Batuhan Çolak

Batuhan Çolak

DHKP-C'nin Tetikçileri

DHKP-C'nin Tetikçileri

Örnek Olay: Suikast, Bombalama, Gasp gibi Terör Eylemlerine Karışan Üniversiteliler

TÜR­Kİ­YE “Sul­tan Işık­lı­” is­mi­ni ilk ola­rak 21 Ey­lül 2011 ta­ri­hin­de An­ka­ra Kum­ru­lar So­ka­k’­ta ger­çek­le­şen 5 ki­şi­nin ha­ya­tı­nı kay­bet­ti­ği, on­lar­ca ki­şi­nin ya­ra­lan­dı­ğı te­rör sal­dı­rı­sı­nın he­men son­ra­sın­da, te­rör­le mü­ca­de­le ekip­le­ri ta­ra­fın­dan olay ye­rin­de gö­zal­tı­na alın­ma­sıy­la duy­muş­tu. Gö­zal­tı­na alın­dık­tan son­ra pat­la­may­la iliş­ki­si­nin ol­ma­dı­ğı dü­şü­nü­le­rek ser­best bı­ra­kı­lan Işık­lı “pat­la­ma­yı gör­düm, yar­dım için ora­ya git­tim. Da­ha son­ra ne ol­du­ğu­nu an­la­ma­dan po­lis­ler ta­ra­fın­dan gö­zal­tı­na alın­dım, ben de slo­gan at­ma­ya baş­la­dı­m” söz­le­riy­le ken­di­si­ne hak­sız­lık ya­pıl­dı­ğı­nı id­di­a et­ti.

basliksiz-2-159.jpg

16 Ha­zi­ran 2012 ta­ri­hin­de Po­lis Me­mu­ru Ze­ke­ri­ya Yur­da­kul, İs­tan­bul Ga­zi­os­man­pa­şa­’da ye­mek ye­di­ği sı­ra­da, ar­ka­sın­dan yak­la­şan 2 te­rö­ris­tin sal­dı­rı­sı so­nu­cu şe­hit edil­di. Ba­şı­na ve vü­cu­du­na on­lar­ca mer­mi isa­bet eden po­lis me­mu­ru olay ye­rin­de ha­ya­tı­nı kay­be­der­ken, sal­dır­gan­la­rın uzun nam­lu­lu si­lah kul­lan­dık­la­rı ve bi­ri ka­dın 2 ki­şi ol­duk­la­rı be­lir­len­miş­ti. Bu olay­dan kı­sa bir sü­re son­ra sal­dı­rı­yı ya­pan­la­rın eş­kâl­le­ri po­lis ta­ra­fın­dan tes­pit edi­li­yor­du. Em­ni­yet, Kum­ru­lar sal­dı­rı­sın­da gö­zal­tı­na alı­nan DHKP-C te­rör ör­gü­tü­ne men­sup ol­du­ğu be­lir­le­nen Sul­tan Işık­lı­’nın ve bir er­kek te­rö­ris­tin ola­yın fai­li ol­du­ğu­nu açık­ladı. Genç kı­zın fo­toğ­raf­la­rı­nı ba­sı­na ve em­ni­yet güç­le­ri­ne da­ğı­tı­lı­yor, her yer­de aran­ma­ya baş­lı­yor­du.

Tüm bu ge­liş­me­ler son­ra­sın­da Işık­lı­’nın an­ne­si Cen­net Gü­neş ile avu­kat­la­rı Çağ­la­ya­n’­da­ki İs­tan­bul Ada­let Sa­ra­yı önün­de bir ba­sın açık­la­ma­sı dü­zen­li­yor­du. Gü­neş, kı­zı­nın böy­le bir ola­ya ka­rış­ma­dı­ğı­nı id­di­a edi­yor­du:

