Tarımsal Bilgi Sistemi Üzerine
“Ürün artık parmağımın ucunda… Parmağımın ucuyla dokunuyorum klavyeye ve tarladaki bütün bilgilere erişiyorum. Tarladaki ve ahırdaki… Buzağı bir günde ne kadar kilo aldı, ineğin süt verimi ne kadar…
Tek tıkla ahırdaki hayvanın ne kadar yeme ihtiyacı olduğunu biliyorum.
Tek tıkla marketten aldığım ürünün hangi çiftlikte üretildiğini ve nasıl bir işleme tabi olduğunu öğreniyorum.
Uçan kuştan, yerdeki karıncadan, nebatattan hayvanattan, yere düşen daneden, mezbahadaki etten, fırındaki ekmekten, sıkılan her meyveden, sudan topraktan, üründen, gıdadan, ilaçtan, gübreden, tohumdan, çalışandan çalışmayandan, selden, kuraklıktan, dondan, pazardan, fiyattan, verimden haberdar olmak güzel değil mi?
Ne diyor Mevlana: “Dünya haberdar olmaktan ibarettir.” Çiftçinin ektiğinden, biçtiğinden, tüketicinin yediğinden içtiğinden haberdar olması ne saadet!...”
Bunları çiftçimizden duymak ne güzel…
Bu nasıl mümkün olabilir?
Tarımsal bilgi sistemi ile…
Türkiye yapay gündemlerle haylice oyalandı. Türkiye’nin gereksiz problemlerle meşgul edilmesi, zaman ve kaynak israfına neden olduğu gibi verimsiz çalışmalar, enerjinin içerde patlamasına bir entropiye de neden olmaktadır.
Oysa şöyle bir kural vardır: asıl meselesini bilen toplumlar asıl meselesini bilmeyen toplumları yönetirler. Bizim asıl meselemiz nedir, nelerdir?
Kürt sorunu mu, Ermeni sorunu mu, Kıbrıs sorunu mu, başkanlık sorunu mu, herkesin birliğe gittiği bir dünyada sözde özerkliklerle parçalanma sorunu mu, başörtüsü mü, laiklik mi, bunları çoğaltabiliriz ve hiçbirinin aslında sorun olmadığını görürüz.
Asıl sorun tekniktir, topraktır, sudur, verimliliktir, üretimdir. Buralarda aranmalıdır. Çözüm de buralardadır.
Tarım bakanlığı kahraman tarımcılarıyla eski Türkiye’de de harikalar başarmıştı. Kahraman ziraatçılar ve veterinerler onlarca yıl toprağa bağlı ekonominin, reel ekonominin ülkeye daha fazla katma değer sağlaması için canla başla çalıştılar.
Büyük projeler gerçekleştirdiler.
Tyuap, tarımsal yayım ve uygulamalı araştırma projesi bunlardan biridir. Tarımda modern tekniklerin çiftçiye kazanılmasında 80 sonrasında hayli katkı sağladı. Fakat bu projenin dışarıya gereksiz yere kaynak aktardığını da söylemeden geçemeyeceğim. Yerli ve önemli projelerin başında benim de büyük emek verdiğim Yayçep geliyor. Yaygın Çiftçi Eğitim Projesi açık üniversite modelini, yetişkin eğitimini, uzaktan eğitimi, tv ile eğitimi ve ödüllendirme sistemini hayata geçiren örnek bir eğitim ve yayım projesiydi. Bakıyorum da on yıl boyunca 2500’ün üzerinde film hazırlamışız. TRT’ye, Toprağın Sesi’ne, GAP TV’ye… YAYÇEP’in Türk çiftçisine çok katkı sağladığını bizzat çiftçilerin ağzından çok duydum.
Şimdilerde ise öteden beri üzerinde çalışılan dev bir proje hayat buluyor artık.
Tarım bilgi sistemi. Çiftçi kayıt sistemi ile başlayan bu proje artık entegre bir tarım yönetim sistemi haline geliyor.
