Tambur Terapisi
Divan edebiyatımızın günümüz insanı ile buluşmasına vesile olan Avukat Hayati İnanç’ın ofisinde Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürü Murat Salim Tokaç dostumuzun tamburuyla konuşmasına şahitliği Kahramanmaraş milletvekili Nevzat Pakdil, Kayseri milletvekili Yaşar Karayel, Radyo Televizyon Üst Kurulu Başkanı Davut Dursun, RTÜK üyesi Nurullah Öztürk gibi aşinası dost çehrelerle birlikte yaptık. Tokaç’ın sazının adının ‘tanbur’ veya ‘tambur’ tartışmasına hiç girmedik.
Bağlamayı hatırlatan tamburda notalar arasında yumuşak geçişler yapılırken titreye sallana karara ulaşan uzun mu uzun bir sapa sahip tamburun salt Türkiye’de kullanılan tek saz olduğunu hatırlattıktan sonra kopuzun gelişmiş şekline de benzetildiğini söyleyebilirim.
Bürokrasiden ve doktorluk mesleğinden ötede musikişinas çevrelerin çelebi mizacıyla sevdiği Murat Salim Tokaç unutulan seslerimiz arasından unutulmayacak besteler arasından zuhurata tabii olarak çıkardığı tınılarla kulağımızın pasını alırken yine Kültür Bakanlığı sanatçısı adaşı Murat Bey’in solosuyla derinliklere yolculuğa çıkıverdik.
Hayati İnanç Ankara Hamamönü’ndeki Kabakçı Konağı’nda her ayın son Çarşamba günü yaptığı ‘Can veren pervaneler’ programından yorgun geldiği halde tamburun tınısıyla coşarak divan edebiyatımızın farklı isimlerinden beyitleri bugünkü anlamlarıyla izah ederken entelektüel düşüncenin günümüz insanına nakşedilmesi gereği üzerinde duruldu. Sözlü ve sazlı sohbete ikram edilen yemek sonrasında çaylarımızı yudumlarken de devam edildi.
Medyanın hal-i pür melalinden tutun da siyasetin içinde bulunduğu son duruma varıncaya kadar geniş alanda yapılan sohbette nezaket ve saygı başrollerdeydi. Tambur dinleyip de Tamburi Cemil Bey’den bahsetmemek olmaz tabi. Ne de olsa mızraplı tamburu bugünkü haline getiren Cemil Bey’in geliştirdiği üslup ile tamburun musikimizdeki yerini anmış olalım.
Avukatlık ofisini sanatçı duyarlılığı ile dizayn eden Hayati İnanç’ın ortağı Avukat Ömer Eryılmaz da sohbette kendine düşen bölümlerde farklı seslerle konuşmasına devam ederken kendisinin Nevzat Pakdil’in öğrencisi olduğunu ve ilk kitap okuma merakını da öğretmen olduğu dönemde Pakdil’den aldığını gururla söyledi. Yaşar Karayel ise İstanbul Kültür Müdürlüğü görevini yaptığı dönemlerde yaşadıklarından bahisle şu anda sanat ve sanatçının belli noktalara gelmesinde iktidarın özveri ile çalıştığını, sanat ve sanatçıya bu iktidar döneminde eskilerin vermediği değerin verildiğine işaret etti.
Meclis çalışmalarının devam etmesi nedeniyle milletvekillerimize gelen uyarı mesajının ardından sohbetimize ara verdiğimizde musikimizin emin ellerde olduğunu düşünürken TRT nin Hayati İnanç ile özel programlara başlamasının Osmanlıcanın gündemde olduğu şu günlerde yarar sağlayacağı akıllarımızda kaldı. O akşam eve döndüğümde tambur dinlemenin bana gereksiz hırslarımdan arınmak için bir terapi sayılabileceğini de bir kere daha anlamış oldum.
Bu toplantının hemen ardından ise Birlik Vakfı Ankara Şubesinin her pazartesi ve perşembe günleri değişik konularda farklı düşünceden işinin ehli insanları davet ederek üyeleriyle buluşturduğu bir etkinlikteydik. TRT Genel Müdürü Şenol Göka “Medya ve Kültür” başlığıyla yaptığı konuşmasında medya kültürü dersi alırken salondaki kafalara takılan sorulara da cevap vermeyi ihmal etmedi.
Felsefi boyutu dışında popüler konulara da giren Göka’yı dinlerken abisi dostumuz psikolog Erol Göka aklımıza gelmedi değil. Zaman zaman sohbetin medya konusundan çıkarak medya olgusunun insanımıza yaptığı etkilerden söz edildi. Sohbet sonrasında özel salona geçilip çaylarımızı yudumlarken TRT Genel Müdüründen randevu talep eden bazı misafirleri Mahmut İbiş’in “Sayın Genel müdürümüzün sekretaryasından randevu alınız burası yeri değil” diyerek haklı çıkışından rahatsız olmadık. Birlik Vakfı’nın misafiri olarak gelen Şenol Göka’yla görüşmek isteyenler veya program teklifi yapanlar İbiş’in bu sert çıkışıyla susmayı yeğlediler.
Protokol kurallarını alt üst eden bu türden konuşmalardan sonra akşam yemeğinde TRT Genel Müdürümüz olmaksızın Muhittin Bal ve Mahmut İbiş ile sohbetimizin konusu Birlik Vakfımızın yapacağı yeni etkinliklerin projelendirilmesi oldu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.