Adaylardan Aday Beğen
7 Nisan günü milletvekili adayları belli oldu. Ortalık bir yandan sakinleşirken, öbür taraftan homurdanmalar dip dalga şeklinde gelişmeye başladı.
Seçilecek sırada yer alanların ağızları kulaklarında. Ön saflarda olmanın sevabını peşinen almış mü’minlerin sevinçleri var yüzlerinde. Mübareklerin oturup kalkmaları bile değişmiş.
Arka sıralarda olanlar biraz buruk. “Hiç olmazsa listede varım. Bir de listeye girememek vardı.” diye düşünüyorlar.
Bir de listelerde yer alamayanlar var. Bunlardan bir kısmı sansasyonel isimler. Kamuoyunda etkisi olanlar, gazetelerde ve televizyonlarda hayal kırıklıklarını ve sitemlerini dile getirdiler. Bazıları da sert yapıp tavır takındılar.
Listelerde yer alamayıp züğürt tesellisiyle avunanlar var bir de. Bunlar dost meclislerinde esip-gürlüyorlar ama biraz farklı ortamlarda veya basın önüne çıktıklarında, beylik “Partim ne derse o.” moduna giriyorlar.
Listelere giremeyip de “Listede yokum ama partim ne görev verirse yapmaya hazırım.” diyenler var. Terbiyem müsaade etse, bunlara “Bir beklentim var.” diyen eşeğin hikayesini anlatacağım da, mübarek fıkra ne nokta noktalarla; ne de kısaltmalarla anlatılabilir!..
Listelerde görmediğim üzüldüğüm bir kaç isim var ama en çok Prof. Dr. Erol Göka ve Cengiz Aydoğdu‘nun adlarını göremeyince şaşırdım. Göka ve Aydoğdu, siyasete meslek olarak girmeseler de, yazdıklarıyla, konuştuklarıyla, Türkiye’nin bir düşünsel seviye kazanmasına katkıda bulunan entelektüellerdir. Bu tür entelektüellerin siyasete girmeleri, aslında bir lutuftur. Göka ve Aydoğdu gibi entelektüeller listede yer almadığına göre, demek ki Türk siyaseti henüz bu tür lutufları anlayacak seviyeye ulaşmamış.
Aday gösterilmeyenlere fazla takılmadan, adaylara kuşbakışı bir bakalım.
Benim için en büyük sürprizi MHP yaptı. Ekmeleddin İhsanoğlu‘nun seçilecek bir şekilde aday gösterilmesi önemliydi. 1975 yılından beri adına aşina olduğum ve daha sonra da IRCICA’daki başarılı çalışmalarından dolayı yakından tanıdığım bir kültür adamının meclise girecek olması, olumlu bir şeydi. Sinan Ogan‘ın aday gösterilmemesine şaşırdık tabii. Ogan, MHP’nin şehirli yüzlerinden biriydi. (Özcan Yeniçeri‘nin listede olmaması, MHP adına bir kazançtıtr.)
Devlet Bey, genel başkanlıkta kendine rakip olan Ümit Özdağ ve Koray Aydın’ı meclise taşıyacak bir şekilde değerlendirmesi, Türk demokrasi tarihi açısından önemlidir. Rakiplerin tuzla buz edilmesine alışıldığı bir ortamda, Devlet beyin bu erdemli hareketi, demokrasimize nitelik ve seviye kazandıracaktır.
CHP, katılım yarı yarıya da olsa, ön seçimle partililerine güvenmiş ve sandıktan çıkan listeye, kontenjan aday uygulaması haricinde pek müdahale etmemiştir. Demokrasi ve parti içi demokrasi için bu önemli bir aşamadır. Keşke dieğr partiler de bu yolu tercih etselerdi. CHP, bu seçimlerde, biraz daha kendisi olma gayreti gösterdi. Aday profiline baktığımızda, keskin ulusalcı-kemalistler ve sağa kayma (İlhan Kesicihariç. O damad-ı şehriyari olarak Demirel kontenjanından girdi listeye.) oportünistliğini abartmadığı görülüyor. (M. Bekaroğlu‘nu sağdan saymayın.) Umut Oran‘ın liste dışı kalmasına gerçekten sevindim; çünkü bu rakadaş çok oransız laflar ediyordu. Tabii Kamer Genç‘in de listede olmamasına herkes gibi ben de sevindim.
AK Parti, iktidar cazibesiyle, nitelikli insanlar toplamaya devam ediyor. Mustafa İsen, Mazhar Bağlı, Ertan Aydın, Vedat Bilgin gibi yeni isimlerin; Selçuk Özdağ, Naci Bostancı gibi mevcut vekillerin seçilecek yerlerde olması, ülke için bir kazançtır. Fakat Ak Parti, “yetenek avcılığı“ gibi, “siyasetçi avcılığı“ yapması ve kendini göstermeyen pek çok genç ismi siyasete sokması gerekirdi; bunu yapmadılar. (“Genç” diyerek kendimi kurtardım. Kendim için bir şey istiyorsam, namerdim. Ben siyasete yazarak katkıda bulunmayı tercih ettim her zaman.)
Keşke her parti 10-15 kadar “objektif entelektüel” karakteri gösteren adayı, seçilecek sıralara koysaydı da yeni meclis, kısır çekişmeler yerine, nitelikli tartışmalara sahne olsaydı. 3-5 iyi adamla bu olmaz. Mesela Türkiye Günlüğü dergisinden Mustafa Çalık bu dönem mecliste olsaydı güzel olmaz mıydı?
“HDP adayları için bişi demedin hocam.” diyeceksiniz. Onlar için bişi demeye gerek yok ki; bu milletin ökfke baraj patlayıp sandığa yansıyacak ve onlar bu barajın altında kalacaklar. “Meclise giremezlerse, “Türkiye görür”müş. O günler gelsin; el mi yaman, bey mi yaman görelim!... Bu millet böyle ucuz tehditlere pabuç bırakmaz. Akl-ı selim sınırını zorlayıp “Yavuz Selim sınırı“na dayanan, sonucuna katlanır.
***
Yok... Israr etmeyin; bişi bekleyen eşek fıkrasını anlatmam.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.