Japon Nüfusu Artıyor!
Bu artışın Japonya’da olmaması bilhassa dikkat çekici!
Japonya dünyanın 10. kalabalık ülkesi ama, nüfus artışı neredeyse durmuş. Ülke dünyanın en yaşlı nüfusuna sahipmiş. Nüfusun yüzde 30,1'i 60’ından daha yaşlı imiş ve 60 üzeri yaş grubuna girenler açsından dünyanın en yüksek yüzdesine sahipmiş.
Yirmi milyon 70 yaş üzeri nüfuslu
bir ülke…
Japonlarda bir “intihar kültürü” var. Başarısızlık veya haysiyet kıran bir durumda intihar eden Japonların haberlerini yıllardır okuyoruz. Japon kamikaze pilotlarının 2. Dünya Savaşı’nda ABD güçlerine bir hayli hasar verdiği de malumumuz.
Dünyanın öbür ucundaki Japon’un intiharı bize her zaman ulaşmaz ama, geçenlerde, İzmit Körfez geçiş köprüsü inşaatında çalışan Japon Mühendis Kishi Ryoichi, kopan halattan sorumlu olduğu düşüncesiyle intihar etmiş…
Bu elim vak’a ülkemizde oldu. Elbette geniş yankılar uyandırdı.
İntiharın Kishi Ryoichi’nin kitabında yeri var, fakat intihar bizim inancımız/kültürümüz için “yasak”lar listesinde. Kendi canına kıymak, büyük günahlardan. “Kendi canına kıyanın cehennem azabına maruz kalacağı” yönünde hadisi-şerifler sözkonusu…
Japon Mühendis intihar edince, Türkiye’nin aklıevvelleri, “neden intihar etmiyorlar” veya “etmiyoruz” dalgasına maruz kaldı.
Onlara göre, cumhurbaşkanından aşağıya doğru başbakan, bakanlar ve birçok milletvekili şimdiye kadar bu Japon’un onurlu davranışını göstermeliydi. Bu sakar mantığın neden iktidar sözkonusu olduğunda devreye girdiğini anlamak zor. Eğer başarısızlık intihar sebebi ise, CHP’nin mevcut genel başkanlarının, yönetici kadrosunun çoktan öbür dünyanın yolunu tutması gerekirdi!
İntihar eden Japon bu dünyada ceza çekme ihtimalini ortadan kaldırmış oldu. Eğer kopan halattan kendini mesul sayıyorsa, bunun için adliyenin yolunu tutmalıydı. Bundan ötürü kendisine verilecek cezaya razı olmalı ve yaşarken onu çekmeliydi.
İbret ölümle değil, böyle adalet talebiyle de verilebilir.
Bizim hamakat erbabı, bir eli yağda bir eli balda, hayat boyunca hata üstüne hata işlemiş bir zümre, şimdi Japon mühendise methiyeler düzüyor.
Hatta “ille de Japon olmak istiyorum” diyenler var. Olun kardeşim! Önünüzü kesen mi var?
“Ben Japon oldum. Madem ki Japon oldum, öyleyse, bugüne kadar katlandığım haysiyetsizliklerden ötürü bir Japonun yapması gerekeni yapmalıyım” diyeni gördünüz mü? Kendileri Japon olacakmış gibi yapıp, rakiplerini, düşmanlarını, sevmediklerini Japon olmaya icbar ediyorlar!
Japon olmak isteyenlere tavsiyem: Japon olun ki, çok sevdiğimiz dostumuz Japonların nüfusu sayenizde artsın. Yoksa adamların yaşlılıktan dünyadan silinmesi sözkonusu. Gerçi bizim sonradan olma Japonlar da pek genç sayılmazlar. Bu itibarla Japonya onların Japonluğundan memnun olur mu, onu da bilemeyiz.
Hele bir hanım yazar da böyle bir yazı ile piyasaya girince, epey sevindim. Meşhur bir yazarımız artık Japon meşhurları arasına girecek diye. Meğer meramı o değilmiş.
“Allahım” demiştim gökyüzüne seslenerek, “bir kere daha dünyaya gelmek mümkünse eğer, beni bir sonraki seferde, Japon yarat!”
Yoksa bu dünyaya ikinci geliş garantisi için bir hile olmasın?
Fakat asıl söyleyeceğim şu: Siz önce müslüman, Türk oldunuz mu ki, başka bir kavimden olacaksınız?
Değiştirecek bir kimliğiniz var mı gerçekten?
Gelelim Japon ahlâkı hayranlığına…Yıllardır “ahlâk görecelidir, ahlâkın eğitimi olmaz, nedir bu din ahlâk eğitimi” diyenler, “terbiye” kelimesinden bucak bucak kaçanlar, Japonların ahlâk eğitimine hayran oluyorlar.
Sizin terbiyenizle buraya kadar!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.