Lütfü Şehsuvaroğlu

Lütfü Şehsuvaroğlu

Yeni Yetme İslamcıların Üstün Stratejik Düşünme Ameliyeleri

Yeni Yetme İslamcıların Üstün Stratejik Düşünme Ameliyeleri

Anahtar kelimeler şunlar: Statüko, argüman, Eski Türkiye, Yeni Türkiye, Kemalizm…

Demokrasi, özgürlük, yerellik, modernleşme, batıcılık, özerklik…

Genç bir arkadaşımız bilgisayar programı yapmıştı da şaşırıp kalmıştık. Anahtar kelimeleri yüklüyorsunuz, size İsmet Özel şiiri çıkarıyor. Çok kızmıştım. Yahu Cenap olacak iş mi bu? İsmet ağabeye haksızlık ediyorsun filan demiştim. Ama gerçekten de bilgisayarın ürettiği şiirle İsmet Özel şiirini ayırabilmeniz hayli zordu.

Bi bakarsanız….

Bir de böyle başlamazlar mı böyyük stratejik düşünme ameliyelerine!...

Yeni yetme İslamcı yazarlardan söz ediyorum canım, anlamayacak ne var?

Statüko, Kemalizm, üç gram da demokrasi filan…

Ardından argümanları hazırladığınız lapanın üzerine elinizle serpiştiriyorsunuz…

Neymiş efendim, statükoya karşı imişler…

E karşısın da karşısında ne yaptın?

İslam medeniyet güneşini hem bizim ülkemizde hem komşularımızda parlattın da biz mi görmedik?

Hiçbir dayak yemeden, sorumluluk duygusu nedir bilmeden, hikmet, ilim, say nedir anlamadan kolay yoldan yorumcu olan ve medyamızı işgal eden bu takım o kadar kolay kalemşorluk yapıyor ki insan onlar adına hicap duyuyor. 

Stratejik düşünme dersen onlarda…

Dış politika dersen onlarda…

Handiyse bir kurmay kadar savaş taktikleri bile geliştirebilirler…

Partici takımına danışmanlık yaparak, üç beş yazı yazarak echeli oyalayanlar eblehlik sanatında başaltında güreşiyorlar…

Bir de Türkiye’nin geleneksel dış politikasına karşı ahkâm kesmezler mi?

Zannedersin, adamlar Esat’ı devirmiş Suriye’de demokratik bir Cumhuriyet inşa etmişler, Mısır’da darbeciler yargılanmış, Suudi Arabistan adam olmuş, İran dersini almış, Libya’ya öyle huzur gelmiş ki, bütün Libyalılar yatıp kalkıp Türkiye’ye şükranlarını sunarlarmış…

Bütün İslam coğrafyası için bu varsayımları artırabilirsiniz….

Sanki bütün İslam coğrafyası kan ağlamıyormuş gibi hayaller kurabilirsiniz…

Türkiye’yi de Yeni Türkiye imajıyla nirengi noktasına oturtursunuz. Aman Allahım artık nizam-ı âlem bizden sorulacakmış gibi bundan kelli…

İla-yı kelimetullah davası artık emin ellerdedir ve bu kadar kana rağmen huzur içinde mutmain koltuklarımızda çerez çıtlayabiliriz…

Televizyonlarımızın başına geçer diriliş dizisi izleriz.

O ne âlâ…

Oysa ne yapmak lazım?

Başımızı iki elimizin arasına alıp üstadın dediği gibi: “Ben kimim ve bu hal neyin nesi?” diye sormamız icap etmez mi?

Haddi aşanlardan mı oldum acaba?

Bakkalı yaşatmam gerekirken avm sapığı haline nasıl düştüm?

Sanayi hamlesi yapmam icap ederken nasıl oldu da bina ve zinadan mürekkep bir kalkınma stratejisine ram oldum. Bütün tarihi şehirlerimizi rezidanslara, towerslara, avm’lere, plazalara, Firavunun piramitlerinden daha korkunç devasa yapılara mahkum ettim?

Nasıl Büyük Ortadoğu Projesi adı altında İngiliz-Yahudi medeniyetinin oyunlarına alet oldum da bütün İslam âleminde artık bir asır sürecek bir de-stabilizasyona imza attım?

Nasıl oldu da sözde demokratikleştirme ayağına her tarafta içinden çıkılmaz bir karmaşaya geçit verdim?

Niçin Osmanlı’dan tevarüs eden diploması beceresine monşer diye kara çaldım da ne yaptıysam İngiliz-Yahudi medeniyetinin ekmeğine yağ çalan hamlelerim etrafında MAFU’nun bölgesel çıkarlarına alet oldum?

MAFU mu nedir?

Yakında bileceksiniz…

BİR ŞİİR:

ÇIKALIM MAĞARADAN 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Lütfü Şehsuvaroğlu Arşivi