Hepimiz Fırat’ız!...
Perşembenin gelişi Çarşambadan belliydi. Ege Üniversitesinde uzun zamandan beri PKK terörü koridorları, derslikleri işgal etmiş, şımarıklık zirve yapmıştı. Üniversitenin duvarları, kan akacağını gösteriyordu.
Şimdi timsah gözyaşı döken Selahattin Demirtaş’ın 6-7 Ekim’de kışkırttığı kitle geçen Kurban Bayramı’nda Yasin Börü, Hasan Gökgöz, Riyad Güneş ve Hüseyin Dakak adlı gençleri katletmişti; şimdi aynı kitle, namludan fırlamış bir mermi gibi bu vatanı hasbî bir şekilde seven gençleri bulacaktı.
Çünkü kurban mevsimi geldiğinde, gözler koçlara dönerdi. İşte şimdi kurban mevsimiydi ve gözler değilse de, kurşunlar koçlara dönmüştü.
Yerel seçimler esnasında İstanbul-Esenyurt’ta şehit edilen Cengiz Akyıldız’dan sonra PKK’nın saldırısında hayatını kaybeden ikinci ülkücü Fırat Yılmaz Çakıroğlu oldu. Aslen Konya-Akşehir’li olan Fırat 20 Şubat akşamı PKK’lıların saldırısında, bıçaklanarak katledildi.
Sevgili Fırat,
Mübarek Cuma günüydü ve cemre o gün havaya düşmüş, dünya ısınmaya başlamıştı ama akşama doğru senin şehâdet haberin geldi, yüreklerimiz yandı, ciğerlerimiz yandı, biz yandık!...
Birkaç yıldan beri, dağ kadrosu eylemlerini seyrekleştiren PKK, YDG-H adlı gençlik yapılanmasıyla, şehirlerde ve özellikle metropollerde eylem yapacaktı. Buna taa 2012’deki yazılarımızla dikkat çekmiştik. Ege Üniversitesi’nde olan budur. PKK metropol eylemlerini üniversitelerde yaygınlaştırmak istiyor. Mağdurun şımarıklığı ve yüzsüzlüğü psikolojisiyle hareket eden PKK ve uzantıları, Türk milletinin müsamaha sınırlarını zorluyor. Bu millet zamanı geldiğinde, “Ya akl-ı selim, ya Yavuz Selim!...” demesini de bilir!... Şımarık yüzsüzlerin suratına inecek Osmanlı tokadının sesi taa Amerika’dan, İngiltere’den, Fransa’dan, Almanya’dan duyulur!
Basının hâl-i pür-melâli
Basın gene eski teranelerde. Neymiş?... "Karşıt görüşlü öğrenciler kavga etmiş…” Doğan medyasına göre “Doğu kökenli öğrencilerle ülkücüler arasındaki kavgada…” PKK’lı dememekle, onları koruyor güya. Bağırsak malzemesi olan soL basında ise “devrimci, demokrat öğrencilere saldıran faşistler varmış da… Bunlardan birisi yaralanmış mı neymiş de..” Bu da güya olayı hafifletip bir ülkücünün PKK’lılarca katledildiğini kamufle etmeye çalışıyor.
Ulan hayatınız boyu namussuzdunuz; bir kere namuslu olun be!... Bir kere de haberi çarpıtmadan, bir kere de bağırsak sesinizi karıştırmadan verin be haberi, bağırsak malzemesi herifler!...
Hepiniz Hırant oldunuz, hepiniz Charlie oldunuz, hepiniz Ermeni oldunuz ama bi insan olamadınız; bi Türk olamadınız; şimdi de Fırat olamıyorsunuz?
Sakın şimdi de Fırat olmaya kalkmayın ey sol liboşlar ve yanaşma İslamcılar!... Fırat olup Fırat’ın adını, şanını ve kanını kirletmeyiz!...
Fırat, Türk milletinin suskun sesi, vakur duruşu, akl-ı selimidir!...
Fırat, Türk milletinin atar damarıdır!...
O Çakırcalı Efe soyundandır!...
Fırat, Türk milletinin “ilâ-yı kelimetullah sancağı”nın tutan Ulubatlı Hasan’ıdır!...
Bu sancağa uzanan eller kırılır!...
Gençlere tuzak
Sevgili gençler, gençlik dönemimizde 5000 vatan evladını sokak çarpışmalarında, pusularda, kaybettik. Bizim kuşak, genç ölümlerine kanıksamış, travmatik bir kuşaktır. O günlerde, Yunus’un,
Bu dünyada bir nesneye
Yanar için köynür özüm
Yiğit iken ölenlere
Gök ekini biçmiş gibi
mısralarıyla dağlardık yüreklerimizi. Gene o günlere dönmeyelim. Vakarımızı ve gururumuzu muhafaza ederek demokratik tavırlar dışına çıkmayalım. Hele kışkırtıcıların tuzaklarına düşmeyelim.
Son söz siyasetçilere
Fırat’ın na’şı üzerinden siyaset yapmayın. Her cümleniz, beceriksizliğinizin göstergesidir. O gençler, siz siyasî gevezelik yapın diye kanlarını akıtmıyorlar!...,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.