İzmir Yeniden Cazibe Merkezi Olur mu?
Geçen yıl, endüstriyel tasarımcı Deniz Karaşahin'i İzmir İnovasyon Haftası'nda dinlemiştim. Karaşahin, cildinize nefes aldıran, beraber yıkanabildiğiniz, bir hayli estetik ve en önemlisi de kemiğin çabuk iyileşmesini sağlayan alçı tasarımını burada anlatmıştı.
Üstüne üstlük bu tasarımını 3D yani üç boyutlu yazıcı ile üretmişti.
Şimdi yine İzmir'deyim ve İnovasyon Haftası etkinliklerini aynı heyecanla takip etmek istiyorum.
Aldığım ilk haber geçen yıl büyük ilgi uyandıran 3D yazıcı ile ortaya konulan alçılar hakkında oldu.
Dünyanın en büyük işlemci üreticisi Intel, Karaşahin'e teklif yapmış ve sensörlü alçıları Türkiye'de üreteceklermiş. Böylece kemiklerdeki iyileşme süreçlerini takip etmek daha da kolaylaşacak.
İhracatımızda konjonktürel nedenlerle azalma yaşanıyor. İster döviz kurlarına bağlayın, isterse komşularımızda yaşanan sorunlara, sonuçta dış ticaret bütün dünyada zorlaşıyor.
Bunun tek bir çözümü var: Daha yenilikçi ürünler üzerine kafa yormak, katma değeri yüksek mal ve hizmetler üretmek. Bunun için Türkiye İhracatçılar Meclis'nin (TİM) başlattığı İnovasyon Haftası, umarız ki bir kitlesel hareket oluşturur.
Gördüğüm kadarıyla Ege İhracatçı Birlikleri (EİB), İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Kalkınma Ajansı konuya sahip çıkmış. Beş bini aşkın inovasyon meraklısı toplantı salonu ile birlikte koridorları da doldurdu.
İlgi sadece yerel yönetimlerle sınırlı değil. Etkinliğe İsviçre Hükümeti de sponsor oldu. Saat, çikolata ve dağları ile özdeşleşmiş İsviçre'nin yenilikçi rekabeti çok yüksek. Bu da toplantının önemini gösteriyor.
Hafta başında İstanbul'da "İnovatif Kentler" üzerine yapılan toplantıya Anadolu'dan 28 şehir yöneticisi katıldı. Yenilikçiliğin şehirlere ne gibi katkılar sağlayacağı konusuna büyük ilgi vardı.
Demek ki inovasyon dalgası bütün yurda yayılıyor. Bundan sonra bu dalga iyi yönetilebilirse, nevzuhur beyinlerle belli adımlar atılabileceğine inanıyorum.
Toplantının önemli konuşmacılarından biri "Nesnelerin İnterneti" tanımıyla ünlenen Kevin Ashton oldu.
Bilginin insanlık tarihi boyunca gelişmesi üzerinde duran Ashton, 21. yüzyıla ait bir kavram ve gerçek olan Nesnelerin İnterneti'nin gelecekte değil, şu an yaşanmakta olduğunu hatırlattı.
Şimdiye kadar internet bilgi ölçümleri kilobyte, mega byte gibi artarak zetabyte ile tanımlandığını anlatan Ashton, zetabyte Avrupa büyüklüğünü ifade ediyorsa, Nesnelerin İnterneti en büyük galaksilerden biridir, şeklinde bir ölçü kullandı.
Siz bir yere gittiğinizde nerede olduğunuzu bilemeyebilirsiniz ama cep telefonunuz bunu biliyor diyen Ashton, telefonunuzun sizin konumunuzu otomatik olarak belli yerlere gönderdiğini de hatırlattı.
Mesela, Batı Afrika'da insanların göç ve seyahat hareketlerini cep telefonlarına bakılarak oluşturulan bir harita, EBOLA virüsü kontrolünde kullanıldı. Kişisel bilgiler mahfuz kalmak kaydıyla yapılan bu harita ile önemli bir başarı elde edildi.
Kendi kendine giden en popüler aracın Mars'a inen Curiosity olduğunu biliyoruz ama Google, Tesla gibi markalar da kendi kendine giden otomobiller yaptılar. Ancak mevcut yollarımız insandan daha güvenli şoför olan bu araçlara uygun değil.
Yine de Batı Avustralya'da madenlerde çalışan dev iş makinaları, insansız olarak madenlerde çalışıyorlar. Hem insan hayatı korunmuş oluyor, hem de zor şartlara sahip ortamlara talep olmaması sorununu çözüyorlar.
Ya bundan sonra ne olacak?
Dünyanın bir parçası ile dev galaksiyi kıyaslayın.
Eğer İzmirliler bu yenilikçilik fikrine sahip çıkarlarsa, önemli bir cazibe merkezi olacak demektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.