İstanbul Kanalı ve Diğer Dünya Kanalları
Tam İstanbul Kanal Projesi üzerine kafa yoruyordum ki üç katlı Boğaziçi Tünel Projesi gündeme geldi.
Her ülke insanı, projelerini konuşur. Siyasetçilerin konuya yaklaşımı haliyle her zaman abartılı olur.
Doğal ortamı değiştirme konusunda beni en çok etkileyeni, lise yıllarıma aitti.
Dönemin Sovyetler Birliği, Sibirya'ya dökülen nehirlerin yönlerini İç Asya'ya çevirecekti. O nehirler ne oldu bilmem ama Aral Gölü’nün de çöl haline geldiğini bilirim.
Dünyada kanal deyince akla Süveyş ve Panama geliyor. Her ikisi de 19. yüzyıl projesidir. Aslında ilk kanal projesi üzerine kafa yoranlar da Osmanlılar'dı. Hazar Denizi ile Karadeniz arasını birleştirecek bir kanal projesini gündeme almışlardı. Sokollu Mehmet Paşa'nın başlattığı kanal, Don-Volga Kanal Projesi adıyla hâlâ gündemdedir.
Tarihi olarak Süveyş Kanalı, diğer projeleri tetikleyen olumlu bir başarı sağlamıştı. Panama Kanalı da öyle… Her iki projenin küreselleşmeyi hızlandıran bir araç haline de geldiğini söyleyebiliriz.
Küreselleşme yeni bir ivme kazandı ve her iki projenin de genişletilmesi gündeme geldi. Ayrıca yeni kanallar da konuşulmaya başlandı.
Panama'ya rakip Nikaragua Kanalı bunların en popüler olanıdır.
İstanbul Kanalı'nın tanıtımını izleyince etkilenmemek mümkün değildir. Yeni bir Boğaziçi açılırken, çevresinde mükemmel şehircilik örneği olan 500 bin nüfuslu bir yerleşim yerinin de ortaya çıkması bekleniyor. Aslında ortaya çıkacak ekonomik değer de sadece bu görünüyor.
Diğer projeleri anlamadan, İstanbul üzerine fazla yorum yapmamak gerekiyor.
Panama Kanalı da genişletiliyor. Hatta yeni bir Panama Kanalı'ndan bile bahsediliyor.
Eğer Panama Colon Serbest Bölgesi'ni anlayamazsanız, bırakın kanalı, küreselleşmede yaya kalırsınız.
Panama, hizmet sektörüyle ayakta duran ve Güney Amerika'nın en rekabetçi ülkelerinin başında gelir. Panama şehri, bankacılıkta dünyanın en dinamik merkezlerinden biridir.
Gelişen e-ticaret sektörünün dünya başkenti gibidir. Colon Serbest Bölgesi’ndeki antrepolar, hem Kuzey Amerika'ya hem de Güney Amerika'ya birer sevkiyat noktasıdır.
Yine dünyada en fazla bayrak taşıyan yat ve tekne kaydı bu ülkeye aittir. Bu yoğun ilgiye cevap vermek için, Panama Kanalı'nın ya genişletilmesi gerekiyor, ya da yeni bir kanal açılması zorunlu görünüyor.
Ancak dünyadaki kriz nedeniyle, şimdilik kanal projesi askıya alındı.
Aslında eş zamanlı bir gelişme komşu ülke Nikaragua'dan geldi. Panama Kanalı'na alternatif bir projenin kendi ülkelerinde daha sağlıklı olarak hayata geçeceğine inandılar. Çinliler, hemen projenin üstüne atladılar.
Ancak Nikaragua Projesi'nde de parasal sorunlar olmamasına rağmen yine proje ileri bir tarihe ertelendi.
Mısır Hükümeti de Süveyş Kanalı'nı genişletme projesine finansman sağladığını açıklamıştı ama başlangıcı en az bir yıl ertelendiğini duyurdu.
Don-Volga Kanal Projesi’ni bugün, Ruslar sahiplendi ama Hazar Kanalı Projesi de Rusya'daki kriz sebebiyle belirsizlik sümeni altına konuldu.
Dünya hareketi içinde kanalları iyi okumamız gerekiyor. Ancak, Çinliler'in Kuzey Denizi’nde bazı limanları alma isteklerini de düşünmeden geçemeyiz.
İki noktayı unutmadan, İstanbul Kanalı'nı konuşamayız.
Dünyadaki bütün kanal projeleri, ülkeyi ve kanalı finanse edecek bir küresel değer üzerinden oluşuyor ve yürüyor.
Diğeri de dünyadaki kriz ve belirsizlikler, bütün projeleri öteliyor.
İstanbul Kanalı'nın ekonomik değeri, iç ekonomiye bakıyor ve şehir rantı oluşturuyor. Dev ticaret gemilerinin, petrol tankerlerinin geçişine uygun görünmüyor.
Bu kanala yeni görevler yükleyerek, daha anlamlı ve finansman imkânı rahat hale getirilmelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.