“Bu bir komp­lo­dur. Bü­tün ga­ze­te­ler­de te­le­viz­yon­lar­da kı­zı­mın fo­toğ­raf­la­rı te­rö­rist ola­rak ya­yın­la­nı­yor. Be­nim kı­zım böy­le bir şey yap­maz. Kı­zım üni­ver­si­te­de oku­yor. Ha­ber­ler­de yurt­dı­şın­da eği­tim al­mış de­ni­yor. Kı­zım üni­ver­si­te okur­ken sü­rek­li ya­nım­day­dı. Söy­le­nen­le­rin hep­si ya­lan. Ha­ya­tın­dan en­di­şe edi­yo­rum. Yurt­se­ver­di ken­di­si. Kı­zım de­mok­ra­tik bir öğ­ren­ci. Pa­ra­sız eği­tim is­te­di ve pan­kart aç­tı di­ye bu su­çu üs­tü­ne atı­yor­lar. MO­BE­SE­’de­ki gö­rün­tü­ler­de­ki be­nim kı­zım de­ğil. Baş­ka bir yer­de­ki gö­rün­tü­sü­nü alıp ya­yın­la­mış­lar. Be­nim ço­cu­ğu­mu kat­le­der­ler­se bu­nun so­rum­lu­su kim ola­cak? Böy­le yer­ler­de­ki gö­rün­tü­sü­nü alıp ya­yın­lı­yor­lar. O ka­rın­ca­yı bi­le in­cit­me­z”

Bu id­di­ala­rın ar­dın­dan, hem em­ni­yet yet­ki­li­le­ri hem de fo­toğ­raf­la­rı ya­yın­la­yan ba­sın ku­ru­luş­la­rı hak­kın­da suç du­yu­ru­sun­da bu­lu­nan Gü­neş, ka­mu­oyun­da ko­nuy­la ala­ka­lı tar­tış­ma­la­rı da ar­tı­rı­yor­du.

Po­lis me­mu­ru Ze­ke­ri­ya Yur­da­ku­l’­u ye­mek ye­di­ği sı­ra­da, ar­ka­sın­dan yak­la­şa­rak uzun nam­lu­lu si­lah­lar­la hun­har­ca kat­le­dip ka­yıp­la­ra ka­rı­şan Sul­tan Işık­lı ve Ha­san Se­lim Gö­nen, 20 Tem­muz 2012 ta­ri­hin­de bin­dik­le­ri tak­si­nin po­lis ta­ra­fın­dan dur­du­rul­ma­sı üze­ri­ne em­ni­yet güç­le­ri­ne ateş açı­yor­lar­dı. Çı­kan ça­tış­ma­da bir po­lis me­mu­ru ya­ra­la­nır­ken, Ha­san Se­lim Gö­nen ağır ya­ra­lı ola­rak ele ge­çi­ri­li­yor­du. Işık­lı ise tak­si­yi gasp ede­rek kaç­ma gi­ri­şi­min­de bu­lu­nu­yor an­cak po­lis­le­rin mü­da­ha­le­si son­ra­sın­da ya­ra­lı ola­rak ya­ka­la­nı­yor­du.

2002 yı­lın­da Yıl­dız Tek­nik Üni­ver­si­te­si Bil­gi­sa­yar Mü­hen­dis­li­ği Bö­lü­mü­nü ka­za­nan ve ai­le­si­nin ge­le­ce­ğin­den umut­lu ol­du­ğu Ha­san Se­lim Gö­nen po­lis­le gir­di­ği ça­tış­ma­dan son­ra­sın­da ya­ra­lı ola­rak kal­dı­rıl­dı­ğı has­ta­ne­de ha­ya­tı­nı kay­be­der­ken, Ha­cet­te­pe Üni­ver­si­te­si İn­gi­liz Di­li ve Ede­bi­ya­tı öğ­ren­ci­si ol­du­ğu ve 2010 yı­lın­da oku­lu bı­rak­tı­ğı be­lir­le­nen Sul­tan Işık­lı te­da­vi­si­nin ta­mam­lan­ma­sın­dan son­ra tu­tuk­la­na­rak ce­za­evi­ne gön­de­ri­li­yor­du. 

