Lütfü Şehsuvaroğlu

Lütfü Şehsuvaroğlu

Benim penceremden seçimin arka planı

Benim penceremden seçimin arka planı

Eğer bu dev­le­tin bir üst ak­lı var­sa; yak­la­şan se­çim­le­rin ül­ke­nin is­tik­ba­li ile ne ka­dar doğ­ru oran­tı­lı ve ko­re­las­yon kat­sa­yı­sı ba­kı­mın­dan ne ka­dar 1 e 1 mev­ki­de bu­lun­du­ğu­nu mü­şa­he­de eder. Akı­be­ti­miz ile il­gi­li ne ka­dar ha­ya­tî bir öne­mi ha­iz ol­du­ğu­nu kav­ra­mış ola­rak bu üst akıl, birta­kım ma­nip­las­yon­la­ra, pro­vo­kas­yon­la­ra ve en azın­dan üç fark­lı (fii­lî du­rum, kö­tüm­ser du­rum, iyim­ser du­rum) se­nar­yo­ya ha­zır­lık­lı ol­mak ge­rek­ti­ği­ni dü­şün­müş ve hep­si­ne kar­şı ted­bir­ler pa­ke­ti ha­zır­la­mış­tır.

Gö­rü­nen o ki, is­tih­ba­rat teş­ki­la­tı mer­kez­li ça­lı­şan bir üst akıl, muh­te­me­len çö­züm sü­re­ci­nin aka­me­te uğ­ra­ma­ma­sı ve ye­ni böl­ge­sel po­li­ti­ka­la­ra kar­şı ön­ce­ki ez­be­rin­de ıs­rar­lı ola­bil­mek için PKK (el­bet­te mec­lis­te­ki tem­sil­ci­si) ile AK Par­ti ayak­lı gös­te­ri­nin de­va­mın­dan ya­na stra­te­ji uy­gu­la­ya­cak ve baş­kan­lık me­ra­kı­nı ma­nip­le ede­rek her tür­lü gaz ver­me ça­lış­ma­sı ile bir­lik­te, 400 ve­kil çı­kar­ma he­ye­ca­nı­nı mey­dan­la­ra ta­şır­ken, bu­na uy­gun san­dık dü­zen­le­me­le­rin­den ve trans­fer­le­rin­den de ya­rar­la­na­rak (el­bet­te ki ye­ni tek­no­lo­ji­le­ri de dev­re­ye so­ka­rak) mev­cut du­ru­mu sür­dü­re­bi­lir kı­lan bir so­nu­ca ra­zı ola­rak ilk stra­te­ji­si­ni uy­gu­la­ya­cak­tır. Bu stra­te­ji için bir di­zi tak­tik de ya­ba­na atıl­ma­sın; bun­lar Sa­yın Baş­ba­kan ile Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı ara­sın­da­ki ve­sa­yet söy­lem­le­ri­nin de­ğer­len­di­ril­me­sin­den tu­tun, ye­ni ne­sil AK­P’­li­ler­de Da­vu­toğ­lu ima­jı­nın güç­len­di­ril­me­si ve ema­net­çi gö­rül­me­me­si için se­çi­min ka­za­nıl­ma­sı tak­tik­le­ri­ni de içe­rir. Öy­le ya bir yan­dan Er­do­ğan ve­sa­ye­ti baş­kan­lık için ka­çı­nıl­maz­dır. Er­do­ğan ve­sa­ye­tin­den kur­tul­ma za­ru­re­ti için de Da­vu­toğ­lu­’na bir za­fer ge­rek­mek­te­dir. 

Da­vid ve Henry Pla­nın­dan Kur­tu­la­bi­le­cek mi­yiz?