Tarsey ile çiftçi ve devlet digital ortamda buluşuyor. e devlet modelinin örnek bir uygulaması hayata geçiyor.
İlk başlarda çiftçide bir tedirginlik oldu elbette. Zira gözlemlenmek, kayıt altına alınmak sanki yeni vergiler yeni darlamalar, sıkıştırmalar olarak algılanır.
Ama artık çiftçi de biliyor ki, bir tuş ile ne kadar destek alacağını öğrendiği gibi, tarlasındaki ürüne hangi tarımsal girdiyi, hangi miktarda kullanacağını da öğrenecek. Ahırdaki inek, süt verimini artırmak için hangi yemi ne miktar ve ne zaman almalı…
Bunu İngiltere’ye 1988 yılında, ABD’ye de yöneticilerin eğitimi kursuna gittiğim 1997 yılında görüp imrenmiştim. Gerçi oradakiler yerel bazda idi. Ahırdaki ineğin rasyon ihtiyacını bölgenin yayım teşkilatı online sistemle bağlanıp çiftçiye bildiriyor ve günlük olarak ineklerin süt verimi, bakımları, beslenmeleri takip ediliyordu.
Nihayet daha büyük bir entegre bilgi sistemine ülkemiz kavuştu.
Bu vesileyle Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızı en ücra köşesine vericileri diken işçisinden, tarladaki çiftçimize ve onlara hizmet veren ziraat mühendislerimiz ve veteriner hekimlerimiz ile bütün bakanlık personeline kadar teşkilatımızı ve elbette ki yönetici arkadaşlarımla Sayın Bakanımızı kutluyorum.
‘Hayırlı işlerde yarışınız’ buyruluyor ya, hayırlı işleri de taltif edebilmeliyiz. ‘Marifet iltifata tâbidir.’
Belki burada daha kısa zamanda yapılabileceğine dair tenkitler olabilir. Ama bu kadar zaman geçmesiyle de personelin eğitimi ve adaptasyonu daha sağlam gerçekleşmiştir kim bilir?
Eğriye eğri, doğruya doğru
Geçenlerde cumhuriyet tarihimizin en uzun süreli tarım bakanlığını yapmakta olan ve birlikte de çalıştığımız Sayın Mehdi Eker basına bir sunum gerçekleştirdi. Ne yazık ki Türk basını başka şeylerle meşgul olduğu, en başta söylediğim yapay gündemlerle boğuştuğu için asıl meselesini fark edemedi, değerlendiremedi. Oysa Tarım bilgi sistemi medyanın tümünde gazetelerde ve televizyon kanallarında günlerce anlatılmalı işlenmeliydi.
Medya maalesef sonradan görme yarıbuçuk aydınlar tarafından işgal edilmiş ülkemizde.
Dün de böyleydi, bugün de böyle…
Malum benim iktidarı da, cemaati de, daha evvel askerleri de, kemalizmi de ne kadar eleştirdiğimi bilirsiniz. Belki de normal aydının görevini yapabilme, hakikatin peşinde olma insiyakı ister istemez namuslu adamı muhalefete iter. Ama iyi, doğru, düzgün işleri de söylemeli; ‘eğriye eğri, doğruya doğru’ demeliyiz.
O basın toplantısında açıklandığı kadarıyla Tar-bil yahut yeni ve daha kapsamlı adıyla TARSEY tarımın her alanının kayıt altına alındığı ve izleneceği bir entegre bilgi sistemi…
Türkiye tarımını entegre bir yönetim anlayışına da kavuşturacak bu bilgi sistemi ile ilgili ayrıntılara yarın da değineceğim.
“DÜNYA HABERDAR
OLMAKTAN İBARETTİR”
HZ. Mevlana
BİR DÖRTLÜK: ABDURRAHİM KARAKOÇ’TAN
SEVGİ DAĞ ZİRVESİ, KİN DİPSİZ KUYU
KARIŞTAN KISADIR HAYATIN BOYU
ŞAYET KİRLETİRSE TOPRAĞI, SUYU
GÖĞSÜNDEN VURURUM KENDİ GÖLGEMİ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.