirbaş listesinde 'yemek odasında bir düzine Türkiye işi sandalye', 'üç duvar halısı seti' ve altı yer halısı mevcuttu. Doğu Akdeniz Kumpanyası'nda genç bir asistan olan Richard Uvedale İzmir' de görev yaptıktan sonra Londra'daki evini Osmanlı yer ve duvar halıları ile süslemişti.
O kadar çok halı toplamıştı ki; bu halılardan bazıları tavan arasına kaldırılmak zorunda kalmıştı. Bu mallara öyle çok talep vardı ki; İngiltere'ye Osmanlı halıları getirme işinden çok büyük kar elde etmek mümkündü ve bu durum da girişimci denizcileri gerek ticari kar gerekse de kendi kişisel kullanımları için halı ticaretine girmeye teşvik ediyordu. 1676 yılında İzmir'e yaptığı ilk yolculukta kumpanyanın genç memurlarından John Weeks daha sonra yaşadığı ölümcül kazaya kadar geçen zamanda İngiltere'deki evine bir halı ve iki masa örtüsü göndermişti. Kaptan John Hill halı ticareti ile düzenli olarak iştigal ediyordu ve yaptığı hesaba göre İzmir'den aldığı ancak çok daha yüksek fiyata alıcı bulabileceği İngiltere'ye varmadan önce Alicante' de sattığı iki halıdan kolayca % 23 kar etmişti. Son olarak, bahse değer diğer bir husus da şudur ki; Osmanlı İmparatorluğu ile lüks tekstil ürünlerinin doğrudan ticaretinin yapılıyor olması sadece tüccarların, Doğu Akdeniz Kumpanyası komisyoncularının ve doğudan gelen malları almaya hazır, istekli ve gücü yeten kişilerin kültürel ufkunu genişletmemişti. Halılara ve diğer mamullere ek olarak 'envaiçeşit Ham ipek' ithal edilmesi, yeni ve giderek büyüyen bir iş alanı teşkil etmesi nedeniyle Londra'daki çalışan kadınların yaşamları üzerinde muazzam bir etki yapmıştı. 1630'larda Thomas Munn 'benim bildiğim 35 yıllık süre zarfında Londra şehrinin merkezinde ve kenar mahallelerinde en fazla 300 kişinin istihdam edilmiş olduğu yabancı ham ipek eğirme sektöründe gözle görülür bir büyüme oldu ve şimdilerde bu sektörde 14 000 kişi çalışıyor' diye yazmıştı. Doğu Akdeniz Kumpanyası'nın önde gelen tüccarlarından birisi olan Munn, dış ticareti ateşleyen ve hiç şüphesiz biraz da abartmaya meyilli bir şahsiyetti. Ancak buradaki iddiası söz konusu yıllarda İngiltere'ye getirilen ham ipek miktarındaki çarpıcı ve sürekli artışla desteklenebilmektedir. Döneme ait kayıtlar 1560 yılında 12 000 libre olan ham ipek ithalatının 1621 yılında yaklaşık 120 000 libreye, 1630' da 172 000 libreye, 1634'te 200 000 libreye ve 1640 yılında da 220 000 libreden daha fazla bir miktara çıktığını göstermektedir. Bu büyük hacimli ham ipek ithalatından elde edilen kârın çoğunluğu, İran ipeğinin kendi ipek endüstrilerini geliştirmeye başlamış olan batı ve orta Avrupa ülkelerine satışından gelmekteydi.* (Tekstil tarihi ile ilgili olarak Halil İnalcık’ın şu eserine bakılabilir: Halil İnalcık, Türkiye Tekstil Tarihi, Türkiye İş Bankası, İstanbul 2008)
Ayrıca şu da var ki; ham ipek sadece Osmanlı'ya özgü bir ürün değildi ve İngiltere' de iç pazar için üretilen ipekli malların çoğunlukla Osmanlı veya doğu stilleri ile hiçbir benzerliği yoktu. Bununla birlikte, bu ticaretin işgücü pazarı, moda ve Zante kuşüzümüne olan büyük talepte görüldüğü gibi perakende satış üzerindeki etkisi, o dönemde Osmanlı kültürünün İngiltere'de günlük yaşantı içerisine yaygın ve derinlemesine nüfuz edişinin bir parçasıydı. Matthew Dimrnock'un belirttiği üzere, Shakespeare'in 'inci işlemeli Türkiye minderleri' ve 'Türk duvar halıları'na yaptığı 'sıradan ev hali' türünden göndermeler 'Osmanlı kökenli eşyaların bilindik nitelikte' olduğunu kanıtlamaktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.