Bu­nun ter­si de doğ­ru­dur. Eğer se­çim bu se­nar­yo için müs­pet so­nuç­lan­maz ise, o za­man da su­çun bi­ri­ne atıl­ma­sı icap eder. O za­man de­ne­cek­tir ki, “p­ro­fe­sör­ler­den an­cak bu ka­dar po­li­ti­ka­cı olu­r” ya da “halk ema­net­çi­yi tut­maz, ola­ca­ğı buy­du­”. Da­vu­toğ­lu ye­ri­ne, bel­ki Fi­dan ge­nel baş­kan ya­pı­la­cak ve yo­la yi­ne birta­kım is­tih­ba­rat iliş­ki­le­ri bo­yun­ca de­vam edi­le­cek­tir. O za­man an­la­yın ki çık­ma­yan Da­vid ve Henry pla­nın­dan ya­ni çık­ma­yan can­dan ümit ke­sil­me­miş­tir ve çö­züm sü­re­ci böy­le Kürt­le­ri kan­dı­ra­rak kör to­pal de­vam ede­cek­tir.

Bu ay­nı za­man­da Er­do­ğa­n’­a de atı­la­bi­le­cek bir su­çu işa­ret et­mek­te­dir. Su­çu ve so­rum­lu­lu­ğu el­bet­te­  …

O da ve­sa­yet söy­lem­le­ri­nin art­ma­sı­na yol aça­cak ve eğer Da­vu­toğ­lu ken­di kad­ro­su­nu mec­li­se ta­şı­ya­bi­lir­se bu ve­sa­yet­ten güç­lü bir di­re­niş­le kur­tu­la­cak ve Me­sut Yıl­maz ile Özal ara­sın­da­ki sin­si ve de­rin­den kav­ga is­ter is­te­mez kö­rük­le­ne­cek­tir, kim ne der­se de­sin. “Yok, Müs­lü­man­lar ara­sın­da böy­le şey ol­ma­z” di­yen­ler, ce­ma­at ile par­ti ya­hut Ab­dul­lah Gül ile Er­do­ğan ara­sın­da­ki so­ğuk rüz­gâr­la­ra bak­sın­lar.  

Bu ara­da bu üst akıl id­di­asın­da­ki ba­zı mer­kez­le­rin aşı­rı he­ye­can du­yan gö­rev­li­le­ri, tıp­kı ce­ma­at gö­nül­lü­le­ri gi­bi rönt­gen­ci­li­ğe so­yun­muş, din­le­me ci­haz­la­rın­dan me­det umar ha­le gel­miş­ler­dir ki; bu, ben­ce o üst ak­lın çö­mez­le­ri ne­vin­den ol­sa ge­rek­tir. (Kı­lıç­da­roğ­lu me­se­le­si)

Bu se­nar­yo tam za­fer du­ru­mun­da ez­ber­le­nen rol­le­rin ida­me­si­ni te­min eder ve hiç­bir be­is yok­tur. Mec­bu­ren ana­ya­sa (çok is­ten­me­me­si­ne rağ­men) de­ğiş­ti­ri­le­cek­tir. Mec­bu­ren baş­kan­lık ko­me­di­si ha­ya­ta ge­çi­ri­le­cek­tir. Mec­bu­ren bir iki kriz çı­ka­rı­la­cak ve kah­ra­man­lar ya­ra­tı­la­cak­tır. Bel­ki kü­çük ve sür­dü­rü­le­bi­lir bir sa­vaş da iyi olur. Ama yi­ne de çö­züm sü­re­ci ni­ha­ye­te er­me­ye­cek­tir. Bu du­rum­da ulus­larara­sı ca­mi­a ve özel­lik­le de İn­gi­liz-Ya­hu­di me­de­ni­ye­ti­’nin si­ya­sal me­ka­niz­ma­sı­nın tep­ki­si çok önem­li­dir. 

Üst akı­lın muh­te­me­len ka­fa kon­fo­ru bu­ra­ya ka­dar ça­lış­mış­tır.

Baş­ka Se­nar­yo­la­ra da Bak­mak La­zı­m…

Fa­kat ya se­çim bek­le­nen so­nuç­la­rı ver­mez­se?…

O za­man ne ya­pı­la­cak­tır? Üst akıl na­sıl bir se­nar­yo ha­zır­la­mış ya­hut ha­zır­la­ma­lı­dır?

Müs­te­şa­rın­dan kur­tul­du­ğu­na gö­re üst ak­lı in­şa et­ti­ği­ni dü­şü­nen mas­ke­li beş­li, ba­na gö­re “o­lur a..” ka­bi­lin­den bi­le ol­sa bir ta­kım tah­min­ler­de bu­lun­mak­ta­dır.