An­ka­ra­’da­ki Kum­ru­lar sal­dı­rı­sı, İs­tan­bu­l’­da bir res­to­ra­na bom­ba ko­yul­ma­sı, po­lis me­mu­ru Ze­ke­ri­ya Yur­da­ku­l’­un şe­hit edil­me­si ve son ola­rak ya­ka­lan­dık­la­rı sı­ra­da bir po­lis me­mu­ru­nun ya­ra­lan­ma­sı gi­bi olay­lar­da adı ge­çen bu ki­şi­le­rin or­tak özel­lik­le­ri, te­rör ör­gü­tüy­le üni­ver­si­te­de ta­nış­mış ol­ma­la­rıy­dı.

Ka­dın te­rö­ris­tin an­ne­si­nin “kı­zım üni­ver­si­te­de okur­ken sü­rek­li ya­nım­day­dı­” de­di­ği sı­ra­da kı­zı; si­lah­lı eği­tim, bom­ba­lı sal­dı­rı ve bom­ba ha­zır­la­ma gi­bi yön­tem­ler­le in­san­la­rı acı­ma­sız­ca kat­let­me­nin in­ce­lik­le­ri­ni öğ­re­ni­yor­du.

Ya­şa­nan bu ha­di­se an­ne-ba­ba­la­rın da ço­cuk­la­rı­nın ge­le­cek­le­ri açı­sın­dan, git­tik­le­ri ve edin­dik­le­ri çev­re hak­kın­da bil­gi sa­hi­bi ol­ma­la­rı­nın ne ka­dar ge­rek­li ol­du­ğu ger­çe­ği­ni or­ta­ya koy­mak­ta­dır.

Tüm bu olay­lar­dan son­ra İs­tan­bul Ad­li­ye­si­’n­de Tu­tuk­lu ve Hü­küm­lü Ai­le­le­ri ile Yar­dım­laş­ma Der­ne­ği (TA­YAD) ta­ra­fın­dan dü­zen­le­nen Ey­lem­de tu­tuk­la­nan Işık­lı­’nın has­ta­ne­de­ki te­da­vi­si­nin ya­rım bı­ra­kıl­dı­ğı id­di­a edi­lir­ken, “Sul­tan Işık­lı­’yı öl­dürt­me­ye­ce­ği­z” şek­lin­de pan­kart­lar açı­lı­yor­du.  

Çağ­daş Hu­kuk­çu­lar Der­ne­ği (ÇHD) İs­tan­bul Şu­be­si de ko­nu­ya iliş­kin bir ba­sın açık­la­ma­sı ya­yın­lı­yor­du:

“Bu per­va­sız yar­gı­sız in­faz po­li­ti­ka­sı­nın son bul­ma­sı­nı is­te­yen her­kes, Ha­san Se­lim Gö­ne­n’­in ka­til­le­ri­nin yar­gı­lan­ma­sı ve Sul­tan Işık­lı­’nın ya­şa­ma hak­kı için du­yar­lı­lık gös­ter­me­li­dir. Zi­ra bu nok­ta­da ve­ri­le­cek olan mü­ca­de­le, yar­gı­sız in­faz­la­ra kar­şı ve­ri­le­cek bir hak ve hu­kuk mü­ca­de­le­si ola­cak­tır!” 

An­ka­ra­’da­ki Kum­ru­lar Sal­dı­rı­sı son­ra­sın­da her­han­gi bir açık­la­ma yap­ma­yan, po­lis me­mu­ru­nun şe­hit edil­me­sin­den son­ra ses­siz­li­ğe bü­rü­nen, Tür­ki­ye­’ye yö­ne­lik te­rör sal­dı­rı­la­rın­da or­ta­lık­lar­da gö­rün­me­yen bu STK’­la­rın söz ko­nu­su te­rör ör­güt­le­ri­nin çı­ka­rı ol­duk­la­rın­da, ta­kın­dık­la­rı ta­vır ay­rı bir in­ce­le­me ko­nu­su­dur.    

Genel Değerlendirme

basliksiz-1-201.jpg

DHKP-C’NİN eleman temin etme ve örgütlenme sürecindeki propaganda söylemi, Marksist-Leninist temelde şekillendirilmiştir. Devlet yapısının reddedildiği ve devlete ait olan her şeyin düşman olarak görüldüğü bu anlayışta, anarşi meşru bir yöntem olarak görülmekte ve düzenin değiştirilmesi için, masum insanlar dahil ölümlerin yaşanması gayet doğal karşılanmaktadır.

