Müsadenizle İzin Verilmiştir!
Şu “Kobani Kantonu” (KK) yöneticileri çok kıyak adamlar! Bir kere konuşmayı seviyorlar. Her mevzuda ahkâm kesiyorlar; konuşandan zarar gelmez, sen susandan kork!
Tabiî ABD’nin önderliğindeki koalisyonun el bebek gül bebek nazeninleri ya, yüksekten atmaya da bayılıyorlar.
At keleşi Kobanili Hasso, Eşme inlesin
İmralı mapusanesindeki de dinlesin!
Aynelarap sağ ve esen iken elli bin nüfuslu bir kasaba imiş... Çoğunluğu Kürt, fakat Arap ve Türkmenler de var. Hatta az da olsa Ermeni... Anlayacağınız, Suriye’de herhangi bir kasaba. Bütün etnik unsurlar bir arada yaşıyorlar, kiminde Araplar çoğunlukta, kiminde Türkmenler, kiminde Kürtler...
Ya şimdi?
Artık Aynelarap’ta Araplar yok, Türkmenler de. Ya Kürtler? Onlar da diğerleri gibi Türkiye’de dinleniyorlar. Bir gün öz yurtlarına dönerler elbette. Bakalım o zaman özlerini öz savunma birliklerinden kim savunur!
Aynelarap’ta nüfus olarak ne kaldı geriye? “Öz savunma birlikleri” onlara ilaveten “üvey peşmerge” unsurları. Toplasan bir kaç bin kişi...
Birkaç bin kişi deyip küçümsemeyin. Bir sürü eş başkanı, eş bakanı vesairesi var. Mesela Öz Savunma Bakanı bile var (eşli mi, değil mi belli değil). İşte bu Öz Savunma Bakanı İsmet ne buyurmuş bakın: “Beş günlük gidiş geliş ve görüşmelerde bizden izin istediler türbeyi savaşçılarımızın denetimindeki Aşme Köyü’ne taşımalarına izin verdik. Onlar kısa süreliğine türbenin orada kalacağını söylediler. Ondan sonra götürecekler. O bölge şimdi YPG’nin denetiminde.”
Yaşşa be Şeh İsmo!
Sayende ceddimiz bir süre Türkmen Osman Bozan’ın mülkünde konaklayacak. Sonra? Ya nasip? Ceddimizin dirisi dünyayı dolaşmıştı, ölüsü de dolaşır, dert değil.
Senden izin alınmadan bu işler yapılabilir miydi? Ben derim ki mümkünü yok! Asla ve kat’a! Kat’iyyen ve katibeten!
Muhtemelen olay şöyle gelişmiştir: Sınırda askeri araçlar görünüyor, belli ki geçecekler, Öz Savunma Bakanı hazırolda, “müsadenizle geçin, ne farkı var, ha sınırın ötesi, ha berisi” diyor. Araç komutanı asker de Türk muaşereti icabı: “Müsade Allah’dan, keko!” diyor.
Operasyon tamamlanıyor, dönüşte de aynı formaliteler yerine getiriliyor. O sırada, askerler Eşme’ye bayrak dikiyor, kazı yapılıyor. Öz savunma bakanı megafonla: “Bayrak dikmenize izin verilmiştir. Hatta mezar da kazabilirsiniz!” diye sesleniyor.
Dedik ya, “kıyak çocuklar”. Elbette çok misafirperverler.
Dünyanın yuvarlak olmasına izin verdikleri gibi, iki kere ikinin dört etmesine izin verdikleri, hatta suyun yüz derecede kaynamasına izin verdikleri gibi vermişler izni. Ne var bunda şaşacak?
Tabii Rojevi Esir Gazetesi Şeh İsmo’nun haberini yapıyor. Sağ olsun bizi bilgilendiriyor. Gazete bizi askerimizin izinsiz girmediğine, hatta öz savunma güçlerinden izinsiz kuşların dahi o arazi üzerinde uçamayacağına inandırıyor. Çok mukni adamlar. Ben Kantondan izin alınmadan bu operasyonun yapılmayacağına baya inandım. Fakat haberin sonunda işkillendirici bir cümle var.
Özsavunma bakanı nedense âniden “Türkiye koridor açmalı” diyor...
Oldu mu ya şimdi? Bu nasıl öz savunma! Sizden izinsiz kuş uçmuyorsa, bu kadar hâkimseniz bulunduğunuz coğrafyaya, açın koridorunuzu, dünya görsün gücünüzü!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.