Lütfü Şehsuvaroğlu

Lütfü Şehsuvaroğlu

Üzeyir Garih'i kim öldürdü

Üzeyir Garih'i kim öldürdü

Üzeyir Garih iş dünyasında az karşılaşılan entelektüel bir patrondu. Birçok kitabı var. Ayrıca İslam tasavvufundan da haberdar olduğu hatta bir şeyhi de sık sık ziyaret ettiği söylenirdi.

Bizim Musevimiz, bizim Yahudimiz idi. Müslüman olduğunu iddia edenler de vardı. 

Bilmiyorum.

Bildiğim farklı bir girişimci idi.

Ortağı İshak Alaton ile Alarko Holding’i yönetiyordu.

Tuhaf bir cinayetle ortadan kaldırıldı.

İn cin top oynarken bir mezarlıkta tuhaf bir şekildi öldürüldü.

Geçenlerde eski fotoğrafları karıştırırken onunla karşılaştım.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığında sunum yapmıştı.

Güneydoğu Anadolu bölgesinde dev bir agro-endüstri merkezi kurmaya talipti.

Alarko Holding olarak.

GAP’ın bütün ürünlerini işleyecek ve ihracatı büyütecek tarım sanayi entegrasyonunu kuracak dev bir agro endüstri merkezi. Diyarbakır ve Şanlıurfa valileri de vardı. Her biri “aman bizim orada olsun” telaşındalar.  Herhalde işi bir şey diye düşünüp kendi illerine kaydırmaya çalışıyorlar.

Emekli bir oramiral de yanına takılmış, ABD’den beş yüz milyon dolar tedarik ettiklerini söyleyip sunuculuk yapıyor. Işık Biren paşa…

Bir de broşür basmışlar…

Küçük bir broşür.

Ne yazıyor biliyor musunuz?

Water management İsrael and Arap Waters

Yani Arap ve İsrail sularının yönetimi…

Sunumu yaptılar. Ben hiç durur muyum? Önce Üzeyir Beğin nasıl entelektüel bir işadamı olduğundan dem vurup böyle bir girişimin de Türkiye’nin ihtiyacı olduğunu söyledim. Fakat birkaç sorum var dedim. Birincisi AB’de bu işler üç aşamada olur dedim. Birincisi Tarımın organizasyonu. İkincisi sanayinin organizasyonu. Üçüncüsü de tarımla sanayinin birlikte pazarın organizasyonu. Zira doktora tezim AB (O zaman AET) ile sınai rekabet gücü analizi üstüneydi ve bütün AET mevzuatını içmiştim. Elbette bu projenin çıktılarından biri de tarım ve sanayi entegrasyonu olacaktı. Ayrıca GAP gibi dev maliyetli proje artık müthiş bir gelir getirecekti. 

Ve fakat bu Arap ve İsrail suları da ne demek oluyor dedim. Biz de bölgedeki su sorunlarını yakından takip ediyoruz ne de olsa. Su Savaşları kitabına karşı bir Su Barışı kitabımı yazmışız ve Toprak ve Su Kaynaklarını Muhafaza ve Geliştirme Sistemi ortaya koymuşuz. Ortadoğu su politikalarını a’dan z’ye tahlil etmiş tartışmışız. 

Hemen tornistan ettiler ve o başlığın oraya yanlışlıkla girdiğini söylediler. Nasıl yanlışlıkla olabilirdi ki? Zaten küçücük broşür…

GAP’ta böyle bir proje hayata geçmedi ama böyle bir proje el’an da elzemdir.

Ayrıca sadece GAP değil, DAP(DOĞU ANADOLU KALKINMA PROJESİ) VE OAP(ORTA ANADOLU KALKINMA PROJESİ) entegre edilip büyük bir ülkesel proje haline getirilmeli en azından koordinasyonu sağlanmalı. Böylece iç barış teknik zeminde mecburi hale gelir. Her kalkınma bölgesi diğerine muhtaç hale gelir, Sakarya ile Fırat gerçekten ayrılmaz bir enterkonnekte sisteme kavuşur. Bu ne demek? Kürt sorununun da çözümü demek.

Yapılacak işler böyle teknik ve mühendislik işleridir. Onun için diyoruz. Sadece sosyal okul veya imamhatip zekâsıyla ülkesel meseleler çözülemez diye… Bunu derken sosyal bilimleri küçümsediğimi sanan gafiller var ya da İmamhatip’i… Ne kadar sosyal bilimlerle uğraştığımı, hatta Türkiye’nin en yetkin sosyal bilimcisinin manevi ama en yakın talebesi olduğumu söylemeden geçemeyeceğim. Bir imamhatipliden daha fazla da hayatımızın onların aşkı etrafında eylemlerle, amellerle dolu… Ama bu işler Batı’da nasıl oluyorsa öyle yurt içinde entropi yaşanmadan, enerji içerde birbirimizi kırmadan faydalı projelere evrilmelidir. Bu da mühendislik ve teknik ile olur. Agro-endüstri merkezi, GAP, tarım Sanayi entegrasyonu, Toprak ve Su Kaynaklarını Geliştirme, sularımızın enterkonnekte sisteme kavuşturulması, hammadde işleme oranlarının artırılması, havza ıslahı ve havza bazında destekleme projeleri gibi projelerle olur. 

Üzeyir Garih öldürüldü.

Acaba neden?

Çok merak ediyorum.

Fakat projesinin milli bir politika, milli bir proje halinde, üstelik de tüm tarım kesiminin organizasyonu ile tüm sanayi kesiminin organizasyonu biçiminde, ardından da pazarın organizasyonu teşkili ile bir üst yapıya kavuşmak suretiyle gerçekleştirilmesi elzemdir. 

Yoksa iyi saatte olsunlar, bizim Üzeyir Garih’i eleştirmemizi yanlış mı anladılar?

YAHUT, MAFU yani İsrail Ergenekon’u bu projenin Alarko öncülcüğünde bile olsa Türkiye’de gerçekleşmesine razı mı olmadı? 

Hakan Fidan artık siyasetçi olduğuna göre, bunu ona soruyorum. Cevaplayamazsa oy yok bencileyin…

Hadi bakayım…

Dikkat ederseniz, Oslo’yu Moslo’yu sormuyorum. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Lütfü Şehsuvaroğlu Arşivi