Bu­na gö­re; MHP’­nin güç­len­me­si en iyi ar­gü­man­dır.

Çün­kü MHP’­nin güç­len­me­si CHP’­nin güç­len­me­sin­den iyi­dir.

Sa­yın Arın­ç’­ın ifa­de et­ti­ği şey, top­lum­sal psi­ko­lo­ji çok önem­liy­di. Ma­lum, Arınç: ‘top­lu­mun ya­rı­sı­nın sev­me­si, di­ğer ya­rı­sı­nın nef­ret et­me­si si­ya­set için uy­gun de­ğil­di­r’ gi­bi bir çı­kar­sa­ma­da bu­lun­muş­tu. Ma­ale­sef ik­ti­dar ta­ra­fın­da ya­ni asıl so­rum­lu­lar açı­sın­dan la­yık-ı veç­hi­le de­ğer­len­di­ril­me­di. Bu da nef­ret söy­le­mi­nin po­li­tik çı­kar için eh­ven ol­du­ğu ze­ha­bı­na kap­tır­dı kit­le­le­ri hak­lı ola­ra­k…

Öte­den be­ri si­ya­si fi­gür­le­rin po­li­tik çı­kar için ‘ger­gin­lik ya­ra­tıl­ma­sı ge­rek­ti­ği­’ tak­tik­le­ri baş­ta­ki­ler için “tut­mu­ş” bir tak­tik gi­bi al­gı­la­nı­yor ol­sa da; acı­sı his­se­dil­me­ye baş­lan­dı­ğın­da, ge­ri dö­nü­şü ol­ma­yan ve hiç­bir gü­ven­lik pa­ke­ti­nin ön­le­ye­me­ye­ce­ği şe­kil­de bir trav­ma­ya yol aça­bi­le­cek teh­dit al­gı­sı­dır. Ül­ke­nin gü­ven­lik stra­te­ji­le­ri­ni plan­la­yan­la­rın böy­le bir akı­be­ti dü­şün­müş ol­ma­ma­la­rı müm­kün de­ğil­dir.

MHP (ve MHP’­nin koa­lis­yon or­ta­ğı ola­ca­ğı bir hü­kü­met) dı­şın­da­ki bir fark­lı ik­ti­dar ya­pı­lan­ma­sı, nef­ret at­mos­fe­ri­nin ül­ke­yi na­sıl bir ca­dı avı­na dö­nüş­tü­re­bi­le­ce­ği­ni ha­tır­lat­mı­yor mu? Ne de ol­sa MHP, kla­sik sağ ve/ve­ya mu­ha­fa­za­kâr, ya­hut mer­kez söy­lem mu­va­ce­he­sin­de böy­le bir devr-i sa­bık ya­ra­tıp in­ti­kam his­te­ri­siy­le kit­le­si­ni so­ka­ğa dök­me­ye­cek­tir. Her­han­gi bir linç gi­ri­şi­mi­ne izin ver­me­ye­cek­tir. Ya­ni Kad­da­fi, Sad­dam ben­ze­ri bir so­na hiç kim­se­yi ta­şı­ma­ya­cak­tır. Bu an­lam­da si­gor­ta­dır de­ne­bi­lir.

Mil­li­yet­çi Ha­re­ke­tin Mer­kez Ola­rak İni­si­ya­tif Al­ma­sı

Bi­rin­ci se­nar­yo­da MHP’­ye pa­sif bir rol bi­çil­miş­ken, bu ikin­ci­ye gö­re MHP bi­raz da­ha ak­tif ve da­ha so­rum­lu bir mev­ki­de­dir. İl­la ki bir iç sa­vaş al­ter­na­ti­fi için bu po­tan­si­yel çok uzak bir ih­ti­mal di­ye ila­ni­ha­ye sak­la­na­cak de­ğil­dir. Da­ha müs­bet se­nar­yo­lar için de dü­şü­nül­me­li­dir.

