Muhalefet,muhalefette kalmaya azimli
Bilinçaltı diye bir şey var. Açıktan yapamadıklarımızı, söyleyemediklerimizi orada hapsederiz. Aşırı kontrollü bir alandır orası. Ancak işler zıvanadan çıkıp öfke patlaması yaşarken açığa çıkar orada birikenler veya bilinç kontrolünü kaybettiğin anlarda dile gelir.
Bilinçaltı, bu iki andan başka bir de satır aralarına gizlenir. Bu bilinçli bir şekilde de yapılır; bilinçsiz bir şekilde de. Bilinçli yapılanı inceden inceye mesaj vermek gibidir. Hani açıktan söylemezsin de, demek istediğini ve bilinçaltını çaktırmadan satır aralarına gizlersin. Bu son derece başarılı bir yöntemdir ve çağdaş reklam sektörü tamamen bu yöntemi kullanır. Şimdilerde çok söylenen “algı yönetimi” de bilinçaltı iletişiminin bir başka şekli.
Neyse… Lafı çok uzattık. Sadede gelelim…
8 Ocak günü MHP Kırşehir’de düzenlediği mitingle 7 Haziran 2015 seçimleri için bismillah dedi ve seçim sloganını “Nefesimiz ensenizde olacak” şeklinde belirlediğini ilan etti.
İlk bakışta “Vey beee!... MHP topa sert girdi!...” dersiniz ama bu sloganın alt metni hiç de onu söylemiyor. Alt metnin söylediği şu: “Ey Ak Parti… Biz ne yapsak, ne etsek, sen gene iktidardasın ama bu dönemde, yaptıklarını çok yakından takip edeceğim. Nefesimizi ensende hissedeceksin.” Yani açıktan söylemese de zımnen söyledikleri, muhalefet olmaya fit olmak.
MHP muhalefette kalmaya fit olur da CHP ondan kalır mı hiç? Tabii, MHP gibi CHP de muhalefette kalacağını açıktan söyleyemiyor. Sayın Kılıçdaroğlu’nun kurduğu cümlenin arka planı, inancının, gelecek dönemde de Ak Parti’nin iktidarda olacağına dair. MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın istifasıyla ilgili ne diyor Sayın Kılıçdaroğlu: “Tabii Başbakanlık koltuğu boş olunca, böyle bir arayışa girildi. Öyle anlaşılıyor…”
Kılıçdaroğlu’nun cümlesinden ne anlarsınız? Ben şunu anladım: “Gelecek dönemde de Ak Parti iktidarda olacak ama başbakan Davutoğlu değil, Hakan Fidan olacak.”
Aslında MHP’nin sloganı da, Kılıçdaroğlu’nun cümleleri de en basit tabiriyle bir gaf. Seçim sath-ı mâiline girildiği şu günlerde hiç düşünülmeden edilmiş intibaı veren bu tür laflar edilir mi Allah aşkına?!... Ama ne yapacağını iyice şaşırmış muhalefetimiz, suya ters dalarcasına, yapıyor işte. Yarın öbür gün “İktidarını muhalefetin gafları üzerinde yükselten ülkenin adı Türkiye’dir.” diye bir şey söylenirse hiç şaşmayalım.
Gelecek dönemde sen iktidarda olamadıktan sonra, iktidara gelen Ak Parti’nin başında kim olursa olsun baba; sana ne?
Veya sen iktidara gelemedikten sonra, nefesin ensede olmuş olmamış, kim takar!...
Yazının başında, “bilinçaltı, mesaj, satır arası” diyerek lafı gereksiz yere uzattık aslında. MHP’nin ve CHP’nin bu cümlelerini duyan Kötekli’deki kahvehane halkı, şakkadanak tespitini koyuyor ve “Leen bizim oolan!... Bunnaa iktidaa-miktidaa olmek istimeyolaaa!... Baksen ya ‘İktidarı gelemeyem de muhalefette galam. Burası çok ıraat.’ deep duruulaa.” diyor.
Latife bir tarafa, Ak Parti, ülkedeki muhalefet boşluğundan yararlanarak iktidarını sürdüreceğe benziyor. Yoksa Ak Parti’nin yeni zamanın ruhu ile ilgili yeni şeyler ürettiği falan yok. Paralel çete gerilimi üzerinden prim yapıyor şu anda. Bir de muhalefetin beceriksizliğinin meyvelerini topluyor. Her iki muhalefet de bu söylemleriyle daha şimdiden havlu atıp kendilerini muhalefette kalmaya mahkûm ediyorlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.