DHKP-C, 2008 yılında örgüt lider konumundaki Dursun Karataş’ın hayatını kaybetmesi sonrasında çözülme sürecine girmiştir. Örgütün giderek azalan etkinliği belirli mahallelerle sınırlı kalsa da, üniversitelerdeki yapılanmalar son derece etkilidir. Son dönemde üniversitelerde daha da belirginleşen PKK-DHKP-C birlikteliği, üniversitelerin başlıca sorunu haline gelmiştir.

DHKP-C’nin eylemlerinde herhangi bir artış söz konusu değildir. Ancak dikkat çeken olaylara imza atarak “biz buradayız” mesajı vermeye çalıştıkları da bir gerçektir. AK Parti Genel Merkezine, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Polisevi ek binasına yapılan roketatarlı saldırılar, ABD Büyükelçiliği’ne yapılan canlı bombalı saldırı DHKP-C’nin son dönemde dikkat çeken eylemlerindendir. DHKP-C’ye yakın legal görünümlü kuruluşlara yönelik emniyet operasyonları ve hazırlanan iddianameler örgütü zor durumda bırakmaktadır. Çağdaş Hukukçular Derneği’ne (ÇHD) yapılan emniyet operasyonundan kısa bir süre sonra AK Parti Genel Merkezi’ne yapılan saldırı dikkat çekicidir.

Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın şehit edildiği olayla yeniden gündeme gelen DHKP-C’nin beslendiği en büyük kaynak üniversitelerdir. Buralardan sağlanan eleman gücü, propaganda imkanları, çözüm süreciyle daha rahatlamıştır. PKK yandaşlarına bırakılan serbest alanlardan DHKP-C de yararlanmaktadır. 

Son olarak Vatan Caddesi’nde İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne yapılan saldırı girişiminde öldürülen DHKP-C’li Elif Sultan Kalsen de üniversiteden örgüte katılmıştı. Tıpkı savcıyı şehit eden Şafak Yayla ve Bahtiyar Doğruyol gibi…

Her an insan öldürebilecek bu zihniyetin öncelikle üniversitelerden temizlenmesi gerekmektedir. Çünkü örgütlerin en büyük kaynakları kampüsler halindedir. Adeta kurtarılmış bölgeler gibi at koşturmaktadırlar.

ÜNİVERSİTELERDEKİ BAŞLICA EYLEM YÖNTEMLERİ

PKK ve DHKP-C’nin son yıllarda üniversitelerdeki başlıca eylem yöntemleri şu şekildedir:

 Milli Günlerde Olay Çıkarma

 Polise ve Özel Güvenlik Görevlilerine Saldırılar

 Milliyetçi Gruplara Saldırılar

 Kampüs İşgalleri

 Kimlik Sorma

 Bahar Şenlikleri ve Nevruz’da Propaganda

 Ses Bombası

 Molotof Bombası

 Demir Bilye

 Kesici Aletlerin Kullanılması

 Ateşli Silahların Kullanılması

 Şehir Teröristliği

ALINACAK TEDBİRLER

basliksiz-4-094.jpg

GÜÇLÜ İSTİHBARAT

Okul yönetimi ve güvenlik güçleri arasında kurulacak koordinasyon,    

Öğrenci olmayan kişilerin kampüs alanlarına, okul binalarına girişlerinin engellenmesi,    

Yurtlardaki örgüt etkinliklerine son verilmesi.    

HUKUKİ ÖNLEMLER

Öğrenci aflarının terör eylemlerinden atılanları kapsamaması    

Disiplin yönetmeliklerinin yenilenmesi,

Okul yönetimi, emniyet ve savcılıkların üniversitelerdeki terör yapılanmaları hakkında anayasal görevlerini yerine getirmeleri.

OKUL YÖNETİMLERİNE DÜŞEN GÖREVLER

Kantin, kafetarya ve yemekhane güvenliği,

Ailelerin bilgilendirilmesi,    

Akademisyenlerin bilgilendirilmesi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Batuhan Çolak Arşivi