Di­ye­lim ki AK Par­ti bek­le­di­ği so­nu­cu ala­ma­dı, MHP de bek­le­nen per­for­man­sı gös­te­re­me­di ve si­ya­set ta­ma­men bö­lün­dü. Kan­dil ve İm­ra­lı da­ha et­ki­li ol­du ve Kürt di­re­niş ha­re­ke­ti ola­rak al­gı­la­nan si­ya­set, ulus­la­ra­ra­sı des­te­ği de ar­ka­sı­na ala­rak hem ba­ra­jı aş­tı, hem de bü­tün di­ğer si­ya­set­ler et­ki­siz­le­şe­ce­ği için bü­yük bir rol üst­len­di. Ba­ra­jı aş­ma­ma­sı dra gam de­ğil; zi­ra o za­man da da­ha zor­lu bir ye­rel par­la­men­to te­şeb­bü­sü dev­re­ye so­ku­la­cak­tır. 

Böy­le bir al­ter­na­ti­fin re­ali­ze ol­ma­sı ve­ya edil­me­si du­ru­mun­da, ge­çen­ler­de bir­çok ya­ban­cı der­gi­nin pay­laş­tı­ğı gi­bi, Kürt dev­le­ti ku­rul­ma­sı önün­de­ki en­gel kalk­mış mı de­mek­tir? Dış ba­sın­da­ki si­ya­set ya­pı­cı­la­rın bu min­val­de­ki açık­la­ma­la­rı me­se­le­nin ya­ban­cı mü­da­ha­le­si­ne ne ka­dar açık ol­du­ğu­nun gös­ter­ge­si­dir. Her ne ka­dar Kan­dil bi­rin­ci ağız­dan böy­le bir ba­ğım­sız­lık dü­şün­me­dik­le­ri­ni, de­mok­ra­tik bir kan­ton he­sap et­tik­le­ri­ni söy­le­se de bö­lü­cü ör­gü­tün için­de­ki ya­ban­cı is­tih­ba­rat­la­rın on­la­ra na­sıl bir ye­ni rol biç­tik­le­ri­ni bi­le­me­yiz şim­di­de­n…

Bi­le­me­yi­z… Zi­ra pun­du­na ge­tir­di mi, bu İn­gi­liz-Ya­hu­di me­de­ni­ye­ti­nin ya­ni ge­çen asır­da cet­vel­le Or­ta­do­ğu­’da sı­nır­lar çi­zen­le­rin İs­ra­il’­in gü­ven­li­ği için 2. İs­ra­il fonk­si­yo­nu de­ruh­te ede­cek bir Kürt dev­le­ti­ne sı­cak bak­ma­ya­ca­ğı­nı da söy­le­ye­me­yiz.

BDP (HDP-Kan­dil-PKK-Bir mik­tar Türk so­lu) Tür­ki­ye par­ti­si ol­ma ira­de­si gös­te­re­bi­lir ve ya­ban­cı is­tih­ba­rat­lar­dan va­res­te ola­rak ger­çek­ten de­mok­ra­tik hak­lar için mü­ca­de­le eder­se se­çim­de­ki vit­ri­ni ve uy­gu­la­ya­ca­ğı-açık­la­ya­ca­ğı prog­ram bu açı­dan önem­li­dir. Sa­yın De­mir­ta­ş’­ın Cum­hur­baş­kan­lı­ğı aday­lık sü­re­cin­de or­ta­ya koy­du­ğu den­ge­li po­li­ti­ka bi­raz bu an­lam­da ümit­var ol­ma­mı­zı fı­sıl­dı­yor ama bu­nun ör­güt­sel ya­pı için­de ne hü­küm ic­ra ede­ce­ği­ni-ede­me­ye­ce­ği­ni tah­min et­mek zor de­ğil.  

Tür­ki­ye bir se­çi­me gi­di­yor ve hiç­bir şey Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nı­nın ön­gö­rü­sü ka­dar ba­sit de­ğil.

Tek ku­tup­lu de­ğil. 

Ara sı­ra se­çi­me de­ği­ne­ce­ğiz.

Bu şe­kil­de, ar­ka-pla­nı­na­…

 
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Lütfü Şehsuvaroğlu Arşivi