Umut
Yeni bir döneme uyanmak, umudu en başa almaktır. Umutsuz anın olmamasıdır. Umuttan başka bir şey bizim şiarımız olamaz. Umut, hayatın kaynağı ve en çok yakışanıdır insana. İnsan umuda doğru yürüdükçe güçleniyor. Umudun gücü, insanın fiziksel ve metafiziksel atmosferini değiştiriyor, etkiliyor. Dergâhımız umut dergâhıdır.
Umut, olumsuzlukların yok edilmesi demektir. Kötü olan ne varsa onlar bir bir tükeniyor umudun karşısında. İnanmış insana en çok yakışanı umuttur. İnsan umutla büyür ve umutla gençleşir. İdealistlerin en çok umutları vardır. İdeallere umutlarla erişilir. Ulaşılmaz sanılan bütün menzillere onunla varılır. Aşılmaz sanılan bütün engeller onunla aşılır. Umuda yaslanmış yürekler, tebessüm elbisesi giyenlerdir. İnsanın halleriyle tabiat arasında benzerlik her zaman diz dize gibidir. İnsanın tabiatıyla, doğanın tabiatı birbirine öylesine benzerlikler içeriyor ki, kişi kendi, varlığını idrak edemeyince, doğanın da pek farkına varamıyor.
Şöyle bir betimle yapsak; bu kış mevsimi alabildiğine darlandırdı. Kazalar, umulanların ötesine geçti. Ne kadar dikkatli olması söylense de insana insan bildiğinden şaşmıyor. Nefsin dizginlenebilmesi büyük çaba istiyor. Kar, tipi alabildiğine hayatı felç etmeye yetti. Kar yağınca bir bakıma hayat durur gibi olsa da insanlar daha çok evlerinde, ev halkıyla, konu komşularıyla, vakit geçirdi. Kış sahiden de kışlığını yapmıştı. Her geçen kış (mevsim), aslında kışlığını, diğer mevsimlerde kendilerine düşeni yapıyor olsa da hatıralarda kalan en çok belleğimizde yer etmiş olaylara ait olanlardır. İnsan her gün anılar derliyor yeryüzünden. Anılar asla bizi bırakmıyor. Yaşanılan onlarca olay, hadise, kavga, fitne, fesat, kırgınlık, dargınlık, sevinç, mutluluk, coşku, aşk adı her ne olursa olsun gün içinde bizimle var olan eylemlere dairdir. Aslolan kışın bizde bıraktığı izler gibi yaşadıklarımızdan payımıza düşen dersi alarak yeni anlara, zamanlara ve günlere ulaşmaktır. Kar yağınca nasıl bir telaş başlar? Nasıl bir sevinç, nasıl bir sokağa, bağa, bahçeye doğru şenlik yaşanılırsa yaşanılsın bir müddet sonra bu haller geride kalır. Karın sağladığı havanın, soğuğun, ayazın altında kendini dinleme fırsatı sunar bireye. Tefekkürü artan insan; bembeyaz elbisesiyle toprağa, hayvana, bitki ve nebatlara umut suyu olarak düşünüldüğünde kış; mutlu bir sonu hazırlamış olmanın geçiciliğiyle aramızdan sessizce ayrılarak bahara doğru kelebeklerin kanatlarına su, ağaçların damarlarına su, toprakların damarlarına su dolayısıyla su ile insanın imtihanı bir yanıyla da başlamış olur. Su ve insan birbirine kaynamış tek vücut bu nedenle su gibi aziz olma hali vardır. Tabiatın, yeryüzünün suya muhtaçlığı suyu daha da azizleştirmektedir.
Bir şubat soğuğu ağar
Ağacın dallarına ağır ağır
Su yürür, toprak uyanır
Bir cemre havası hissedilir dudaklarda
Terütaze ellerinde çocuğun hayat
Çiçekler açar gül yüzlü yanaklarında
Kelebeklerin mevsimi başlar sonra
Şimdi su ve çiçek
Şimdi çocuk ve güneşin vaktidir elbet
İki damla yaş
Bir şubat soğuğu kelebeklere inat
Bir teşbihe ihtiyacımız mı var? Vardır elbette. Eski çağ ve yeniçağ. Kadim kültür ile Seküler kültür. Dün ile bu gün. Geçmiş ile gelecek. Umutsuzlarla umutlu olanlar. Modernizm ile klasik dönem. “Eski Türkiye” ile “Yeni Türkiye”.
Eski ile yeni arasında yalnızca umudu önde tutmak yetmez. Bu nedenle ekonomik kalkınmışlığın, iç istikrarın, halk arasındaki tesanütün sürmesi ve kardeşler arası kavganın bitirilmesi lazımdır. Olumlu bütün gayretler her dönemde destek görür ve görmelidir. Seksen beş yıllık Cumhuriyet döneminde yapılamamış olanların son dönemlerde toptan yapılmış olmasının, yapılmaya devam edilmesinin, her şehre bir üniversite kurularak, büyük şehirlerin adetleri çoğaltılarak, yüzlerce üniversite açılmış olmasının gelecekte ki Büyük ve Yeni Türkiye’nin daha iyi görüleceğine de işaret eder. Demir, hava, deniz ve karayolları baştan sona yenilenmiştir. Hızlı tren, her şehre havalimanı, deniz limanlarıyla, gümrük faaliyet alanları gibi farklılıkların, hastanelerin, postanelerin, sağlıktaki yenilenme ve helikopter cankurtaranlarına varıncaya değin kazanımların her birisi Yeni Türkiye fotoğrafıdır. Bu fotoğraf; büyük düşleri hazırlamaktadır. 2023 hedefi fazla büyük bir hedef değil artık. Kalkınmış Büyük Cihan Devleti Türkiye’nin 2053 ve 2071 hedefleri vardır.
Bu bir umuttur ve umudun tazelenerek her gün yenilendiğini görenlerin ülkesidir ülkemiz, Türkiye’miz. Bu nedenledir ki bu ülkede yaşamak demek, cihana dair düşler görmek demektir. Büyük projeler üretmek demektir. Yeni yetişmekte olan gençlerin en çok büyük düşlere ve projelere ihtiyacı vardır.
Düşleri olmayanların gelecekleri de olmaz denilir ya, bizim düşlerimiz geleceği kuran, kurgulayan düşlerdir. Bütün insanlığın huzuruna, kardeşliğine yönelik düşlerdir.
Halkın seçtiği bir Cumhurbaşkanına erişmiş olmak bu ülkenin nereden nereye doğru geldiğini görmek değil yalnızca, nereden nereye doğu gittiğini idrak etmek demektir.
Umudumuzu daha da büyüttük. Her günün, her anın yenilendiğini bilerek umudumuzu büyütmeyi sürdürüyoruz. Bana, sana, hepimize yakışan en güzel umutlarla yeni anları, zamanları, saatleri, günleri yaşamaktır. Her uyanışın bir diriliş eksenli uyanış olduğunu unutmamaktır.
Umut, inanmışlar çağının azığıdır.
2 Mart Şanlıurfa’da "Yedi Bilge"-Yedi Güzel Adam" konferansı Eyyubiye Belediyesi Kültür Merkezi’nde saat 10.00’da kitaplırımı imzalayacağım- 10.30 (konferans) akşam 19.00 Yedi Güzel Adam’dan Şiirler
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.