Küba’ya cami yapımının stratejik önemi
Papa 16’ncı Benedikt, Mart 2012’de Küba’yı ziyaret etmiş ve düzenlediği“ayin”e Küba Devlet Başkanı Raul Castro ve on binlerce Kübalı katılmıştı.
O Küba ki, Fidel Castro’nun 1959’daki “Komünist devrim”iyle birlikte“resmen ateist bir devlet” olmuş, “dini inançlar belli hukuki sınırlar içinde yaşanabilir hale gelmiş”ti. Hıristiyan din adamlarının çoğunun ABD’ye gitmek zorunda kaldığı bu durum, Fidel Castro 1992’de “devletin resmi inancının ateizm olması”nı reddedinceye kadar devam etmişti.
Papa’nın, ağır bir “ateizm travması” geçiren Küba’dan istedikleri arasında,“vicdan (dini inanç) mahkûmlarının serbest bırakılması” ve dikkat edin,“Roman Katolik Kilisesi’nin Küba’da gelişmesine izin verilmesi” vardı.
Tekrarlıyorum...
Papa, Küba’da “Katolik Kilisesi’nin gelişmesine izin verilmesi”ni istemişti.
Şimdi soruyorum:
Papa Küba’da Kilise istediğinde bir tek hıristiyan çıkıp, “Papa’nın başka işi mi yok, ne lüzum var Küba’da kiliseye” türünden bir söz etti mi? Sırf Papa’ya muhalefet olsun diye Küba’da Kilisenin gelişmesine karşı çıkan tek bir hıristiyan oldu mu?
Hayır, olmadı. Çünkü Küba gibi 33 yıl boyunca resmi inancı “ateizm” olan bir ülkede, hem de “Komünist Devlet Başkanının da katıldığı bir ayin yapılması” ve “Kilise’nin önünün açılması”, Hıristiyan alemi için çok önemli bir “kazanım”dı. Bu yüzden, kimse “muhalefet olsun da nasıl olursa olsun” gibi saçmasapan ve -af buyurun-, “dangalakça bir yol”a tevessül etmedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı seversiniz ya da sevmezsiniz, sizin bileceğiniz iş. Tuttuğu yolu benimsersiniz ya da benimsemezsiniz, paşa gönlünüz bilir. Yanında durmak da, muhalif olmak da özgür iradenize kalmış.
Ancak...
Muhalif olmak; yaptığı her işe, söylediği her söze, tuttuğu her yola körü körüne, sırf o yaptı, o söyledi diye karşı çıkmayı mı gerektirir? Doğru ile yanlışı tefrik etmekten acizseniz, toplumun önüne çıkıp laf etmeyi de bırakın da, bari zavallılığınızın illeti kimseye bulaşmasın.
Sözü, Sayın Erdoğan’ın “Küba’ya cami projesi”ne getirmek istiyorum.
Biliyorsunuz Sayın Erdoğan, Küba’ya cami yapımını ilk kez 15 Kasım 2014’te İstanbul’da düzenlenen “Dini Liderler Zirvesi”nde gündeme getirmişti. Boğaziçi Köprüsü’nün Avrupa ayağındaki Ortaköy Camii’nin tıpkısının Küba’ya inşâ edilmesi plânlanıyordu.
Hatırlayın, “kronik İslam düşmanları” ile “müzmin Erdoğan muhalifleri” bir olup, “Küba’ya cami üzerinden muhalefet”e başlamış ve bunun ne kadar gereksiz bir şey olduğundan dem vurmuşlardı. Daha Ayasofya açılmamıştı, Türkiye’de camiler dolmamıştı, Küba’da camiye ne gerek vardı? “Tayyip” popülist bir politika takip ediyordu, falan...
Sanki Erdoğan, cami değil de “işret yuvası” açılmasını istiyormuş gibi, saçmalayıp durdular.
Sayın Erdoğan’ın Küba’ya yaptığı son ziyarette “Castro’ya cami projesini sundu”ğunu da öğrenince, bu kesim iyice dellenmişe benziyor. Sanırsınız, kötü bir şey yapılıyor! Sanki Küba’ya yapılacak caminin minaresi bir yerlerine batmış gibi, ciyak ciyak bağırıyorlar.
İşte, yazının girişinde “Papa’nın Küba ziyareti”nden ve “Kilisenin önünün açılması” talebinden söz etmemin sebebi buydu. Papa Kilise isteyince hiçbir hıristiyan, hatta hıristiyan toplum içindeki dindar olmayanlar bile muhalefeti aklına getirmeyip destek olmuşken; Erdoğan, Küba’ya cami projesi sundu diye bizim “din düşmanları” ayağa kalkıyor; üstelik onlarla birlikte “müslüman olduğunu söyleyenler” de din düşmanlarıyla omuz omuza verip buna karşı çıkıyorlar! Bu tutumun ne kadar “kirli bir muhalefet anlayışı” olduğunu sanırım aklı başında herkes görüyordur.
Oysa tam aksine, bu konuda herkes “Tayyip”in arkasında durmalı ve destek olmalıydı. Hatta, Küba’ya sadece sıradan bir cami değil, gelecekte Orta Amerika’da gelişecek “İslam medeniyeti”nin merkezi olmaya aday bir “külliye” yapılması için, herkesin projeye katkı sağlaması gerekirdi.
Lütfen biraz stratejik düşünün!
Ülkemizde “İslam’ı hayattan uzaklaştıran M.Kemal için bir anıtın bulunduğu Küba”ya yapılacak cami, tek sermayeleri “adaletsizce muhalefet” olan bazılarına bugün için anlamsız gelebilir; ancak bu, “20-25 yıl sonra Küba’nın İslami merkezi olabilecek bir girişim”dir. Ne biliyorsunuz, belki de yapılacak cami ile Küba, gelecekte Orta Amerika’da gelişecek İslam medeniyetinin -bir nevi- “Kuba”sı olacak! Neden olmasın? Yeter ki müslümanlar tembelliği bırakıp çalışsınlar! Bugün bunu anlayamayanların, ömürlerinin yetip olacakları görmelerini çok isterim.
Muhalefet etmiş olmak için camiye karşı çıkacağınıza, buna katkı sağlasanız, duvarına bir tuğla da siz koysanız fena mı olur?
Alkışı sevmem ama, bu sefer bir istisna yapıyorum; Sayın Erdoğan’ı ayakta alkışlıyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.